3. Hukuk Dairesi 2017/14590 E. , 2018/277 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

3. Hukuk Dairesi 2017/14590 E. , 2018/277 K.


'İçtihat Metni'

Davacı ... ile davalı ... aralarındaki itirazın iptali davasına dair ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 22/04/2015 günlü ve 2014/451 E. - 2015/171 K. sayılı hükmün Bozulması hakkında dairece verilen 19/04/2017 günlü ve 2017/1784 E. - 2017/5649 K. sayılı ilama karşı davacı tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir.
Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı, davalıya ait aracın kiralanması karşılığında aracın kredi borçlarının kendisi tarafından ödendiğini ancak davalının aracını sözleşmeye ve taahhüdüne aykırı olarak davacıya kullandırmadığından davalının kredi borcuna karşılık olarak ödenen toplam 18.869,88 TL asıl alacak ve 1.651,27 TL faizin tahsili için başlatılan takibe itirazın haksız olduğunu belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davacının sebepsiz zenginleşme uyarınca verdiklerini davalıdan talep edebileceği belirtilerek davanın kısmen kabulü ile itirazın 18.869,88-TL asıl alacak ve 136,81-TL işlemiş faiz yönünden iptaline dair verilen hüküm; davalı tarafından temyiz edilmiş ve Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin 19.04.2017 gün, 2017/1784 Esas ve 2017/5649 Karar sayılı ilamı ile; ' Somut olayımızda; dava, kira sözleşmesinden kaynaklanmakta olup dava 18.06.2014 tarihinde açılmıştır. Dava tarihinde yürürlükte olan HMK. 4/1-a maddesi gereğince dava değerine bakılmaksızın davaya bakma görevi Sulh Hukuk Mahkemesine aittir. Bu nedenle mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken bu yön gözardı edilerek davanın esası hakkında hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.' gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiş, bozma ilamına karşı davacı vekili, süresi içinde kararın düzeltilmesini istemiştir.
Taraflar arasında düzenlenen 14.07.2011 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli oto kiralama sözleşmesinin varlığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. İş bu kira sözleşmesi ile davalı ...’a ait araç davacı ...’ya ait taşıma işlerinde kullanılmak üzere kiralanmıştır. ... 15.07.2011 tarihinde düzenlediği resmi yazılı taahhütname ile; taşımacılık ihalelerinin ... uhdesinde kaldığı sürece kiralamaya konu aracı işin sonuna kadar ...’ya ait şirket uhdesinde çalıştıracağını taahhüt etmiş, 30.11.2011 tarihinde keşide ettiği ihtarname ile de; görülen lüzum üzerine bu tarihten itibaren verilen taahhüdün kullanılmamasını davacıya bildirmiştir.
Davacı, davalı adına ödediğini iddia ettiği banka ödeme makbuzlarına dayanarak 27.05.2013 tarihinde başlatmış olduğu icra takibinde, aylık 1.888,00-TL üzerinden 18.869,88-TL asıl alacak ile 1.651,00-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 20.521,15 TL alacağın tahsilini istemiş, dava dilekçesinde ise; kiralamaya konu aracın alınması konusunda davalıya maddi destek vererek davalının bankaya olan bir kısım kredi borçlarını kendisinin ödediğini, karşılığında ise söz konusu aracın taşıma işlerinde kullanılacağının kararlaştırıldığını, ancak davalının verdiği taahhütten vazgeçmesi nedeniyle sebepsiz zenginleştiğini belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ise; dava konusu aracı aylık 1.888,00-TL taksitle 14.07.2011 tarihinde satın aldığını ve davacıya araç hizmeti ihalesinde kullanmak üzere kiraladığını, kendisinin de 02.01.2012 ile 19.12.2012 tarihleri arasında davacının yanında şoför olarak çalıştığını, davacı tarafından bankaya yapılan ödemelerin ise alacağına mahsuben yapıldığını savunmuştur. Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacı tarafından davalının vaat ettiği çalışma karşılığı olarak davalı adına yapılan kredi taksiti ödemelerinin davacıya iade edilip edilmeyeceği noktasında olup, bu haliyle davaya bakmakla görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu, bu itibarla hükmün görevli mahkemesince verildiği bu defaki incelemeden anlaşılmıştır.
Davalının esasa ilişkin temyiz isteminin incelenmesine gelince; her ne kadar Mahkemece, davalının adına ödenen paraların alacağına mahsuben yatırıldığını ispatlayamadığı, bu haliyle de davacının sebepsiz zenginleşme uyarınca verdiklerini talep edebileceği gerekçesiyle itirazın 18.869,88-TL asıl alacak ve 136,81-TL işlemiş faiz yönünden iptaline karar verilmiş ise de; davalının temyize ek beyan dilekçesinde sunduğu ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 29.12.2015 tarihli 2014/398 Esas ve 2015/895 Karar sayılı ilamında; aynı taleplerle, aynı taahhüt ve belgelere dayanılarak aynı tarihte, davacı ...’nın oğlu...tarafından davalı aleyhine itirazın iptali davası açıldığı ve Mahkemece; davalı ile ... arasında hizmet ilişkisi olduğunun ispatlandığı kabul edilerek, yapılan ödemelerin servis hizmeti karşılığında yapıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmakta olup, dava sonuçlarının birbirini etkileyecek nitelikte olması nedeniyle iş bu davada belirlenen maddi olgularla dava konusu uyuşmazlıkta yer alan unsurlar karşılaştırılmak suretiyle sözü edilen dava dosyası da değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm kurulması gerektiği anlaşılmakla davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile hükmün açıklanan bu değişik gerekçe ile bozulmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Davacının karar düzeltme istemini kabulü ile Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 19.04.2017 gün, 2017/1784 Esas ve 2017/5649 Karar sayılı bozma ilamının kaldırılarak mahalli mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan karar düzeltme harcının istek halinde karar düzeltme isteyene iadesine, 17.01.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön