3. Hukuk Dairesi 2017/7554 E. , 2019/4257 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ : SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalıdan kiraladığı yeri yediemin deposu olarak kullandığını, 17/07/2013 tarihinde işyerinde meydana gelen yangının, yapılan tespitlere göre elektrik kabloları sebebiyle çıktığının anlaşıldığını, elektrik panosuyla ilgili davalı kiraya verene panodaki yetersizlikler ile ilgili bilgi verilmesine rağmen bu konuda herhangi bir önlem alınmadığını, bu eksikliklerin giderilmediğini, binanın iyi yapılmamasından veya korunamamasından bina sahibi olan davalının sorumlu olacağını, bu sorumluluğun objektif özen yükümlülüğüne aykırılıktan kaynaklanan ağırlaştırılmış sebep sorumluluğu olduğunu, yangın sebebiyle zarara uğradığını, kiralananda pek çok masraf yapmak zorunda kaldığını, davalının bu zararları karşılamadığını belirterek fazlaya ilişkin talep ve dava haklarını saklı tutarak 64.330,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davanın zamanaşımına uğradığını, bina malikinin kusursuz sorumluluğunun ancak sözleşmesel ilişkinin bulunmadığı 3. kişi için uygulama alanı bulacağını, fakat taraflar arasında kira sözleşmesinin olduğunu ve bina malikinin sorumluluğuna gidilmeyeceğini, yangından dolayı bir kusurunun olmadığını, kiracının kiralananda sonradan meydana gelen ayıpları derhal kiraya veren bildirmesi gerektiğini ileri sürerek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; yangının mücbir sebepten çıktığına dair delilin mevcut olmadığı, yangının kiracı davacının elektrik tesisatına gerekli özeni göstermemesinden dolayı çıktığının kabul edilmesi gerektiği, kiralayana atfedilecek bir kusur olmadığı, davacı ile davalı arasında kiracılık ilişkisi bulunduğundan, bina sahibinin kusursuz sorumluluğuna dayanarak, kiralayandan talepte bulunulmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Temyize konu öncelikli uyuşmazlık; davaya bakmaya görevli mahkemenin hangi mahkeme olduğu hususunda toplanmaktadır. Mahkemenin görevi belirlenirken, taraflar arasındaki uyuşmazlığın hangi hukuki sebebe dayandığının tespiti gerekmektedir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 69.maddesinde yer alan yapı malikinin sorumluluğu, “Bir binanın veya diğer yapı eserlerinin maliki, bunların yapımındaki bozukluklardan veya bakımındaki eksikliklerden doğan zararları gidermekle yükümlüdür.” şeklinde düzenlenmiştir. Yapı sahibinin sorumluluğu, bir bina ya da diğer bir inşa eserinin bizatihi kendisinden kaynaklanan bir nedenle oluşan zarardan sorumluluğu kapsamaktadır. Bu sorumluluk, objektif özen yükümlülüğüne aykırılıktan doğan 'ağırlaştırılmış' bir kusursuz sorumluluk halidir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun “Sorumluluk Sebeplerinin Çokluğu” başlığı altında düzenlenen 60.maddesinde “Bir kişinin sorumluluğu, birden çok sebebe dayanabiliyorsa hakim, zarar gören aksini istemiş olmadıkça veya kanunda aksi öngörülmedikçe, zarar görene en iyi giderim imkanı sağlayan sorumluluk sebebine göre karar verir.” denilmiştir.
Somut olayda, taraflar arasında kira sözleşmesi bulunduğu hususu tartışmasızdır. Davada davalı bina sahibi, hem kira sözleşmesi hem de TBK’nın 69. maddesinde yer alan yapı malikinin sorumluluğu hükümleri gereğince sorumludur. Ne var ki, davacı mahkemeye sunduğu 23/12/2015 dilekçe ile davanın sebebini bina sahibinin kusursuz sorumluluğuna dayandırmıştır.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmamış olsa bile re'sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır.
Somut olayımızda; uyuşmazlık yapı malikinin sorumluluğudan kaynaklanmakta olup mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde Asliye Hukuk Mahkemesi'nin görevli olduğu gözetilerek, görevsizlik nedeniyle HMK'nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, bu yön gözardı edilerek davanın esası hakkında hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
2-) Bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK’ un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’ un 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 08/05/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
3. Hukuk Dairesi 2017/7554 E. , 2019/4257 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 46 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 6 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 6 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 22 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 8 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 17 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat