3. Hukuk Dairesi 2018/6316 E. , 2019/8511 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

3. Hukuk Dairesi 2018/6316 E. , 2019/8511 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ : İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen alacak davasının kabulüne dair verilen hüküm hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalı ...'nin istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, 06/06/2003 tarihli harici taşınmaz satış sözleşmesi ile davalı ...'dan satın aldığı taşınmazın satımı karşılığında 30.000.000.000-TL ödediğini, davalı ...'nın taşınmazı davalı ...'e 18/04/2008 tarihinde devrettiğini, ... vekili ile 18/04/2008 tarihli sözleşmenin imzalandığını, bu sözleşmede 06/06/2003 tarihli sözleşme ile bağlı kalındığının belirtildiğini ileri sürerek ödenen bedelin denkleştirici adalet ilkesi gereğince yasal faizi ile davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ..., kendisine ödeme yapılmadığını, iade yükümlülüğü bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı ..., davacı ile diğer davalı arasında yapılan sözleşme gereği yükümlülüğün diğer davalıya geçtiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesi, davanın kabulüne, 78.186.00.-TL dava tarihinden yasal faizi ile davalılardan alınmasına karar vermiş, davalı ... istinaf yasa yoluna başvurmuş , Bölge Adliye Mahkemesi başvurunun esastan reddine karar vermiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Davaya konu 06/06/2003 tarihli sözleşme; TMK'nın 706, BK'nın 213 (TBK'nın 237), Tapu Kanunu'nun 26 ve Noterlik Kanunu'nun 60 ve 89. maddeleri uyarınca resmi şekilde yapılmadığı için geçersizdir. Bu nedenle, taraflar verdiklerini sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre geri isteyebilirler.
Geçerli bir sebebe dayanmaksızın, bir kişinin mal varlığından diğerinin mal varlığına kayan değerin eksiksiz iadesi, denkleştirici adalet düşüncesine dayanır. Denkleştirici adalet ilkesi ise, haklı bir sebep olmaksızın başkasının mal varlığından istifade ederek kendi mal varlığını artıran kişinin elde ettiği bu kazanımı geri verme zorunda olduğu ve gerçek bir eski hale getirme yükümlülüğü bulunduğunu ifade eder. Belli bir miktar paranın verildiği tarihteki alım gücü ile aynı miktar paranın aradan geçen zamana ve enflasyon oranlarına bağlı olarak iade günündeki alım gücünün farklı ve az olduğu da bilinen bir gerçektir.
Hukuken geçersiz sözleşmeler, sebepsiz zenginleşme kurulları uyarınca tasfiye edilirken, denkleştirici adalet ilkesi hiçbir zaman gözardı edilmemelidir. Bu husus, hakkaniyetin ve adaletin bir gereğidir. Bu bakımdan iade kararı verilirken, satış sedeli olarak verilen paranın alım gücünün, ilk ödeme tarihindeki alım gücüne ulaştırılması ve bu şekilde iadeye karar verilmesi gerekmektedir. Aksi halde ise kısmi iade durumu oluşacak, iade dışındaki zenginleşme iade borçlusu yedinde haksız zenginleşme olarak kalacak ve iade borçlularının iade de direnmelerine neden olacaktır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde; 06/06/2003 tarihli sözleşmede yeralan 30.000.000.000.-TL satış bedelinin 13/06/2003 tarihinde davacı tarafından davalı ...'ya ödendiği, diğer davalıya ödeme yapılmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, geçersiz satış sözleşmesi gereğince ödenen bedelden 18/04/2008 tarihli sözleşme nedeni ile davalı ... ' in sorumlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Bu sözleşmede 06/06/2003 tarihli sözleşme ile bağlı kalındığı belirtilmiş ise de her iki sözleşme de geçersiz olduğundan sözleşmelerin tarafı olan davacı yalnızca ödeme yaptığı davalıdan ödediği bedeli geri isteyebilir . Diğer bir anlatım ile geçersiz sözleşme yapan davalı ... geçerli sözleşme yapmış gibi davalı ...'ya ödenen bedelin iadesinden sorumlu tutulamaz . Anılan nedenlerle davalı ... hakkında açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir .
SONUÇ : Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine, kararın bir örneğinin İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 30/10/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön