3. Hukuk Dairesi 2017/11726 E. , 2019/6210 K.

Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

3. Hukuk Dairesi 2017/11726 E. , 2019/6210 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; kendisine ait işyerini davalıya kiraya verdiğini, 05.01.2011 - 05.04.2012 tarihleri arasındaki döneme ilişkin kira bedellerini ödemediğini, kira bedelinin aylık 650 TL olduğunu, ödenmeyen kira bedelinin tahsili amacıyla davalı aleyhine icra takibi başlattığını, davalının icra takibine itiraz ettiğini belirterek; itirazın iptaline, takibin devamına ve davalı aleyhine alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
08.07.2015 tarihinde iş bu dosya ile birleştirilmesine karar verilen ...Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/1065 Esas sayılı dava dosyasında da davacı; davalının 05.05.2012 -05.04.2013 tarihleri arasındaki döneme ilişkin kira bedellerini ödemediğini, ödenmeyen kira bedelinin tahsili amacıyla davalı aleyhine icra takibi başlattığını, davalının icra takibine itiraz ettiğini belirterek; itirazın iptaline, takibin devamına ve davalı aleyhine alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; asıl dosyada ve birleşen dosyada kira borcunun bulunmadığını belirterek; davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne, ...İcra Müdürlüğünün 2012/2993 Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın kısmen iptali ile; takibin 3.000,00 TL asıl alacak takip tarihine kadar işlemiş 108,97 TL faiz olmak üzere takibin 3.108,97 TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, İİK. 67. maddesine göre yasal koşul oluşmaması nedeniyle icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
1-) HMK'nun 166. maddesine göre, ayrı ayrı açılmış davaların aralarında bağlantı bulunmaları koşulu ile birleştirilerek bakılabilmeleri mümkündür.
Ancak, birleştirme kararı, taraflar arasındaki uyuşmazlığı esastan çözümleyen bir karar değildir. Bu karar, sadece birleştirilen davaların tahkikat safhalarının müşterek cereyan etmesi sonucunu doğurmaktadır. Diğer bir anlatımla, asıl ve birleşen davalar birbirinden bağımsız, müstakil davalardır. Bu nedenle, kural olarak, asıl ve birleşen davaların ayrı ayrı karara bağlanması gerekmektedir.
Ne var ki, bu dava dosyasının yargılaması sırasında, ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 08.07.2015 tarih ve Esas: 2013/383 Karar: 2015/667 sayılı kararı ile; davacı tarafça davalı aleyhine kira alacağına dayanarak icra takibi yapıldığı, tarafların ve kira sözleşmesinin aynı olduğu ancak farklı dönemlere ilişkin kira alacağı talebinde bulunulduğu ve her iki dosyanın birlikte değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle iş bu temyize konu dava ile birleştirilmesine karar verilmiştir.
Somut olayda; taraflar arasında kira ilişkisinin bulunduğu hususu sabittir. Uyuşmazlık; kira miktarına ve kira bedelinin ödenip ödenmediğine ilişkindir.
Mahkemece; esasa ilişkin karar verildikten sonra, birleşen dosyanın birleştirilen iş bu dosyaya gönderildiği görülmüştür.
Bu durumda, mahkemece asıl dava ile ilgili hüküm kurulduğu halde birleşen dava ile ilgili bir hüküm tesis edilemediği anlaşılmaktadır.
Birleştirilen dava ile birleşen davanın taraflarının aynı olduğu, her iki davada da aynı kira sözleşmesine dayanıldığı ancak, talep edilen kira dönemlerinin farklı olduğu nazara alındığında; ayrı ayrı açılan davaların aralarında bağlantı bulunduğu ve sonuçları itibariyle birbirini etkileyeceği gözetilerek, birleştirme kararı da dikkate alınarak, birlikte değerlendirilip hüküm kurulması gerekmektedir.
Hal böyle olunca, Mahkemece; yukarıda ifade edilen yasa hükümleri ve açıklamalar da dikkate alınmak suretiyle asıl ve birleşen davada birlikte değerlendirme yapılarak, oluşacak sonucu dairesinde hüküm kurulması gerekmektedir. Bu nedenle, hüküm bozulmuştur.
2-)Bozma nedenine göre, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK'nun 428 inci maddesi gereğince davacı taraf yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davacı tarafın diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nun 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 04/07/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.





Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön