3. Hukuk Dairesi 2019/3970 E. , 2019/7410 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı ile ... plakalı aracın satışı konusunda anlaştıklarını, davalıya bu nedenle 12.500 TL ödeme yapıldığını, ancak davalıya yapılan tüm bildirimlere rağmen araç tescilinin sağlanamadığını, aracın hükmen adına tesciline, aracın hükmen tescilinin mümkün olmaması halinde ise davalıya ödenmiş olan 12.500,00 TL araç bedelinin yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davacı ile araç satışı konusunda anlaştıklarını bedelin elden alındığını, ancak davacının kendisine 1.500,00 TL borcu olduğunu, bunu ödemesi halinde aracı tescile hazır olduklarını ileri sürerek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; araç devrine ilişkin davanın reddine, alacak yönünden davanın kabulü ile,12.500,00 TL'nin dava tarihinde itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, karar davalı tarafça temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık, harici araç satım sözleşmesinden kaynaklanan alacak talebine ilişkindir.
Davaya son veren taraf işlemlerinden biri olan sulh; 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 313 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre sulh, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir, ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Mahkeme, taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre; sulhe göre karar verilmesini istemezlerse, karar verilmesine yer olmadığına karar verir. Hükümden sonra ortaya çıkan ve temyiz incelemesine usulen engel oluşturan sulh protokolü hakkında karar verme yetkisi, hükmü veren mahkemeye aittir.
Somut uyuşmazlıkta; davalı tarafından dosyaya sunulan 'Sulh Protokolü' başlıklı belgeye göre, davalı tarafından aracın davacı adına tescil edileceğinin taahhüt edildiği, tarafların dava konusu üzerinde anlaştıkları; 10.02.2015 tarihli noterden yapılan araç satış sözleşmesine göre ise davaya konu araç devrinin davalı tarafından davacının oğluna yapıldığı anlaşılmıştır.
O halde mahkemece, davalı tarafından ibraz edilen sulh protokolü ile 10.02.2015 tarihli araç satış sözleşmesinin incelenip bu hususta davacının beyanlarının alınarak tarafların HMK'nın 314. ve 315. maddeleri uyarınca sulh olup olmadıkları üzerinde durulmak suretiyle sonuca göre bir karar verilmesi için hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazının kabulü ile hükmün HUMK'nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 02.10.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
3. Hukuk Dairesi 2019/3970 E. , 2019/7410 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 17 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 7 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 25 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 9 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 5 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat