3. Hukuk Dairesi 2017/6636 E. , 2019/2664 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

3. Hukuk Dairesi 2017/6636 E. , 2019/2664 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı, ...... ili ...... ilçesi Forum ...... Alışveriş Merkezi'nde bulunan iş yerinin 5 yıl süreli olarak 03.03.2008 tarihli kira sözleşmesi ile davalıya kiralandığını, davalının talebi üzerine süresi sona ermeden sözleşmenin 31.10.2012 tarihli fesih protokolü ile sona erdirildiğini, fesih ve ibra protokolü uyarınca kiracının, kira sözleşmesinin süresinden önce ortadan kaldırılmasından kaynaklanan zararların kaşılığı olarak, 10.000,00 Euro+KDV bedelli cezai şartı ve kiralanana ilişkin sonradan ortaya çıkan ortak gider fark bedelini ödemeyi kabul ve taahhüt etmesine karşın yükümlülüklerini yerine getirmediğini bu nedenle davalı hakkında ... 23.İcra dairesinde icra takibi başlatıldığını, fakat davalının itirazı nedeniyle takibin durduğunu belirterek haksız itirazın iptaline, takibin devamına ve davalının %20 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiş, 13.04.2015 tarihli ıslah dilekçesi ile itirazın iptali olan davasını alacak davasına dönüştürmüştür.
Davalı, davacıya hiçbir borcunun olmadığını, talep edilen cezai şartın TBK'nın 346.maddesi gereği geçersiz olduğunu, aynı zamanda da fahiş olduğunu, uygulanması gereken hükmün 325.madde olduğunu, faizin ve faiz oranının fahiş olduğunu, yıllık %37,44 faiz oranı uygulandığını, davacının bazı alacak kalemlerini faturaya dayandırdığını, faturaya itiraz edildiğini ileri sürerek davanın reddine ve haksız ve kötü niyetli olarak icra takibi yapılmış olması nedeniyle davacının %20'den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini dilemiştir.
Mahkemece, davacının 13/04/2015 havale tarihli ıslah dilekçesi de dikkate alınarak davanın kabulüne, fesih ve ibra protokolünün 3.maddesinden kaynaklanan, 10.000,00 Euro + KDV tutarındaki faturanın bakiye 8.973,40 Euro'luk asıl alacak ile ...... 1. İcra Müdürlüğü'nün 2014/12190 Esas sayılı takip dosyasında 21/06/2013 tarihinde yapılan takibe kadar işlemiş 1.178,18 Euro işlemiş faiz toplamı 10.151,58 Euro'nun ve ortak gider fark bedeli alacağı olan 553,60 Euro asıl alacak ile ...... 1. İcra Müdürlüğü'nün 2014/12190 Esas sayılı takip dosyasında 21/06/2013 tarihinde yapılan takibe kadar işlemiş 36,91 Euro işlemiş faiz toplamı 590,51 Euro'nun davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Uyuşmazlık, taraflar arasında imzalanan fesih ve ibra protokolünden kaynaklı alacak talebine ilişkindir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 26.maddesi hükmüne göre mahkeme, tarafların iddia, savunma ve talepleri ile bağlıdır. Kural olarak mahkemenin talepten fazlasına veya başka bir şeye hükmetmesi olanak dışıdır. Açılan bir davada hakim istenilenden fazlasına veya başka bir şeye hükmedemez. Öğreti ve uygulamada taleple bağlılık olarak adlandırılan bu kural sadece sonuç istem yönünden değil, sonuç istemi oluşturulan her bir alacak kalemi yönünden de uygulanır.
Taleple bağlılık ilkesi, talep edilmeyene karar vermeme, talep edilenden fazlasına karar vermeme ve talep edilenden farklı bir şeye karar vermeme biçimlerinde mahkeme kararının sınırlarını belirler şekilde karşımıza çıkmaktadır. Mahkemece dava dilekçesine bakılarak tespit edilecek bu sınırlar, talep edilen hukuki sonuçtur.
Eldeki davada davacı, davasını öncelikle itirazın iptali davası olarak açmış, talebini ... 23.İcra Müdürlüğü'nün 2013/16028 Esas sayılı dosyası ile davalı aleyhinde başlatmış olduğu icra takibine dayandırmıştır. Davacı icra takibinde talebini, 8.973,40 Euro sözleşmesel ceza alacağı, 1.178,18 Euro bu alacağa takip tarihine kadar işlemiş sözleşmesel faiz, 553,60 Euro ortak gider fark bedeli, 36,91 ise bu alacağa işlemiş sözleşmesel faiz olarak açıklamış, faiz başlangıç tarihlerini ise, 8.973,40 Euro alacak için 13.02.2013 tarihi; 553,60 Euro alacak yönünden ise 17.04.2013 tarihi olarak belirtmiştir. Yargılama sırasında ise ıslah ile talebini sadece davası alacak davasına dönüştürmüş, alacak miktarını değiştirmemiştir. Mahkemece, davacının alacak talebinin hesaplanması amacıyla alınan bilirkişi raporunda, faiz başlangıç tarihleri 8.973,40 Euro alacak için 27.09.2012 tarihi, 553,60 Euro olan alacak kalemi için ise 29.10.2012 tarihi kabul edilerek faiz hesaplaması yapılmış, mahkemece iş bu rapor esas alınarak hüküm tesis edilmiştir. Ne var ki, raporda faize esas alınan süre bakımından davacının talebi aşılmış, mahkemece HMK'nın 26.maddesinde düzenlenen taleple bağlılık ilkesi gözardı edilmek sureti ile karar verilmiştir.
O halde mahkemece, taleple bağlılık kuralı gereğince davacı tarafça talep edilen faiz başlangıç tarihleri esas alınarak taleple sınırlı olarak karar verilmesi gerekirken, taleple bağlılık kuralına aykırı olarak hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı tarafın sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan gerekçe ile hükmün davalı taraf yararına HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.03.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.



Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön