3. Hukuk Dairesi 2019/1299 E. , 2019/10371 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

3. Hukuk Dairesi 2019/1299 E. , 2019/10371 K.


'İçtihat Metni'

Davacı ...ile davalı ...aralarındaki itirazın iptali davasına dair İstanbul Anadolu 8. Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 17/01/2018 tarihli ve 2016/688 E. - 2018/38 K. sayılı hükmün düzeltilerek onanması hakkında Dairece verilen 16/10/2018 tarihli ve 2018/4676 E. - 2018/10076 K. sayılı ilama karşı davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir.
Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Dairemizce verilen 23.12.2014 tarihli ve 2014/3769 Esas, 2014/14355 Karar sayılı ilamda, davacının temyiz talebi yönünden herhangi bir inceleme yapılmadan, sadece davalının temyiz talebine hasren yapılan inceleme sonucunda; kararın düzeltilerek onanmasına hükmedildiği anlaşıldığından, davacının karar düzeltme isteminin kabulü ileDairemizin 23.12.2014 tarihli ve 2014/3769 Esas, 2014/14355 Karar sayılı düzelterek onama ilamının kaldırılmasına ve tarafların hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine karar verilerek dosyadaki bütün kâğıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı; taraflar arasında kira sözleşmesi bulunduğunu, 27.03.2006 tarihli zeyilname ile kira sözleşmesinin devam etmesi durumunda aylık kira bedellinin 5.000 USD olacağının kabul edildiğini, davalı aleyhine 25.01.2012 tarihinde başlatılan icra takibi ile 2006 Aralık ayı ile 18.12.2012 tarihleri arası aylar için aylık 5.000 USD hesabı ile 238.666,66 USD kira alacağı ve 51.987,05 USD işlemiş faizin tahsilinin istendiğini, gönderilen ödeme emrine, davalının itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı; davacının kötü niyetli olduğunu, kira sözleşmesinin ... projesi için düzenlendiğini ve proje bitince sözleşmenin de sona erdiğini, davacının talebi üzerine makinelerin Türkiye'ye gönderilmediğini savunarak davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
Mahkemece; davanın kabulü ile 233.666,67 USD kira alacağı, 51.987,05 USD işlemiş faiz olmak üzere toplam 285.653,72 USD alacak üzerinden itirazın iptali ile takibin devamına, icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilen önceki hükmün, davalı ve davacı vekili tarafından temyizi üzerine, Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 21.06.2016 tarih, 2016/1820 esas 2016/4851 karar sayılı ilamıyla, “...Takip konusu alacak belli ve likit olduğundan İcra İflas Yasası’nın 67/2. maddesi hükmü gereği mahkemece haksız itirazın iptaline karar verildiğine göre davacının talebi doğrultusunda kabul edilen ana alacak miktarı üzerinden Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası'nın takip tarihindeki döviz kurlarına göre belirlenecek Türk Lirası karşılığı icra inkar tazminatına da hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde bu konudaki isteğin reddedilmesi doğru değildir.
Davalı vekilinin faize ilişkin temyiz itirazlarına gelince; 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun'un, 3678 sayılı Yasa ile değişik 4/a maddesinde; Sözleşmede daha yüksek akdi veya gecikme faizi kararlaştırılmadığı hallerde, yabancı para borcunun faizinde, Devlet Bankaları'nın o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranının uygulanacağı belirtilmiştir.
Olayımıza gelince; Mahkemece, işleyecek alacağa ilişkin olarak hükmedilen alacağa aylık %7 oranında faiz uygulanmasına karar verilmiş ise de; Takipte alacaklı B.K.’nun 83 ve T.T.K.’nun 623.maddeleri uyarınca seçimlik hakkını kullanarak fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden ödeme yapılmasını istemesi halinde takip konusu alacak tahsil tarihine kadar yabancı para alacağı olarak değerlendirileceğinden bu alacağa 3095 Sayılı Kanunun 4/a maddesi gereğince vade tarihinden fiilen ödeme tarihine kadar Devlet Bankalarının o para birimi ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranına göre işleyecek faize hükmedilmesi gerekirken, faiz oranlarının değişebileceği göz ardı edilerek yazılı şekilde sabit bir faiz oranına hükmedilmesi doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir....” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde; 233.666,67 USD kira alacağı, 34.053,55 USD işlemiş faiz olmak üzere toplam 267.720,22 USD alacak üzerinden itirazın iptali ile takibin devamına, dava konusu meblağa takip tarihinden itibaren Devlet Bankalarının 1 yıllık vadeli mevduata ödediği en yüksek faiz oranına göre faiz işletilmesine, asıl alacak olan 233.666,67 USD'nin (takip tarihindeki TCMB'nin TL/USD paritesi; 1 ABD Doları alış:1,8167 TL, satış:1,8255 TL) % 20'si oranında hesaplanacak icra-inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davalı ve davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının tüm, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davalı vekilinin faize ve icra inkar tazminatına ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297 nci maddesi uyarınca, mahkeme kararlarının;
a) Hükmü veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğini,
b) Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini,
c) Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri,
ç) Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini,
d) Hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını,
e) Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi, içermesi, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi zorunludur.
Açıklanan hükümlerin ortaya koyduğu bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır. Hatta giderek denilebilir ki, dava içinden davalar doğar ve hükmün hedefine ulaşması engellenir. Kamu düzeni ve barışı oluşturulamaz. Hukuk Genel Kurulu’nun 05.10.2011 gün ve 2011/20-607 E.-604 K.sayılı kararında da bu ilkeler aynen kabul edilmiştir.
Somut olayda; Mahkemece, 'asıl alacak olan 233.666,67 USD'nin (takip tarihindeki TCMB'nin TL/USD paritesi; 1 ABD Doları alış:1,8167 TL, satış:1,8255 TL) % 20'si oranında hesaplanacak icra-inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,' karar verilerek icra inkar tazminatına hangi kurun uygulanacağı hususunda infazda tereddüt yaratılmıştır.
Ayrıca, Mahkemece, takibin 233.666,67 USD kira alacağı ile, 34.053,55 USD işlemiş faiz olmak üzere toplam 267.720,22 USD üzerinden devamına ve dava konusu meblağa takip tarihinden itibaren Devlet Bankalarının 1 yıllık vadeli mevduata ödediği en yüksek faiz oranına göre faiz işletilmesine hükmedilmiştir. Ancak İİK'nun 67. maddesi gereğince itirazın iptaline karar verilen asıl alacak üzerinden asıl alacağa takipten itibaren yasal faiz uygulanması suretiyle itirazın iptali ile takibin devamına hükmedilmesi gerekirken asıl alacak üzerinden faizin işletilmesine karar verilmeyerek infazda tereddüt yaratıldığı ve kurulan hükmün faize icra inkar tazminatı yürütülmesi sonucunu doğuracağı hususunun gözden kaçırılması doğru değildir.
Ne var ki, yapılan bu yanlışların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması HUMK'un 436/2. maddesi hükmü gereğidir.
SONUÇ: Mahkeme hükmünün, zuhulen davacının temyiz talebi yönünden herhangi bir inceleme yapılmadan düzeltilerek onanmasına karar verildiği anlaşılmakla , davacı tarafın karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 23.12.2014 tarihli ve 2014/3769 Esas, 2014/14355 Karar sayılı düzelterek onama ilamının kaldırılarak; Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının tüm, davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle İstanbul Anadolu 8. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 17.01.2018 günlü ve 2016/688 E.-2018/38 K. sayılı kararının, hükmün birinci fıkrasından 'dava konusu meblağa' ibaresinin çıkarılarak yerine 'asıl alacak olan 233.666,67 USD'ye ' ibaresinin eklenmek ve hükmün ikinci fıkrasında yer alan 'satış:1,8255TL' ibaresinin hükümden çıkarılmak suretiyle düzeltilmesine ve hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan karar düzeltme harcının istek halinde düzeltme isteyene iadesine, 19/12/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön