3. Hukuk Dairesi 2018/4795 E. , 2019/9664 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ : İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 6. HUKUK DAİRESİ
MAHKEMESİ : İZMİR 10. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen alacak davasının reddine dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelenmesi sonucunda; davacının istinaf başvurusunun kabulüne yönelik olarak verilen kararın, duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle; daha önceden belirlenen 03.12.2019 duruşma günü için tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Av. ... geldi. Karşı taraf adına gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00'e bırakılması uygun görüldüğünden, belli gün ve saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; mülkiyeti davalıya ait olan İzmir, Konak, Alsancak, 395 pafta, 25 parseldeki 1.100 m² alanın kullanım hakkının 19.08.2003 tarihli sözleşme ile 10 yıllığına davacıya devredildiğini, 19.01.2005 tarihli resmi gazetede yayımlanan 5283 sayılı yasanın 4/1. maddesi gereğince, kamu kurum ve kuruluşları tarafından yapılan sözleşmelerinde bakanlığa devredileceği, yasa maddesine göre sağlık tesisi olarak kiralanan taşınmazların kira bedellerinin ödeme yükümlülüğünün yasanın yüyürlüğe konulduğu tarihten itibaren kaldırıldığını belirterek haksız ödenen 1.570.755TL'nin, 2006 yıl sonundan itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı; davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
İlk derece mahkemecesince, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesince, davacı vekilinin istinaf taleplerinin kabulüne ve ilk derece mahkeme kararının kaldırılması ile yeniden görülmek üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin 27.12.2017 tarihli ek kararı ile; kararın kesin olarak verildiği gerekçesi ile, davacı tarafın temyiz talebinin HMK'nun 346/1 maddesi uyarınca reddine, karar verilmiş, ek karar davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
7035 sayılı Kanunun, 05.08.2017 tarihinde yürürlüğe giren 31. maddesi ile değişik 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi hükmüyle, Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairelerince verilen temyizi kabil kararlar ile hakem kararlarının iptali talebi üzerine verilen kararlara karşı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz kanun yoluna başvurulabileceği düzenlenmiştir. 7035 sayılı Kanunun geçici 1. maddesi hükmüyle, 6100 sayılı Kanunun 361. maddesinde temyiz sürelerine ilişkin olarak yapılan değişikliklerin, kanunun yürürlüğe girdiği tarihte ve sonrasında verilen kararlar hakkında uygulanacağı hüküm altına alınmış, anılan Kanunun 34. maddesi hükmünde ise kanun hükümlerinin yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği düzenleme altına alınmış ve 05.08.2017 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe girmiştir. Bu durumda, temyizen incelenmesi istenilen 11.10.2017 tarihli Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı tebliğinden itibaren 2 hafta içinde temyiz kanun yoluna başvurulması gerekmektedir.
Yapılan açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın davalı vekiline usulüne uygun olarak 10.11.2017 tarihinde tebliğ edildiği, adı geçenin ise temyiz dilekçesini 2 haftalık yasal süre geçtikten sonra 11.12.2017 tarihinde sunduğu görülmüştür. 6100 sayılı HMK’nın 366. maddesinin yaptığı yollamayla somut olaya uygulanması gereken aynı kanunun 346/1. maddesi hükmüne göre, süresinde yapılmayan temyiz istemiyle ilgili olarak Bölge Adliye Mahkemesi tarafından karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün ve 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca, Yargıtay tarafından da temyiz isteminin reddine karar verilebileceğinden davacı vekilinin temyiz isteminin, bu gerekçe ile, süre yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru değil ise de sonucu itibariyle doğru olan redde ilişkin hüküm yönünden yeniden yargılama yapılması gerekmediğinden, gerekçenin düzeltilerek onanması HUMK 438/7.maddesi gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle Mahkemenin 27.12.2017 tarihli ek kararının gerekçe ve hüküm kısmında yer alan '...kararın HMK'nun 353/a maddesi uyarınca kesin olmak üzere karar verildiğinden... ' ifadesi gerekçe ve hüküm kısmından çıkartılarak yerine ' ... kararın davalı vekiline usulüne uygun olarak 10.11.2017 tarihinde tebliğ edildiği, adı geçenin ise temyiz dilekçesini 2 haftalık yasal süre geçtikten sonra 11.12.2017 tarihinde sunduğu...' ifadesinin yazılması suretiyle hükmün gerekçesinin düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 03.12.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
3. Hukuk Dairesi 2018/4795 E. , 2019/9664 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 6 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 7 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 5 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 9 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 8 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat