3. Hukuk Dairesi 2017/9167 E. , 2019/6126 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

3. Hukuk Dairesi 2017/9167 E. , 2019/6126 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; Ocak 2012- Nisan 2012 kira bedellerinin ödenmediğini, ayrıca damga vergisinin de tarafınca ödendiğini, 10.211,22 TL alacağın tahsili amacıyla davalılar aleyhinde icra takibi başlatıldığını, davalıların itiraz ettiklerini ve takibin durduğunu belirterek davalıların itirazlarının iptali ile takibe devam edilmesine, %20’ den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar; taşınmaz satın aldıkları için davacıya bildirim yapılarak kiralananın Ocak 2012'de tahliye edildiğini, durumun davacı kiraya verene 22.02.2012 tarihinde ihtar edildiğini, anahtarın davacı kiraya verence kabul edilmemesi üzerine anahtarın tevdi mahalline bırakıldığı, kira sözleşmesi ile verilen depozito bedelinin Ocak ayı kira bedelini karşıladığını, ödenecek Ocak ayı kira bedelinin de olmadığını, damga vergisinin talep edilemeyeceğini ileri sürerek davanın reddi ile davacının kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini dilemişlerdir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile ... İcra Müdürlüğünün 2013/4339 esas sayılı takibinin 4.200 TL üzerinden devamına karar verilmiş hüküm davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık, kira bedellerinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptaline ilişkindir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalıların tüm davacının aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Davacının temyiz itirazlarına gelince,
2-Taraflar arasında 01.02.2011 başlangıç tarihli, 3 yıl süreli kira sözleşmesi bulunduğu hususunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kira sözleşmesinde 2.100,00 TL depozito bedelinin davalı kiracıdan alındığı ve kiralananda mevcut bir zararın depozitodan karşılanacağının kararlaştırıldığı, yine sözleşmenin 8.maddesinde davalı kiracının taşınmazı dilediği tarihten itibaren 1 ay içinde haber vermek kaydı ile tahliye edeceği düzenlemiştir. Davalı kiracı tarafından anahtar teslimi için Silivri Sulh Hukuk Mahkemesi’ne başvurulmuş, anahtar 19.04.2012 tarihinde kasaya alınmış, nihayetinde 02.05.2012 tarihinde kiraya verene teslim edilmiştir.
Davacı kiraya veren, Ocak 2012- Nisan 2012 dönemi kira bedellerini talep etmiş, davalılar ise Ocak 2012 tarihinde taşınmazın boşaltıldığını, durumun davacıya 22.02.2012 tarihinde ihtar edildiğini, depozito bedelinin Ocak kira bedelinden mahsubu ile davacıya borclu olmadıklarını ileri sürmüşlerdir. Ayrıca davacı, davalı kiracılar tarafından taşınmaza zarar verildiği iddia edilmiş, bu husus d.iş dosyası aracılığı ile alınan raporda tespit edilerek zararının 4.500,00 TL olduğunu belirlenmiştir. Mahkemece mali müşavir bilirkişiden alınan raporda, davalıların 22.02.2012 tarihli ihtarname ile taşınmazı boşalttıklarını davacı kiraya verene bildirdiklerini, sözleşmede yer alan 1 aylık süre ile kira bedelinden sorumlu olacaklarını, davalıların sorumluluğunun bu halde Mart 2012 kira bedeli ile sınırlı olduğunu, Nisan 2012 kira bedelinden sorumlu tutulamayacaklarını, her ne kadar kötü kullanım iddiası var ise de, delil tespiti dosyasının dosya arasında olmadığından bu konuda değerlendirme yapılmadığını, depozito bedelinin Ocak ayı kira bedelinden mahsup edilmesi gerektiği belirtilmiş, davacı tarafından kötü kullanım iddiası tekrarlanarak depozitonun mahsubunun hatalı olduğu ayrıca davalının Nisan ayı kira bedelinden de sorumlu tutulması gerektiğinden bahisle rapora itiraz edilmiştir. Mahkemece, iş bu rapor esas alınmak sureti ile hüküm kurulmuştur.
Kiracı yasal tahliye ve anahtar teslimi gerçekleşinceye dek kira parasını ödemekle yükümlüdür. Kiralanan tahliye edilmedikçe kiracının sözleşmeden kaynaklanan yükümlülükleri devam eder. Kiralananın tahliyesi ise teslim ile olur. Teslimin varlığı ise kiracı tarafından ispatlanmalıdır. Kiralananın boşaltılması, adresini taşıması yahut kiracı tarafından kullanılmaması yasal teslim olmadığından, kiraya veren tarafından kabul edilmedikçe kiracıyı yükümlülüklerinden kurtarmaz. Dosya kapsamından taşınmaz anahtarının davacıya 02.05.2012 tarihinde teslim edildiği anlaşılmaktadır. Bu durum karşısında davalı kiracılar bu tarihe kadar olan kira bedellerinden sorumludur.
Ancak, davada Ocak 2012-Nisan 2012 dönemi kira bedelleri talep edildiği gözönüne alınmak suretiyle, mahkemece taleple bağlı kalınarak belirlenecek kira bedeline hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

3-Öte yandan; 6098 Sayılı TBK’ nın 316. maddesi hükmü uyarınca kiracı kiralananı tam bir özenle kullanmak ve aynı kanunun 334. maddesi gereğince sözleşme sonunda aldığı hali ile kiraya verene teslim etmekle yükümlüdür. Ancak kiracı sözleşmeye uygun olağan kullanma dolayısıyla oluşan eskime ve bozulmalardan sorumlu olmayıp münhasıran kötü kullanım nedeniyle oluşan zarar ve hasardan sorumludur. Davacı, taşınmaza zarar verildiğini iddia etmiş, kira sözleşmesi uyarınca depozito bedeli muhtemel hasarlar karşılanmak üzere verilmiştir. Davacının kötü kullanım iddiası üzerinde durulmadan depozito bedelinin kira bedelinden mahsubu doğru değildir.
Bu durumda mahkemece delil tespiti dosyası getirilerek davacının hasar yönünden sunduğu delillerin toplanması ve kira sözleşmesi gereğince kiralananda zarar ziyan yoksa depozitonun iade edileceği kararlaştırılmış olduğundan davalıların hor kullanma tazminatı yönünden borçlu olup olmadıkları konularında inceleme yapılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalıların tüm davacının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci ve üçüncü bentte açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK’ un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 6100 sayılı HMK' nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’ un 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 03.07.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.




Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön