3. Hukuk Dairesi 2017/15477 E. , 2019/2464 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

3. Hukuk Dairesi 2017/15477 E. , 2019/2464 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; tarımsal sulama tesisinde kurulu bulunan trafo direğine bağlı elektrik sayacının içinde olduğu elektrik panosunun 06/06/2012 yılında çalındığını, bu durumun davalıya bildirildiğini, davalının yeni elektrik sayacını 16/06/2012 tarihinde değiştirdiğini ve 2012/07 dönem borcu olarak 15.351,40 TL fatura ettiğini, borca itirazına verilen cevabi yazıda çalınan sayaçta 08/08/2011 tarihinden sonra fatura çıkmadığı, 09/08/2011 tarihi ile yeni sayacın takıldığı 16/06/2012 tarihleri arası 53 gün sulama dönemi için kurulu güç üzerinden tahakkuk hesaplandığının bildirildiğini, 53 günlük süre içerisinde böyle bir elektrik tüketiminin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu belirterek, borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; davacının fatura ve kaçak elektrik tahakkukuna itiraz etmeyip faturayı zımnen kabul ettiğini, davacının abonesiz kaçak elektrik kullanımı nedeniyle tahakkuk yapıldığını ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; savunmanın aksine davacının abonelik kaydı bulunduğu, panonun çalındığı gerekçesiyle, EPDK Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin sayacın tüketim kaydetmemesi başlıklı 19.maddesi kapsamında düzenlenen bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulüne, davacının 88280 numaralı abonelik kaydında 2012/07 dönemine ilişkin davalı şirket tarafından fatura edilen 14.700,53 TL yönünden borçlu olmadığının tespitine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği'nin 'Sayacın tüketim kaydetmemesi' başlıklı 19.maddesinde; 'Sayacın, müşterinin kusuru dışında herhangi bir nedenle tüketim kaydetmediğinin tespiti halinde varsa müşterinin aynı döneme ait sağlıklı olarak ölçülmüş geçmiş dönem tüketimleri dikkate alınarak, yoksa, sayaç çalışır duruma getirildikten sonraki müşterinin ödeme bildirimine esas ilk iki tüketim dönemine ait tüketimlerinin ortalaması alınarak geçmiş dönem tüketimleri hesaplanır ve tahakkuk ettirilir. Tahakkuka esas süre; doğru bulgu ve belgenin bulunması halinde 12 ayı, bulunmaması halinde ise 90 günü aşamaz. Perakende satış lisansı sahibi tüzel kişi tarafından yapılan tahakkuk işleminde sayacın tüketim kaydetmediği dönem birim fiyatları kullanılır ve gecikme zammı uygulanmaz. Müşterinin talep etmesi durumunda söz konusu miktar tahakkuk süresi kadar eşit taksitler halinde ödenir. İkili anlaşmalar kapsamında elektrik enerjisi tüketen bir müşterinin sayacının tüketim kaydetmemesi durumunda dağıtım lisansı sahibi tüzel kişi tarafından bu madde kapsamında geçmiş dönem tüketimleri hesaplanarak TEİAŞ’a bildirilir.' hükmü düzenlenmiştir.
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda; tüketim hesabı yönünden mevzuata uygun teknik inceleme yapılmadığı gibi, yapılan değerlendirmenin Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği'nin 19. maddesine uygun olmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle söz konusu rapor, taraf ve Yargıtay denetimine elverişli olmayıp, Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğine de uygun değildir.
Hal böyle olunca, öncelikle, konusunda uzman 3 kişilik bilirkişi heyetinden Yargıtay ve taraf denetimine elverişli yeni bilirkişi raporu alınarak, söz konusu olayda Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği'nin 19.maddesinde düzenlenen “sayacın tüketim kaydetmemesi” hükmünün olaya doğru şekilde uygulanması, varsa müşterinin aynı döneme ait sağlıklı olarak ölçülmüş geçmiş dönem tüketimleri dikkate alınarak, yoksa, sayaç çalışır duruma getirildikten sonraki müşterinin ödeme bildirimine esas ilk iki tüketim dönemine ait tüketimlerinin ortalaması alınarak geçmiş dönem tüketimleri hesaplanıp davalı kurumun davacı taraftan istemekte haklı olduğu gerçek alacak miktarının duraksamasız belirlenmesi ve hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK'nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 21/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön