3. Hukuk Dairesi 2019/5070 E. , 2019/8044 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

3. Hukuk Dairesi 2019/5070 E. , 2019/8044 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 61066 ada, 2 parselde kayıtlı taşınmazın, 46 numaralı bağımsız bölümün sahibi olduğunu, müvekkilinin taşınmazının iskan ruhsatının alındığını, davalı ... ferdi su aboneliğine geçmek üzere müracaat ettiğini ancak ferdi su aboneliğine geçilebilmesi için kanal katılım bedeli ve su şebekesi hisse payı bedelinin yatırılması gerektiği aksi taktirde ferdi abone yapılamayacağının belirtildiğini, mağdur edildiğini beyan ederek davalı tarafından talep edilen kanal katılım ve şebeke payı bedeli ile kartlı sayaç ve keşif işçilik ücreti olmak üzere toplam 4.973,00 TL bedelin iptalini, gayrimenkule kartlı sayaç yerine mekanik sayaç takılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı; dava konusu bedellerin sunulan hizmet karşılığı ilk malikten alınan bedel olduğunu, davacı tarafın bu bedellerden muaf tutulma talebinin hiç bir yasal dayanağının bulunmadığını belirterek 2464 sayılı yasanın 87 ve 88 maddeleri ile Aski Tarifeler Yönetmeliği'nin 39. Maddesi gereğince davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; 28/01/2010 tarihinde verilen davanın kabulüne dair karar Yargıtay 13.Hukuk Dairesi'nin 28/03/2011 tarih, 2011/1884-2011/4680 E-K sayılı kararı ile; ''... Bu durumda hizmet götürüldüğünün davalı tarafça kanıtlanması halinde davacı katılım payının yüklenici veya kendisi tarafından ödendiğini kanıtlamakla yükümlüdür. Hal böyle olunca bu konuda tarafların delilleri toplanıp gerektiğinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılarak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir...'' gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkemece; 09/03/2012 tarihinde verilen davanın reddine dair karar ise Yargıtay 13.Hukuk Dairesi'nin 20/10/2012 tarih, 2012/16055-2012/23126 E-K sayılı kararı ile; ''...Oysa aynı yerle ilgili olarak Dairemizin 2012/ 22570 esas sayılı dosyasında mimar ... düzenlediği rapora göre davacının 3.134,29 TL ödemesi gerektiği belirlenmiştir. O halde mahkemece bilirkişi raporları arasındaki farklılığın neden kaynaklandığı, davacının ödemesi gereken miktarın tespiti hususunda yeni bir bilirkişi incelemesi yapılarak, sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir...'' gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkemece; bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davacının işbu taşınmazı hizmetlerin sunulduğu tarihten daha sonraki bir tarihte satın alarak abonelik talebinde bulunması nedeniyle davalının kanal katılım ve şebeke hisse bedelini davacıdan talep edemeyeceği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, davacının kanal katılım ve şebeke hisse bedeli borcu olmadığının tespitine, davacının sayaç, keşif ve işçilik bedeline ilişkin talebinin reddine, mekanik sayaca ilişkin talebinin feragat nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm süresi içince davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2) Davalının vekalet ücretine yönelik temyiz itirazı incelendiğinde;
Karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T.’nin 13. maddesinde 'Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için Tarifenin İkinci Kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (yedinci maddenin ikinci fıkrası, dokuzuncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile onuncu maddenin son fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla,) Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir. Ancak hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez' düzenlemesi yer almaktadır.
Davanın kısmen kabul edilmiş olmasına rağmen, davada kendisini vekille temsil ettiren davalı taraf yararına reddedilen kısım üzerinden vekalet ücreti takdiri gerekirken, bu hususta bir karar verilmemiş olması doğru görülmemiştir.
3) Davalının hükmedilen yargılama giderlerine ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Mahkemece alınması gereken yargılama giderlerinin kabul red oranına göre taraflara yükletilmesi gerekirken yargılama giderlerinin tamamının davalıya yükletilmesi de doğru değildir.
Ne var ki, bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK'nun 438/7 maddesi hükmü gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasına 6.bend olarak “Davalı taraf kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihi itibari ile yürürlükte bulunan AAÜT'nin 13. maddesi gereği 400 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,” ifadelerinin yazılması ve üçüncü bentte açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının 4. bendi hükümden çıkarılarak yerine “4-Davacı tarafından yapılan bilirkişi ücreti, tebligat ve müzekkere masrafından oluşan toplam 639,00 TL yargılama giderinden davanın kabul red oranına göre hesaplanan 588 TL’nin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,” yazılmak suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'un 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 17.10.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön