3. Hukuk Dairesi 2019/3445 E. , 2019/10589 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar; ... İli, ... İlçesi, ... Köyü'nde bulunan 63,104,105,106, 107,109,111 ve 112 numaralı parsellerde 17.06.2013 tarihinde meydana gelen yangın neticesinde arazilerinin zarar gördüğünü, yangının davalıya ait elektrik direğinden kaynaklandığının değişik iş dosyası ile tespit edildiğini belirterek, toplam 160 dekarlık zararın davalıdan tahsiline, olay tarihinden itibaren alacaklarına yasal faiz yürütülmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, dava değerini 69.410 TL olarak göstermişlerdir.
Davalı; öncelikle yokluklarında yapılan delil tespitine ilişkin bilirkişi raporunu kabul etmediklerini, dava konusu yangının elektrik hatlarındaki arızadan kaynaklandığına dair herhangi bir delil ve emare olmadığını, yangının elektrik hattından başka fiil ve eylemlerden çıkma ihtimalinin de bulunduğunu, kendilerine atfı kabil bir kusur olmadığını, meydana gelen zararla aralarında illiyet bağı bulunmadığını, davacının basit koruyucu önlemleri alarak zararı önleyebilecekken bunu yapmadığından kusurlu olduğunu, olayda kaçınılmazlık olgusunun incelenmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne, 54.456 TL'nin olay tarihi olan 17/06/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine dair verilen kararın davalı tarafından temyizi üzerine; Dairemizin 16.05.2018 tarihli ve 2016/8900 Esas, 2018/5306 Karar sayılı ilamı ile; '..Davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. ..Somut olayda mevcut delil durumuna göre, davaya konu yangının; davalıya ait elektrik hattındaki aşırı akımdan dolayı orta gelirim sigortasının atmış olması nedeniyle sigortadan çıkan kıvılcım sebebi ile çıkmış olduğu anlaşılmaktadır. Ne var ki mahkemece; davaya konu olan yangına sebebiyet veren elektrik nakil hattının davacıya ait tarlada olup olmadığı hususunda gerekli araştırma ve inceleme yapılmamıştır. O halde mahkemece; öncelikle davaya konu olan elektrik nakil hattının davacıya ait tarlada olup olmadığı, yangının davacıya ait tarlada başlayıp başlamadığı kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespit edildikten sonra, yangının başlama noktasına göre davacının alabileceği herhangi tedbir olup olmadığı, bu doğrultuda TBK'nın 52/1.maddesi anlamında yangının ve zararın artmasında davacının da kusurunun bulunup bulunmadığı hususunda gerekli değerlendirme yapmak üzere dosyanın önceki bilirkişilerden farklı bir bilirkişiye verilerek yeniden rapor alınması sağlandıktan sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiştir.' gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyulmak suretiyle yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne, buna göre 54.456,00 TL'nin olay tarihi olan 17/06/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-)6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 27. maddesinde 'Hukuki dinlenilme hakkı' düzenlenmiştir. Buna göre, davanın taraflarının yargılama ile ilgili bilgi sahibi olma, açıklama ve ispat hakkı bulunmaktadır. Maddenin gerekçesinde açıklandığı üzere bu hak Anayasanın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsurudur. İddia ve savunma hakkı olarak da bilinen bu hak, tarafların yargılama konusunda tam bilgi sahibi olmalarını, açıklama ve ispat hakkını tam ve eşit olarak kullanabilmelerini, yargı organlarının da bu açıklamaları dikkate alarak gereği gibi değerlendirme yapıp karar vermelerini zorunlu kılmaktadır. Hakim tarafları dinlemeden veya açıklama ve ispat hakkını kullanmaları için kanuna uygun biçimde davet etmeden hükmünü veremez. (YHGK'nun 2009/52 Esas, 2009/105 Karar sayılı kararı)
Taraf teşkili dava şartı olup, davanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir. Mahkemenin, dava dilekçesini ve duruşma gününü taraflara kendiliğinden tebliğ edip taraf teşkilini sağlaması, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun amir hükmü gereğidir. Görüldüğü üzere, taraf teşkili sadece davanın açılması aşamasında değil, yargılamanın diğer aşamalarında da önem taşımaktadır. (HGK'nun 23.11.2011 gün ve 11-554 Esas-684 Karar)
6100 sayılı HMK'nın 55.maddesi uyarınca 'Taraflardan birinin ölümü halinde, mirasçılar mirası kabul veya reddetmemişse, bu hususta kanunla belirlenen süreler geçinceye kadar dava ertelenir. Bununla beraber hakim, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde, talep üzerine davayı takip için kayyım atanmasına karar verebilir'. Bu hüküm mirasçıların mal varlığını etkileyen davalarda dikkate alınmalıdır. Zira mirasçılara intikal etmeyen, tarafın ölümü ile konusuz kalan davalarda gerek bulunmamaktadır.
Dava devam ederken taraflardan birinin ölmesi halinde, TMK'nın 28/I. maddesi uyarınca ölen kişinin taraf ehliyeti son bulur. Bu durumda mirasçıları da ilgilendiren, mirasçıların malvarlığı haklarını etkileyen davalar, tarafın ölümü ile konusuz kalmaz. Bu halde, ölen tarafın mirasını reddetmeyen mirasçılarının, davayı mecburi dava arkadaşı olarak hep birlikte takip etmeleri gerekir.
Somut olayda; davacı ...'un yargılama sırasında 05/06/2018 tarihinde öldüğü anlaşılmıştır. Bu durumda mahkemece ...’un mirasçılık belgesinin ilgililerden temin edilerek, mirasçılık belgesinde belirtilen tüm mirasçılarının davaya dahil edilmesi ve taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, taraf teşkili sağlanmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
2-) Bozma nedenlerine göre, davalının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bendde açıklanan nedenlerle hükmün HUMK'nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, ikinci bendde açıklanan nedenle davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26/12/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
3. Hukuk Dairesi 2019/3445 E. , 2019/10589 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 4 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 6 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 20 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 19 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 19 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 10 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat