3. Hukuk Dairesi 2017/7514 E. , 2019/3694 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

3. Hukuk Dairesi 2017/7514 E. , 2019/3694 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ


Taraflar arasındaki kira sözleşmesinden kaynaklı itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalılar tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı, davalılar ile aralarında geçerli kira sözleşmesi uyarınca belirlenmiş kira bedellerinin davalılar tarafından ödenmediğini, davalılar hakkında girişilen icra takibine davalıların itiraz ederek takibi durdurduklarını ileri sürerek itirazın iptaline, takibin devamına, %20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar, kira sözleşmesinden kaynaklı tüm borçlarını gerek elden gerekse banka havalesi yolu ile ödediklerini, davacıya herhangi bir borçları bulunmadığını savunarak davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, her iki borçlu açısından takibin 5.200 TL asıl alacak, 617,25 TL faiz ve 77,35 TL masraf üzerinden devamına karar verilmiş; Hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
1-) Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-) Takibe dayanak yapılan ve hükme esas alınan 15/04/2009 başlangıç tarihli ve süresiz kira sözleşmesinin varlığı hususunda taraflar arasında herhangi bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kira sözleşmesini davalılardan ... kefil sıfatıyla imzalamıştır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 22.03.2006 gün ve 2006/6-78 Esas, 2006/88 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere, yazılı şekilde düzenlenmiş, süresi ve ödenecek kira paralarının miktarı açıkça gösterilmiş bir kira sözleşmesini kiracının kefili sıfatıyla imzalayan kişi; sözleşmede gösterilen kira süresi boyunca kefil sıfatıyla kiraya verene karşı sorumludur. Zira, böylesi bir durumda, kefilin sorumluluğu süre ve miktar itibariyle belirlidir. Uzayan kira

süresi bakımından kefilin sorumluluğunun devam edebilmesi için; öncelikle bu hususun sözleşmede kararlaştırılmış olması, bunun yanında, kefilin uzayan dönemdeki sorumluluğunun azami hangi süreyle ve hangi miktarla sınırlı olacağının açıkça gösterilmiş olması gerekir. Ne kadar uzayacağı belirsiz bir kira süresine ilişkin olan ve kefili sınırsız bir sorumluluk altına sokan sözleşme hükümleri geçerli değildir.
Somut olayda; sözleşmenin hususi şartlar bölümünde yer alan 19. Maddesinde kefilin kefaletinin müşterek ve müteselsil olduğu belirtilerek, kontratın ilk yapıldığındaki kira dönemi ve belirlenen süre için kefaletin mevcudiyetinin devamını kabul ve taahhüt etmiş sayılacağı kararlaştırılmış, ancak kefilin sorumlu olacağı süre ve miktar açıkça belirtilmemiştir. Sözleşmenin düzenlendiği tarihte yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanununun ilgili hükümleri gereğince kefaletin geçerli olmadığı anlaşıldığından, davalı kefil açısından davanın reddi gerekirken her iki davalı açısından davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalıların sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 24/04/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.








Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön