3. Hukuk Dairesi 2016/10759 E. , 2018/201 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

3. Hukuk Dairesi 2016/10759 E. , 2018/201 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ : ...TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki asıl ve birleşen itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl davanın reddine, bireşen davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraflarca temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Asıl davada; Davacı ...; 09/08/2006 tarihli protokol uyarınca davalılardan 1.210.000 USD alacaklı olduğunu, davalıların alacağın 115.000 USD kısmını gecikmeli olarak ödediğini, kalan alacaklarını tahsil etmek için ... 13. İcra Dairesinin 2008/1686 Esas sayılı dosyasında alacağın şimdilik 200.000 USD karşılığı için başlattıkları ilamsız takipte, davalıların haksız şekilde borca itirazda bulunduklarından bahisle davalıların itirazlarının iptali ile takibin devamına, alacağın %40 oranında icra inkar tazminatına mahkumiyetlerine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen davada; davacı .... vekili; davacı ...' ın davasına dayanak yaptığı 09/08/2006 tarihli ... alacaklılarının müvekkili ...., ... ve ... Assets Inc. olduğunu, alacaklıların alacak oranlarının 1/3 'er oranında olduğunu, müvekkili şirketin dava dışı ... Assets Inc. firmasının haklarını 21/08/2006 tarihli temlikname ile devraldığını, böylelikle müvekkilinin sözleşmeden kaynaklanan hakkının 2/3 oranına ulaştığını, bakiye 1/3 hakkın diğer davacı ...' a ait olduğunu, davalıların sözleşmeden kaynaklanan 1.210.000,00 USD borçlarına karşılık 115.000,00 USD ödeme yaptıklarını, bakiye 1.095.000,00 USD alacaklarının kaldığını, davalıların sözleşmedeki 1.210.000,00 USD borçlarından dolayı müvekkilinin sözleşmeden kaynaklanan 2/3 hakkı karşılığı olan 806.660,00 USD nin davalılardan tahsili için ... 3. İcra Müdürlüğünün 2011/7825 Esas sayılı dosyası üzerinden giriştikleri icra takibine haksız itiraz ettiklerini belirterek; itirazlarının iptali ile davalıların %40 oranından az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkumiyetlerine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili; taraflar arasında para borcunun doğumuna yönelik herhangi bir hukuki ilişki bulunmadığını, müvekkili şirketin bahse konu protokolde herhangi bir imza ve taahhüdünün bulunmadığından hakkında dava açılamayacağını, müvekkilinin 09/08/2006 tarihli protokol gereği ödemesini yaptığını ancak davacının ... 2. maddesi gereği her üç ayda bir ödenen miktarın üç katı tutarında çeki iade etmediğini, davacının yükümlülüğünü yerine getirmediğinden davacının müvekkilinden ödeme talep edemeyeceğini, ... 4. maddesi gereğince davacı icra takiplerini durdurma ve çek şikayetlerini bütün sonuçları ile sonuçlandırması şartını da yerine getirmediğini ve davacının kendi kusuruna dayanarak haksız menfaat temin edemeyeceğini, haksız ve kötü niyetli icra takip yaptığı için %40 kötü niyet tazminatı ile asıl ve birleşen davaların reddine ve davacının müterafik kusuru nedeniyle ... tek taraflı feshinin geçersizliğine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; asıl dava yönünden yapılan ilk yargılamada; davalı ... ... ... Taah. San. Tic. A.Ş. hakkındaki davanın pasif dava ehliyeti bulunmadığından reddine, davalı ... hakkındaki davanın ıspat edilemediğinden reddine karar verilmiş, hükmün davacı tarafça temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 04/10/2012 tarih ve 2012/11620 Esas 2012/22049 Karar sayılı ilamıyla;
“...O halde açıklanan tüm bu nedenlerle, adi ortaklığın tasfiyesi için mahkemece, öncelikle kurulduğu tarihten itibaren ortaklığın tüm muhasebesi ile ilgili defterler ve bu defterlerin dayanağı olan belge ve faturaların ibrazı sağlanmalı, eldeki değerler belirlenerek bunlar ortaklığın aktifinde dikkate alınmalı, yönetici ortak olduğu anlaşılan davalıdan yapılan tüm iş ve harcamalara ilişkin bedeller ile, gerekli görülecek diğer hususlar konusunda hesap listesi istenilmeli, hesap listesinin verilmemesi halinde yönetici ortağın hesap vermekten kaçınmış sayılacağı kabul edilmeli, hesap listesinin verilmesi halinde ise, hesapta uyuşmazlık çıktığı takdirde taraflardan delilleri sorularak toplanmalı, bu şekilde belirlenen mal varlığının ne şekilde tasfiye edileceği yine taraflardan sorulmalı, taraflar tasfiyede anlaştıkları takdirde ona göre karar verilmeli, taraflar tasfiye konusunda anlaşamadıkları takdirde ise, ortaklığa ait tüm gelir gider hesabı çıkarıldıktan, ortaklığın tüm aktif ve pasifi kesin olarak belirlendikten sonra konusunda uzman bilirkişi kurulu aracılığıyla, verilen hesap listesinin, defter ve belgeler ile harcanan bedellerin uyumlu olup olmadığı belirlenerek denetimi sağlanmalı, tasfiyeye esas değerin, karar tarihine en yakın tarih olacağı gözden uzak tutulmamalı, ortaklığın varsa üçüncü kişilere veya kurumlara olan borçları ortaklığın aktifinden mahsup edilmeli, ortaklardan her birinin ortaklığa verdiği avanslarla, ortaklık için yapmış oldukları masraflar ve vermiş oldukları sermaye iade edildikten sonra ortaklara paylaştırılması gereken miktar belirlenmeli, tasfiye bu şekilde gerçekleştirilmelidir. Açıklanan hususlar dikkate alınmadan eksik inceleme ile hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.”
- gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiş, davacı tarafça karar düzeltme istemi üzerine; Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 18/04/2013 tarih ve 2013/3689 Esas 2013/10182 Karar sayılı ilamıyla;
“1- Temyiz ilamında belirtilen gerektirici nedenler karşısında ve özellikle davacının protokol hükümlerine uygun şekilde edimini yerine getirdiğinde alacağın her zaman talep edebileceğinin anlaşılmasına göre, usulün 440. maddesinde sayılan nedenlerden hiçbirisine uygun olmayan sair karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.
2- Taraflar arasında düzenlenen 09.08.2006 tarihli protokolde borçlu ..., ... olarak yazılmış, borçlu taraf adına ... imzalamıştır. Şirketin yetkilisi olarak şirket adına ve kendi adına protokol düzenleyip imzalandığı protokol içeriğinden açıkça anlaşılmaktadır. Davalı ... A.Ş. davada taraf olup husumet yönetilmesinde yanlışlık yoktur. Mahkemece bu davalı hakkında husumetten reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. Mahkeme kararının açıklanan şekilde bozulması gerekirken zuhulen 04.10.2012 tarih 2012/11620 esas ve 2012/22049 karar sayılı ilamı ile değişik gerekçe ile bozulduğu anlaşıldığından davacının karar düzeeltme isteğinin kabulü ile önceki bozma ilamının Kaldırılmasına, açıklanan değişik gerekçe ile bozulmasına” karar verildiği,
- karar düzeltme ilamına ilişkin davacı tarafça maddi hatanın düzeltilmesi amacıyla başvuru yapıldığı; Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 18/11/2013 tarih ve 2013/21333 Esas 2013/28311 Karar sayılı ilamıyla;
“Dosyanın incelenmesinde, davacı tarafından davalılar aleyhine açılan itirazın iptali davasında yapılan yargılama sonunda, davalı ... A.Ş. hakkındaki davanın husumet yokluğunda, diğer davalı ... hakkındaki davanın ise ispat edilemediğinden reddine karar verildiği, kararın davacı tarafça temyiz edilmesi üzerine davacı yararına bozulduğu, dairemiz bozma kararına karşı davacının karar düzeltme talebinde bulunduğu ve bu defa dairemizce 18.4.2013 gün ve 2013/3689-10182 sayılı kararla davacının diğer talepleri reddedilerek davalı ... A.Ş. husumetin yöneltilebileceği kabul edilerek önceki bozma kararının kaldırılmasına ve kararın bu nedenle bozulmasına karar verildiği, mahkemece, son bozma kararının açık ve anlaşılır olmadığından ve ortadan kaldırılan birinci bozmadaki tüm hususları kapsamadığından dairemiz bozma ilamındaki maddi hatanın düzeltilmesinin talep edildiği anlaşılmaktadır.
Davanın reddine dair mahkeme kararı davacı yararına bozulmuş olup, davacının karar düzeltme talebi üzerine dairemizce davalı ... A.Ş.nede husumet yöneltilebileceği kabul edilerek kararın bu nedenle de bozulmasına karar verilmiştir. Ancak dairemizin 18.4.2013 günlü 2. Bozma ilamı ile önceki bozma kararının kaldırılmasına karar verilmiş olmakla maddi hata yapılmıştır. Dairemiz 2. Bozma kararında kararın bu nedenlede bozulmasına şeklinde karar verilmekle yetinilmesi gerekirken dosya kapsamına uygun olan 1. bozma kararının kaldırılmış olması açık maddi hata niteliğinde bulunduğundan dairemizin 2. bozma kararındaki maddi hatanın düzeltilmesine” karar verildiği görülmektedir.
Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin bozma ilamı üzerine, birleşen davayla birlikte yapılan yargılama neticesinde mahkemece;
“asıl dava yönünden; davanın redd ile takip tarihindeki ... Bankasının belirlediği kur esas alınarak 145.000 USD nin 1 USD=1.4310 TL hesabı ile 207.495,00 TL nin %40 ı oranı olan 82.998,00 TL haksız takip tazminatının davacı ...' dan alınarak davalılara verilmesine, “birleşen dava yönünden; davanın kısmen kabulü ile davalıların itirazlarının kısmen iptali ile icra takibine 254.775,00 USD asıl alacak, 57.200,50 USD işlemiş faiz olmak üzere toplam 311.975,50 USD ve asıl alacağa 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanunun 4/a maddesi gereğince; devlet bankalarının bir yıl vadeli Amerikan Doları mevduat hesabına ödediği en yüksek döviz faizi ile birlikte (takip talebindeki yıllık %8 oranı aşılmamak kayıt ve şartıyla) ve ödeme günündeki talepteki gibi döviz alış kuru üzerinden TL karşılığı üzerinden icra takibine devam olunmasına, fazlaya ilişkin taleplerinin reddine.
Kabul edilen asıl alacağın takip tarihindeki ... Bankasının belirlediği döviz kuru miktarı takip talebindekinden daha yüksek olduğundan ve talep aşılmayacağından takip talebindeki 1 USD=1,7290 hesabı ile 254.775,00 USD nin karşılığı olan 440.505,98 TL nin %40' ı oranı olan 176.202,39 TL icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacı ....' ne verilmesine, Takip tarihinden önce ödenmiş olan 35.225,00 USD üzerinden davalılar yararına haksız takip tazminatına hükmedilmesi gerektiğinden takip tarihindeki ... Bankasının belirlediği kur esas alınarak 35.225,00 USD nin 1 USD=1,7488 TL hesabı ile 61.601,48 TL nin %40 ı oranı olan 24.640,59 TL haksız takip tazminatının davacı ....' den alınarak davalılara verilmesine,”
“adi ortaklığın tasfiyesi yönünden; a-Taraflar arasındaki 09/08/2006 tarihli protokol başlıklı sözleşmenin eki listede geçen ....toplam 9 adet çekin itirrazın iptali kararına konu edilen tüm borç ve ferileri ödendiğinde çeklerin davacılardan alınarak davalılara verilmesine , b-Taraflar arasındaki 09/08/2006 tarihli protokol başlıklı sözleşmede geçen icra dosyalarındaki icra takiplerinin tamamen durdurulmasına; c-Taraflar arasındaki 09/08/2006 tarihli protokol başlıklı sözleşmede geçen karşılıksız çek keşide etmek suçu ile ilgili dava sonunda beraat kararı verildiğinden ve işbu beraat kararı kesinleştiğinden işbu ceza dava dosyası yönünden karar verilmesine yer olmadığına,” karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde taraflarca temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle, protokol kapsamında davacılar davalıların 115.000 USD üzerinden kabulü olduğunu, yeminin geçersiz olduğunu ileri sürmüş iseler de; davacının 11/06/2008 tarihli ihtarnamesinde 180.225,00 USD ödemeyi kabul etmesi nedeniyle ödeme konusunda belirsizlik olduğu, söz konusu ödemenin yazılı delillerle olmadığı takdirde yeminle ispat edilebileceği anlaşılmakla, delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, tarafların sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- İİK 67/2.maddesi uyarınca itirazın iptali davasının kısmen veya tamamen reddi halinde, borçlu lehine hükmedilecek tazminat kötü niyet tazminatı olup, borçlu lehine kötü niyet tazminatına hükmedilebilmesi için icra takibinin haksız olmasının yanında takip alacaklısının kötü niyetli olması gerekir. Alacaklı icra takibi başlatmakta kötü niyetli değilse aleyhine kötü niyet tazminatı hükmedilemez.
Somut olayda her ne kadar mahkemece, reddedilen alacak miktarı üzerinden davalılar lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmiş ise de, davacıların icra takibi yapmakta kötüniyetli olduğu ispat edilememiştir. Bu nedenle davalıların kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde tazminata karar verilmesi doğru değildir. Ancak, bu yanılgının düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.
3- İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2 maddesinde düzenlenen icra inkar tazminatının amacı alacağın tahsilini geciktirmeye yönelik haksız itirazları önlemektir. Eğer alacaklı itirazın iptali davasında haklı çıkar ve borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse istek halinde alacaklı yararına, eğer davalı borçlu haklı çıkar ve dava reddedilirse bu kez alacaklının takibinde haksız ve kötü niyetli olması koşulu ile yine istek halinde borçlu yararına tazminata hükmedilir. İcra inkar tazminatı, niteliği gereği ancak itirazın iptali davası sonucunda davanın tamamen veya kısmen kabulüne karar verilmesi koşuluna bağlı olarak hükmolunan miktar üzerinden tahsiline karar verilebilecek bir tazminattır. Yasa ile güdülen amaç borçlu olduğu miktarı bilebilecek durumda olan borçlunun ödeme emri üzerine icra borcunu inkar etmesini önlemek, gerçekte alacaklı olmayan alacaklının da borçluya zarar vermesini engellemektir. Somut olayda alacak miktarı likit, belirlenebilir durumda değildir, yargılama ve yemin neticesinde belirlenmiştir. Anılan nedenle davacılar yararına icra inkar tazminatına karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK'nun 438/7 maddesi hükmü gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda (1). bentte nedenlerle tarafların sair temyiz itirazlarının reddine, (2). bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın hüküm fıkrasının 1. maddesinde yer alan 'Takip tarihindeki ... Bankasının belirlediği kur esas alınarak 145.000 USD nin 1 USD=1.4310 TL hesabı ile 207.495,00 TL nin %40 ı oranı olan 82.998,00 TL haksız takip tazminatının davacı ...' dan alınarak davalılara verilmesine.' ve hükmün 2. maddesinde yer alan “Takip tarihinden önce ödenmiş olan 35.225,00 USD üzerinden davalılar yararına haksız takip tazminatına hükmedilmesi gerektiğinden takip tarihindeki ... Bankasının belirlediği kur esas alınarak 35.225,00 USD nin 1 USD=1,7488 TL hesabı ile 61.601,48 TL nin %40 ı oranı olan 24.640,59 TL haksız takip tazminatının davacı ....' den alınarak davalılara verilmesine” ifadelerinin hükümden çıkarılması suretiyle asıl ve birleşen dosya davacıları yararına; (3). bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın hüküm fıkrasının 2. maddesinde yer alan “Kabul edilen asıl alacağın takip tarihindeki ... Bankasının belirlediği döviz kuru miktarı takip talebindekinden daha yüksek olduğundan ve talep aşılmayacağından takip talebindeki 1 USD=1,7290 hesabı ile 254.775,00 USD nin karşılığı olan 440.505,98 TL nin %40' ı oranı olan 176.202,39 TL icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacı ....' ne verilmesine” ifadelerinin hükümden çıkarılması suretiyle davalılar yararına hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17/01/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön