3. Hukuk Dairesi 2017/8444 E. , 2019/4915 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

3. Hukuk Dairesi 2017/8444 E. , 2019/4915 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ : ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ


Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; davalının tarlasında pancar mahsulü alabilmek için 2014 yılında tarla kirası olarak 10.500 TL ödediğini, ancak şartlar elvermeyince davalı ile ortaklaşa darı ekmeye karar verdiklerini, hasat sonunda ekilen darının 22.000 TL tuttuğunu, en başta vermiş olduğu 10500 TL tarla kirasının işin ortağa çevrilmesi nedeniyle davalı tarafından kendisine iade edilmesi gerektiğini belirterek; arazi kirası olarak ödenen 10.500,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; davacının kendisine ait tarlayı 10.500 TL karşılığında sözlü olarak kiraladığını, davacının öncelikle pancar ekmek için kiraladığını, ancak hava şartlarının elvermemesi nedeniyle kendisinden de izin alarak bostan ektiğini, bostan ekiminde davalının kendisine ait olan tarım araçlarını ücreti karşılığında kullandığını, bostanların bakımını yapmaması nedeniyle davacının kendisine gelerek 'ben bu bostanları bozacağım, bu konuda senden birşey talep etmiyorum, gel birlikte mısır ekimi yapalım' dediğini, bunun üzerine davalının davacının teklifini kabul ederek şahitler huzurunda, 'tarlası davacıdan, gübre, tohum, işçilik masrafları ortaklaşa, sulama masrafları da davalıdan olmak üzere' anlaşarak tarlaya darı(mısır) ekimi yaptıklarını, hasat sonunda 14.000 TL elde ettiklerini, bu paradan, davacının mısır ekiminden önce bostan ekimi dolayısı ile davalı tarafından yapılan masraflar ile tarla giderleri çıkartıldıktan sonra kalan parayı 5000'er TL paylaştıklarını ve sorun olmadan ayrıldıklarını, 5 ay aradan sonra dava açtığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; Taraflar arasında sözlü olarak 10500 TL bedel karşılığında arazi kiralanması hususunda sözleşme yapıldığı hususunda ihtilaf bulunmadığı, ihtilafın en başta pancar-bostan ekimi için verilen kira parasının sonradan tarafların anlaşarak ektikleri darı(mısır) sebebiyle davacıya iadesinin gerekip gerekmediği hususlarında toplandığı, yöresel
adet, iş ve tarım hayatının gereği olarak davacının pancar ve bostan ekimi yaptığı, daha sonra bunları bozarak ortaklaşa mısır ektiklerini iddia ettiğine göre artık en başta verilen kira parasını isteyememesi gerektiği, davacının iddiasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1) 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK'nun 4/1-a maddesine göre “Kiralanan taşınmazların, 09.06.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalarda” Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir.
Uyuşmazlık, davacı tarafından kira bedeli olarak davalıya ödenen bedelin iade edilip edilemeyeceğine yönelik olduğundan kira ilişkisinden kaynaklanmaktadır. Dava, 6100 sayılı HMK'nın yürürlüğe girmesinden sonra açıldığına göre görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesi'dir.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmamış olsa bile re'sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır.
O halde; mahkemece; uyuşmazlığın çözümünde Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek, görevsizlik nedeniyle HMK’nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, bu yön gözardı edilerek davanın esası hakkında hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
2) Bozma nedenine göre davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3. Madde hükmü gözetilerek HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 23.05.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.








Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön