3. Hukuk Dairesi 2017/10215 E. , 2019/5499 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine dair verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı,davalının uzun süredir kendisinin kiracısı olduğunu, yenilenen 15.04.2005 tarihli sözleşme ile davalının kiracılığının devam ettiğini,davalının önceleri ödediği kirayı ödemeyi aksattığını,bu nedenle davalı hakkında Kemer İcra Müdürlüğü'nün 2008/641 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalının takibe itiraz ettiğini ileri sürerek,itirazın iptali ile lehlerine %40 kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, taraflar arasında 1999 - 2006 yılları arasında kira ilişkisi bulunduğunu, kira ilişkisinin karşılıklı olarak sona erdirilerek kiralananın 2006 yılı sonunda teslim edildiğini, davacı tarafından gönderilen ihtarnamede 2006 yılı Aralık ayından itibaren kira ödenmediği belirtildiğinden 2006 yılı Aralık ayından önceki borçların tahsil edildiğinin davacı tarafından da kabul edildiğini savunarak,davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davalının itirazının kısmen iptali ile, takibin 6.211,42 TL asıl alacak, 332,95 TL işlemiş faiz üzerinden devamına yönelik olarak verilen kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 6 H.D.'nin 20/11/2014 tarih ve 2014/2873 E.- 2014/12743 K. sayılı ilamı ile ''dosya kapsamına, iddia ve savunmaya göre taraflar arasında kira ilişkisi bulunduğu anlaşılmakla birlikte taraflar arasındaki uyuşmazlığın kiralananın tahliye edilip edilmediği ile yazılı ve imzası ikrar edilen bir kira sözleşmesi bulunmaması nedeni ile kira bedelinin miktarı hususlarında toplandığı, davacı tarafça dayanılan yazılı bir kira sözleşmesi aslının dosyaya sunulmadığı,belge aslı sunulmadığından ve sureti üzerinde yapılan imza incelemesi ile sonuca gidilemeyeceğinden davacı tarafından sunulan fotokopi belgede belirtilen aylık kira bedeli ve artış hükmüne göre kira alacağı miktarının belirlenemeyeceği,davalı tarafça bu kira sözleşmesi inkar edildiğine göre, kira bedeli ve artış unsurlarının davacı kiralayan tarafından kanıtlanması gerektiği, 6100 sayılı HMK'nun 200. maddesi gereğince davacı tarafından iddia edilen yıllık kira miktarına göre bu hususların ancak kesin delillerle kanıtlanabileceği,davacı vekilinin, davacı ile davalı arasında düzenlenmiş ve imzası ikrar edilen veya aslı mevcut olan yazılı bir kira akdi sunamadığı ve kira miktarını kesin delillerle kanıtlayamadığı,ne var ki dava dilekçesinde her türlü delile dayanmış olduğundan bunun içerisinde yemin delilinin de bulunduğunun kabulü gerektiği,mahkemece kira bedeli ile ilgili ispat yükü kendisine düşen davacı tarafa kira bedelini ve artış unsurunu kanıtlamak üzere davalıya yemin teklif etme hakkının hatırlatılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği, davalı vekilinin kiralananın tahliye edildiği yönündeki savunması yönünden ise,davalı tarafından, taraflar arasında öncesinde var olan kira ilişkisinin 2006 yılı sonunda sona erdiği savunulmuş ise de, anahtar teslimine ilişkin yazılı belge sunulamadığı,ancak davalı vekilinin cevap dilekçesinde açıkça yemin deliline de dayandığı,mahkemece, tahliye tarihi ve anahtar teslimini yazılı belge ile kanıtlayamayan ve ispat yükü kendisine düşen davalı tarafa, tahliye tarihi hususunda davacıya yemin teklif etme haklarının hatırlatılması ve hasıl olacak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği...'' gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma sonrasında yapılan yargılama neticesinde ise, davacı tarafça dayanılan yazılı bir kira sözleşmesi aslının dosyaya sunulmadığı, davacı tarafından sunulan fotokopi belgede belirtilen aylık kira bedeli ve artış hükmüne göre kira alacağı miktarı belirlenemeyeceği, davalı tarafça anılan kira sözleşmesinin inkar edildiği, bu nedenle kira bedeli ve artış unsurlarının davacı kiralayan tarafından kanıtlanması gerektiği, davacı tarafından ''her türlü delil '' demek suretiyle yemin deliline de dayanıldığı, davacı tarafından hazırlanıp mahkemeye sunulan yemin metninin HMK' nun 228. maddesi gereğince davalı tarafa tebliğ edildiği ve davalının HMK' nun 233. maddesi gereğince duruşmada yemin ederek kiracılık ilişkisi ve bedeli olmadığı husunda beyanda bulunduğu, bu bağlamda, davacının yemin delili ile iddiasını yani kira bedeli ve artış unsurlarını kanıtlayamamış olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş,hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava;kira ilişkisinden kaynaklı itirazın iptali istemine ilişkindir.
Anayasanın 141'nci maddesi uyarınca, yargı kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerekir. Bu husus 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297'nci maddesinde de hüküm altına alınmıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297'nci maddesinde hükmün ihtiva etmesi gereken hususlar ayrıntılı olarak düzenlenmiştir.Anılan anayasal ve yasal düzenlemeler gereğince, yargıcın, tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri kararda göstermesi zorunludur. Maddi olgularla hüküm fıkrası arasındaki hukuki bağlantı da ancak bu şekilde kurulabilecek, ayrıca yasal unsurları taşıyan bu gerekçe sayesinde, kararların doğruluğunun denetlenebilmesi mümkün olacaktır.
Somut olaya bakıldığında ise,mahkemece bozma ilamına uyularak yargılama yapılmış ve yazılı gerekçe ile davanın reddi yönünde hüküm tesis edilmiş ise de,dosya kapsamında ve UYAP sisteminde yer alan mahkemenin 12.05.2016 tarihli gerekçeli karar içeriği incelendiğinde,dava ve cevap dilekçesinin eldeki dava ile ilgisinin bulunmadığı,başka bir dava dosyasına ait olduğu,bu şekli ile dava ve cevap dilekçesi ile mahkemenin gerekçe ve hüküm kısımlarının çelişkili olduğu anlaşılmakla,bu husus usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
2-) Bozma nedenine göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 17.06.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.
3. Hukuk Dairesi 2017/10215 E. , 2019/5499 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 31 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 53 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 20 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 30 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 18 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 40 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 27 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 20 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 20 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat