3. Hukuk Dairesi 2017/15572 E. , 2019/6646 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

3. Hukuk Dairesi 2017/15572 E. , 2019/6646 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; davalının eşi ... 'tan Ankara ... ’daki mecuru kiraladığını, iki yıl boyunca kirasını hiç ödemediğini, eşinin 24/02/2014 tarihinde vefat ettiğini, geriye mirasçı olarak çocukları ile kendisinin kaldığını, ödenmeyen kira paraları için Elmadağ İcra Müdürlüğünün 2015/3650 esas sayılı dosyasında tahliye talebini içerir icra takibi yapıldığını, ancak davalının kira sözleşmesi bulunmadığından bahisle borca itiraz ettiğini beyan ederek itirazın iptali ile davalının mecurdan tahliyesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; ne davacının ne de davacının murisinin kiracısı olduğunu, söz konusu yerde herhangi bir şekilde ikametinin bulunmadığını belirterek davanın reddi ile asıl alacığın %20'sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini dilemiştir.
Mahkemece; davacı tarafından davalı aleyhine yürütülen icra takibindeki itirazın iptali istemiyle açılan davada kira konusu taşınmazın iştirak halinde mülkiyete tabi olduğu, elbirliği mülkiyetine tabi taşınmazların ortakları arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmakta olup, ortakların kendi payına düşen kira alacağı için tek başına dava açıp takip yapamayacağı, itirazın iptali davasına konu icra takibinin maliklerden biri tarafından tek başına yapılmış olduğu ve icra takibindeki bu eksikliğin sonradan giderilmesinin de mümkün olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-TMK’nun 640/2.maddesine göre “mirasçılar terekeye elbirliği ile sahip olurlar ve sözleşme veya kanundan doğan temsil ya da yönetim yetkisi saklı kalmak üzere, terekeye ait bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf ederler.”
İştirak halinde mülkiyet diğer bir deyişle elbirliği mülkiyetin esasında, iştirak halinde mülkiyeti meydana getiren kişilerin hepsinin bir arada hak sahibi olmaları yeralır. Bu mülkiyette malikler paydaş değil, ortaktır. Tüzel kişiliğe sahip olmayan bu ortaklıkta, hakkın süjesi ortaklık olmayıp bir bütün halinde elbirliğiyle hareket etmek zorunda olan ortaklardır (MK. md. 640/1). Ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı vardır.
Davada, iştirak halinde mülkiyetin gereği miras yoluyla terekeye dahil olan taşınmaz ile ilgili kira alacağı ortaklardan biri tarafından takibe konu edilmiş, davalının itirazı üzerine itirazın iptali davası açılmıştır. Mirasçılardan biri tarafından dava açılması nedeniyle mirasçı kendi açtığı bu davayı yalnız başına yürütemeyeceğinden davanın bütün mirasçılar ile birlikte yürütülmesi gerekir. Bu durumda mahkemece, açılan iş bu davanın görülebilmesi için diğer mirasçıların davaya katılmalarının sağlanması veya TMK.640/3 maddesi gereğince terekeye temsilci tayin ettirmesi için davacıya uygun bir süre vermesi gerekir. Eğer diğer mirasçılar davaya katılmaz ve yazılı muvafakat da vermezler ise bu durumda davayı açan mirasçının terekeye bir temsilci tayin ettirmesi gerekir (TMK.640/3). Terekeye atanan temsilci, mirasçının açtığı davaya icazet verirse davaya tereke temsilcisi tarafından devam edilir. Terekeye temsilci atanması ve tereke temsilcisinin davaya devam etmesi halinde de, ayrıca diğer mirasçıların davaya katılmalarına veya muvafakatlarının alınmasına gerek yoktur.
Davayı açan mirasçı, kendisine verilen kesin süreye (HMK md. 94) rağmen diğer mirasçıların davaya katılmalarını veya muvafakat etmelerini sağlayamaz ve terekeye temsilci de tayin ettiremez veya terekeye atanan temsilci davaya icazet vermezse davanın reddine karar verilir.
Somut olayda, dava konusu taşınmazın muris ... tarafından davalıya kiralandığı ileri sürülmektedir. Murisin 24/02/2014 tarihinde vefatı ile geriye mirasçısı olarak ..., ...,...,... ’un kaldığı, icra takibinin ise sadece mirasçılardan ... tarafından yapıldığı ve itirazın iptali davasının aynı mirasçı tarafından açıldığı anlaşılmaktadır. Diğer mirasçıların davaya iştirakleri ya da muvafakatları sağlanmamıştır. Bu nedenle, taraf teşkilinin sağlandığından söz edilemez. Bu durumda mahkemece; öncelikle davacıya davasını alacak davasına hasredip etmediği sorularak davacı davasını alacak davasına hasrediyor ise davacıya süre verilerek dava dışı mirasçıların davaya icazeti yönünden beyanlarının alınmasının veya TMK’nın 640/3. maddesi gereğince terekeye temsilci tayin ettirilmesinin sağlanarak oluşacak sonuca göre davaya icazet verilmesi halinde davanın esası hakkında karar verilmesi, aksi halde muvafakat sağlanamazsa ya da davacı davasını alacak davasına hasretmiyor ise davanın reddine hükmedilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme ile bu işlemler yapılmadan davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma nedenine göre davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.09.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön