3. Hukuk Dairesi 2019/1308 E. , 2019/9138 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen asıl ve birleşen tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen ( Kırşehir 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2018/268 E. - 2018/325 K. Sayılı ) davanın usulden reddine; birleşen ( Kırşehir 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2018/105 E. - 2018/138 K. Sayılı ) davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar asıl davada; davacılardan ...'ın eşi ve diğer davacıların babaları 30/07/1950 doğumlu ...'ın, 08/04/2009 tarihinde kum ocağında şoför olarak çalışırken elektrik akımına kapılarak vefat ettiğini; davalı ... a ait enerji nakil hatlarının bahse konu işyeri içinden açıktan, kaza riski yüksek olan yerden geçtiğini, davalı şirketin bakım ve onarım yükümlülüğünü yerine getirmediğini, kendi sorumluluğu altındaki elektrik telleri ile ilgili gerekli güvenlik önlemlerini almadığını,elektrik tellerinin mevzuata uygun olması gereken yükseklikte bulunmadığını, davalı şirket ile birlikte ilgili işyeri için ruhsat veren diğer davalı ... Valiliğinin olayın meydana gelmesinden sorumlu olduğunu, bu hususta savcılığa suç duyurusunda bulunduklarını ; müteveffanın ölümünden ötürü maddi ve manevi zarara uğradıklarını, desteğinden yoksun kaldıklarını, olay nedeniyle ağır elem, ızdırap ve üzüntü yaşadıklarını ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davacı eş ve çocuklardan her biri için 50,00 ' şer TL maddi, 2.500,00' er TL manevi tazminatın olay tarihi olan 08/04/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmişler; 15/06/2015 havale tarihli dilekçeleri ile maddi tazminat taleplerini davacı eş ... için 32.096,49 TL , davacı ... için 4.256,53 TL , ... için ise 876,12 TL olarak belirlemişlerdir.
Davacılar birleşen davalarda ise ; asıl davada yargılama sırasında alınan aktüerya bilirkişi raporu doğrultusunda maddi tazminat taleplerini ıslah ettiklerini, Kırşehir 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2014/355 E.- 2015/331 K. Sayılı ilamı ile ıslah dilekçesindeki talepleri dikkate alınarak davanın kabulüne karar verildiğini, ilgili kararın Yargıtay tarafından onandığını, Yargıtay onama ilamına karşı davalı şirket tarafından karar düzeltme isteminde bulunulduğunu, Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 19.02.2018 tarih ve 2017/14047 E. - 2018/1219 K. Sayılı ilamı ile ' ıslahın bozma kararından sonra yapılamayacağından ' bahisle yerel mahkeme kararının bozulduğunu; dosyanın Yargıtay incelemesi aşamasında, davacı eş ...'ın vefat ettiğini, mirasçılarının, asıl davada davacı bulunan ... ile diğer kızları...olduğunu ileri sürerek; asıl dava devam ederken vefat eden ...'ın, muris eşi ...'dan kaynaklı 32.046,49 TL destekten yoksun kalma tazminat alacağının olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ...'tan tahsiline, davacı mirasçılara miras hisseleri oranında ödenmesine; ayrıca asıl davada davacı bulunan ... ve ... için belirlenen destekten yoksun kalma tazminatından; davacı ... için 4.206,53 TL , ... için 826,12 TL tazminatın da olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile ... ve ...'a ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
Davalı ... asıl ve birleşen davada; asıl ve birleşen davaların zamanaşımına uğradığını, davalı kurumun ölümle sonuçlanan iş kazası ile ilgili herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, davalı kuruma kusur atfedilemeyeceğini, söz konusu kazanın müteveffa ... ve işverenin dikkatsizliği, tedbirsizliği sonucu meydana geldiğini; davacılara müteveffanın ölümü nedeniyle SSK tarafından herhangi bir ödemenin yapılıp yapılmadığının araştırılması ve yapılan bir ödeme var ise belirlenecek olan destekten yoksun kalma tazminat bedelinden tenkis edilmesi gerektiğini, talep edilen manevi tazminat bedelinin fahiş olduğunu savunarak; davanın reddini istemiştir.
Davalı ... ; davaya cevap vermemiş; yargılama sırasındaki beyanında davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; somut olayın gerçekleşmesinde davalıların kusurlarının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; Dairemizin 28.11.2013 tarih ve 2013/13400 E. - 2013/16886 K. sayılı ilamı ile, '...Davacıların murisinin ölüm olayının gerçekleşmesinde davalı ...'ın tamamen kusursuz olduğundan söz edilemez. Öte yandan tespit dosyasında alınan bilirkişi raporunda da davalı ...'ın denetim ve gözetim görevini yerine getirmediğinden sorumlu olduğu belirlenmiştir. Bu durumda mahkemece yapılacak iş; mahallinde üç kişilik bilirkişi kurulu heyetiyle keşif icrasıyla, bilirkişi raporları arasındaki çelişki ( tespit raporu ile 12.03.2013 tarihli heyet raporu ) giderilerek, davalı ...'ın kusur oranı belirlendikten sonra varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme yapan bilirkişi raporu esas alınarak davalı ... yönünden davanın tümden reddedilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediği ; davacılar, davalı Valiliğin ruhsat verilmemesi gereken işyerine ruhsat vermesi nedeniyle sorumlu olduğunu ileri sürerek, davalı Valiliğin hizmet kusuru niteliğindeki eylemine dayandıklarına göre bu tür isteklerin, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasası'nın 2/1-b maddesi gereğince idari yargı yerinde tam yargı davası olarak ileri sürülmesi gerekir. Şu durumda, davalı Valilik hakkındaki dava yönünden, yargı yolu bakımından mahkemenin görevsizliği nedeniyle dava dilekçesinin reddine karar verilmesi gerektiği gözetilmeyerek işin esasının incelenmiş olması doğru görülmemiştir...' gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde ve alınan bilirkişi raporu doğrultusunda; davalı ...'a yönelik açılan davanın kısmen kabulüne, davacılardan ... için 32.096,46 TL, ... için 4.256,53 TL, davacı ... için ise 876,12 TL maddi ve davacılardan her biri için 2.000,00' er TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı ...'tan tahsiline, davacı ...'ın maddi tazminat isteminin reddine; davalı ... Valiliğine yönelik açılan davaya idari yargının görevli olduğundan bahisle mahkemenin yargı yolu bakımından görevsizliğine karar verilmiş, hükmün, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 18.05.2017 tarih ve 2016/278 E. - 2017/7462 K. Sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmiştir. Onama ilamına karşı davalı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuş, bu kez Dairemizin 19.02.2018 tarih ve 2017/14047 E. - 2018/1219 K. Sayılı ilamı ile, '...Somut olayda; davacılar 28/11/2013 tarihli bozma kararından sonra 15/06/2015 tarihinde davayı ıslah etmiş, mahkemece davacıların ıslah ettiği miktara göre dava kabul edilmiştir. Ne var ki; Dairemiz tarafından bu durumun gözden kaçırıldığı, anılan nedenle bozulması gereken hükmün yanılgı ile onandığı yeniden yapılan inceleme sonucu anlaşılmıştır. Bozmadan sonra ıslah yapılamayacağı konusu değerlendirilerek varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır...' gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece ikinci bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde ise; asıl dava yönünden, davanın kısmen kabulüne, davacı ... için 50,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı ... tan tahsili ile mirasçıları Gülsün Uysal, ..., ..., ... ve Nurdan Akiner'e miras hisseleri oranında (yargılama sırasında vefat ettiği ve mirasçılarınca davaya devam edildiğinden bahisle) verilmesine; davacı ... ve Dilek Poyraz'ın her biri için 50,00 TL maddi ile yine davacılardan ..., Dilek Poyraz, ... ve davacı eş ...'ın her biri için 2.000,00 ' er TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı ... tan tahsili ile davacılara verilmesine; birleşen davalar yönünden, birleşen Kırşehir 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2018/268 E. - 2018/325 K. sayılı davacı ...'ın mirasçıları tarafından açılan davanın usulden reddine; birleşen Kırşehir 1.
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2018/105 E. - 2018/138 K. Sayılı dosyası yönünden, davanın kısmen kabulüne, davacı ... için 4.206,53 TL, davacı ... için ise 826,12 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı ...'tan tahsiline karar verilmiş; hüküm, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Asıl ve birleşen davalar; Türk Borçlar Kanununu'nun 69. maddesine dayalı destekten yoksun kalma ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
1-) Asıl dava yönünden temyiz incelemesinde;
1-a) Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmamasına göre, davalı ... vekilinin asıl davaya yönelik tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.
1-b) Yargılama süresince tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip bulunmaları usul hukukunun temel ilkelerindendir ve dava şartıdır. ( 6100 sayılı HMK m.114,1/d )
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 50. maddesi ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 8 ve 28. maddelerine göre, her gerçek kişi, yaşadığı sürece taraf ehliyetine sahiptir ve taraf ehliyeti, çocuğun sağ olarak bütünüyle doğduğu anda başlar, ölümle sona erer. Bu nedenle, ölmüş kişinin taraf ehliyeti yoktur.
Dava tarihinden önce ölmüş kişiye karşı dava açılamaz ve açılmış olan bir dava, o kişinin mirasçılarına tebligat yapılmak suretiyle , mirasçılara karşı sürdürülemeyeceği gibi, dava tarihinden önce ölmüş kişi adına da dava açılamaz.
Dava devam ederken taraflardan birinin ölmesi halinde , ölen kişinin taraf ehliyeti son bulur. ( 4721 sayılı TMK m.28/1) Bu nedenle, davaya ölen tarafa karşı veya onun tarafından devam edilmesine imkan yoktur. Ölen tarafın mirasçılarına karşı veya onun mirasçıları tarafından davaya devam edilip edilmeyeceğinin tespiti için, bir ayrım yapmak gerekir. ( KURU, Baki, Prof. Dr. ; ARSLAN, Ramazan, Prof., Dr.; YILMAZ, Ejder, Prof., Dr.; Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı, 6100 sayılı HMK'ya Göre Yeniden Yazılmış, 22. Baskı, Ankara 2011, s. 221)
Yalnız öleni ilgilendiren, yani mirasçılarına geçmeyen haklara ilişkin davalar, tarafın ölümü ile konusuz kalır; bu davalara ölen tarafın mirasçılarına karşı ( veya mirasçıları tarafından) devam edilmesine imkan yoktur.
Yalnız ölen tarafı ilgilendirmeyen, yani mirasçıları da ilgilendiren, mirasçıların mal varlığı haklarını etkileyen davalar , tarafın ölümü ile konusuz kalmaz. Bu davalara, ölen tarafın mirasçılarına karşı ( veya mirasçıları tarafından) devam edilir. Bunlar malvarlığı haklarına ilişkin davalardır. Bu halde , ölen tarafın mirasçıları, davayı mecburi dava arkadaşı olarak hep birlikte takip ederler.
Öte yandan; manevi tazminat isteme hakkı, kural olarak zarar görene ait bir haktır. Ancak, zarar gören ölmeden önce dava açmış veya dava açma iradesini izhar etmiş ise manevi tazminat isteme hakkı mirasçılarına intikal eder. Mirasçılar açılmış davaya devam edebilirler veya dava henüz ikame edilmemiş ise bizzat dava açabilirler.
Somut olayda; davacılardan ...'ın yargılama sırasında, 03/05/2016 tarihinde vefat ettiği, dosyaya sunulan veraset ilamından, geride mirasçı olarak davacılar...'i bıraktığı , tüm mirasçıların anneleri ...'ın varisi olarak davaya devam etmek istediklerini bildirdikleri görülmüştür. Temyize konu gerekçeli kararın hüküm fıkrasında ise, ölen davacı ... için 2.000,00 TL manevi tazminatın işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacı ...'a verilmesine karar verilmiştir.
O halde, mahkemece; davacı müteveffa ...'ın TMK'nın 28/1 maddesi uyarınca taraf ehliyeti son bulduğundan, ölü kişi hakkında hüküm kurulamayacağı dikkate alınarak, davayı takip eden tüm mirasçılar yönünden veraset ilamında belirtilen miras payları oranında hüküm kurulması gerekirken; ölü kişi hakkında karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
1-c) Türk Borçlar Kanunu'nun 117. maddesine göre; ' Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer. Borcun ifa edileceği gün, birlikte belirlenmiş veya sözleşmede saklı tutulan bir hakka dayanarak taraflardan biri usulüne uygun bir bildirimde bulunmak suretiyle belirlemişse, bu günün geçmesiyle; haksız fiilde fiilin işlendiği, sebepsiz zenginleşmede ise zenginleşmenin gerçekleştiği tarihte borçlu temerrüde düşmüş olur. Ancak sebepsiz zenginleşenin iyiniyetli olduğu hâllerde temerrüt için bildirim şarttır.'
Somut olayda; Müteveffa ... haksız eylemden kaynaklanan maddi ve manevi zararının giderilmesi istemiyle dava açmış olup, dava dilekçesinde, tazminat taleplerinin olay tarihi olan 08/04/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini istemiştir. Buna rağmen, mahkemece ; müteveffa ... lehine, mirasçılar adına hükmedilen 50,00 TL destekten yoksun kalma tazminatına yönelik faize dair hüküm tesis edilmemesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
2-) Birleşen davalar yönünden temyiz incelemesinde;
2-a) Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, taraf vekillerinin birleşen davalara yönelik sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-b) 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 599. maddesi uyarınca; ' Mirasçılar, mirasbırakanın ölümü ile mirası bir bütün olarak , kanun gereğince kazanırlar. Kanunda öngörülen ayrık durumlar saklı kalmak üzere mirasçılar, mirasbırakanın ayni haklarını, alacaklarını, diğer malvarlığı haklarını, taşınır ve taşınmazlar üzerindeki zilyetliklerini doğrudan doğruya kazanırlar ve mirasbırakanın borçlarından kişisel olarak sorumlu olurlar.'
Mirasçılar bu mal ve haklara ilişkin davaları kendileri açabilecekleri gibi mirasbırakanın açmış olduğu davalara da devam edebilirler. Sadece öleni ilgilendiren şahıs varlığı hakkına ilişkin davalar, tarafın ölümü ile konusuz kalır.
Aynı şekilde destek tazminatı açısından mirasçılar, murislerinin ölüm tarihine kadar olan sürede hak edeceği tazminat miktarını miras payları oranında talep edebilirler.
Somut olayda; mahkemece yargılama sırasında alınan aktüerya bilirkişi raporunda, müteveffa eş ... yönünden yapılan hesaplamada, müteveffa davacının vefat ettiği tarih dikkate alınmamış, PMF tablosu uyarınca muhtemel yaşam süresine göre destekten yoksun kalma tazminatı 32.096,49 TL olarak hesaplanmıştır. Davacı eş ... yargılama sırasında vefat etmiş olup, tüm mirasçıları; ek dava mahiyetindeki birleşen davalar ile asıl davada anneleri ... adına belirlenen ve asıl davada hüküm altına alınmayan bakiye 32.046,49 TL destekten yoksun kalma tazminat bedelinin faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemişlerdir. Mahkemece, müteveffa ... tarafından sağlığında davalıya karşı açılmış bir dava bulunmadığından bahisle, mirasçılar tarafından açılan ek davanın usulden reddine karar verildiği görülmüştür.
Hal böyle olunca, mahkemece; yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular çerçevesinde, davacı mirasçıların, müteveffa ...'ın ölüm tarihi olan 03/05/2016 tarihine kadar hak edeceği destek tazminatını, miras payları oranında talep edebilecekleri dikkate alınarak, ...'ın ölüm tarihine kadar hak edeceği destek tazminat miktarının hesaplanması noktasında, aktüerya bilirkişisinden ek rapor alınması ve hasıl olacak sonuca göre esasa yönelik bir karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
3-) Bozma nedenine göre taraf vekillerinin yargılama giderleri ve vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1-a) bendinde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin asıl davaya yönelik tüm temyiz itirazlarının REDDİNE; 2-a) bendinde açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin birleşen davalara yönelik sair temyiz itirazlarının REDDİNE, 1-b) ve 1-c) bendinde açıklanan nedenlerle hükmün davacılar yararına; 2-b) bendinden açıklanan nedenlerle ise taraflar yararına HUMK'nın 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, üçüncü bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin vekalet ücreti ve yargılama giderlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13.11.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
3. Hukuk Dairesi 2019/1308 E. , 2019/9138 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 21 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 70 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 17 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 26 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 36 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat