3. Hukuk Dairesi 2017/9246 E. , 2019/6251 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

3. Hukuk Dairesi 2017/9246 E. , 2019/6251 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki kiralananın tahliyesi ve tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; davalı ile aralarında imzalanan 25.5.2007 tarihli 5 yıl süreli kira sözleşmesi gereği dava konusu taşınmazı davalıya kiraya verdiğini, kira sözleşmesi bittikten sonra sözleşme de kararlaştırıldığı üzere taşınmazın derhal tahliye edilmesi gerektiğini, bu nedenle kiralananın tahliyesine karar verilmesini ve taşınmazın süresinde tahliye edilmemesi nedeniyle oluşan 14.871,60 TL tazminat ile üçüncü kişilerden elde edilen kira gelirleri karşılığı toplam 111.403,07 TL alacağın dava tarihinden itibaren yasal faizleri ile birlikte tahsil edilmesini talep etmiştir.
Davalı; imzalamış olduğu herhangi bir alt kira sözleşmesi bulunmadığını, şirketleri tarafından diğer GSM şirketlerinden alınan ücretlerin, diğer GSM şirketlerine sağlanan kesintisiz enerji, kule güvenlik, ulaşım yolu bakımı, kar mücadelesi ve enerji nakil hattı bakımı gibi hizmetlerden kaynaklandığını ve maliyet esasına dayandığını, bu nedenle haksız ve hukuka aykırı olarak açılan davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
Mahkemece; sözleşmenin feshedileceğine ilişkin süresinde yapılmış bir fesih bildirimi bulunmadığından sözleşmenin halen geçerli ve ayakta olduğunu, davacının tahliye ve cezai şarta ilişkin taleplerinin yerinde olmadığını, her ne kadar alt kira yasağı getirilmiş olmasına rağmen, alt kira halinde davacının talep etmiş olduğu şekilde bir bedel ödenmesi kararlaştırılmadığından bu talebin de yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davacının kiralananın tahliyesi ile cezai şarta yönelik tazminat istemlerine gelince; 2886 Sayılı Devlet İhale Kanununun 5737 Sayılı Kanunun 79/c maddesi ile değişik “Ecrimisil ve Tahliye” başlıklı 75.maddesinin 3 ve 4.fıkrasında; “kira sözleşmesinin bitim tarihinden itibaren işgalin devam etmesi halinde, sözleşmede hüküm var ise ona göre hareket edilir. Aksi halde ecrimisil alınır. İşgal edilen taşınmaz mal, idarenin talebi üzerine bulunduğu yer mülkiye amirince en geç onbeş gün içinde tahliye ettirilerek, idareye teslim edilir.” hükmü bulunmaktadır. Bu madde önceleri sadece Hazine tarafından bu kanun hükümlerine göre kiraya verilen taşınmazlar hakkında uygulanırken, 13.7.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5393 Sayılı Belediye Kanununun 15/p-3 maddesi hükmüyle Belediyeye, 5538 Sayılı Kanunun 26/b maddesi uyarınca İl Özel İdarelerine , 5737 Sayılı Kanunun 79/c maddesi uyarınca Vakıflar Genel Müdürlüğüne ait taşınmazlar hakkında ve son olarak 21.03.2018 tarihli ve 7103 sayılı kanunun 26. Maddesiyle 2886 sayılı kanunun 75/1-ilk cüm. Maddesinde yapılan değişiklikle de ' özel bütçeli idarelerin mülkiyetinde bulunan taşınmaz mallar ' ibaresi eklenerek , özel bütçeli idarelerin mülkiyetinde bulunan taşınmaz mallar içinde uygulanması öngörülmüştür. Bu madde ile adı geçen kurumlara tahliye konusunda bir ayrıcalık tanınmıştır. Yasal süre bitiminden itibaren ecrimisil alınacağı hüküm altına aldığından, 2886 Sayılı Yasanın 1. maddesi uyarınca usulüne uygun yeni bir sözleşme yapılmadıkça kiracıyı fuzuli şagil kabul etmek gerekir.
Hazine, Özel Bütçeli İdareler , Vakıflar Genel Müdürlüğü, İl Özel İdareleri ve Belediyeler 2886 Sayılı Yasa uyarınca kiraya verdikleri taşınmazlarını, kira süresi sonunda, işgal ne kadar süre devam ederse etsin kiralananın 6570 Sayılı Yasaya ya da Borçlar Kanununa tabi olup olmadığına bakılmaksızın her zaman gerek mahkemeden gerekse mülkiye amirinden tahliyesini isteyebilirler. Ecrimisil olarak alınması gereken paranın “kira parası” adı altında alınmış veya ödenmiş olması, taraflar arasındaki kira sözleşmesinin yenilendiği anlamına gelmez.
Taraflar arasında düzenlenen 25.05.2007 imza tarihli ve 5 yıl süreli kira sözleşmesi konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşme ile kiralanan radyolink tesisi olarak kullanılmak üzere davalıya 2886 sayılı Yasa hükümleri uyarınca ihale ile kiraya verilmiştir. Sözleşmenin hususi şartlarının 10. maddesinde ''kiracının, kira süresinin bitiminde derhal, sözleşmenin feshi halinde tebligatı müteakip 15 gün içinde taşınmazı tahliye etmek zorunda olduğu aksi halde kiracının tahliyesinin 2886 sayılı Yasa'nın 75. maddesine göre sağlanacağı '', 14. maddesinde ise ' kira süresinin sona ermesi veya sözleşmenin feshi halinde taşınmazın idareye teslim edilmeksizin geçen her gün için cari yıl kira bedelinin %1' i oranında cezanın itirazsız olarak ödeneceği' düzenlemesine yer verilmiştir. Kira sözleşmesinin 14. maddesindeki bu hüküm, T.B.K'nun 179 ve devamı maddelerinde düzenlenen cezai şart niteliğindedir. Cezai şart geçerli bir borcun yerine getirilmemesi veya eksik yerine getirilmesi ya da belli bir yerde belirli bir zamanda yerine getirilmemesi durumunda, borçlunun ödemesi gereken bir edimdir. Tarafların serbest iradesi ile kararlaştırılan bu cezai şart geçerli olup tarafları bağlar. Bu durumda Mahkemece, kira sözleşmesinin 2886 sayılı Yasa'nın 75. maddesi gereğince süre bitimi itibariyle sona erdiği ve sözleşmenin 14. maddesinde yer alan taşınmazın idareye teslim edilmeksizin geçen her gün için cari yıl kira bedelinin %1'i oranında cezanın uygulanacağına ilişkin hükmün geçerli olduğu gözetilerek alacak miktarı belirlenip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.
Öte yandan, sözleşmede süre sonunda taraflar feshi ihbarda bulunmazlarsa sözleşmenin uzayacağına ilişkin hüküm bulunmadığından, davacı kiracının sözleşme bitiminde yasa gereği fuzuli şagil durumuna düştüğü ve sözleşmenin sona erdiği tarihten itibaren kiraya verilen yerin TBK'nun genel hükümlerine veya konut ve çatılı iş yeri kiraları hükümlerine tabi olup olmadığına bakılmaksızın mahkemeden veya mülki amirden tahliyesi istenebileceği gözetilerek kiralananın tahliyesine karar verilmesi gerekirken, Mahkemece tahliye isteminin reddine karar verilmiş olması da doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK' un 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK' un 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.07.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.






Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön