3. Hukuk Dairesi 2017/15975 E. , 2019/2294 K.

Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

3. Hukuk Dairesi 2017/15975 E. , 2019/2294 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında birleştirilerek görülen tazminat-ortaklığın feshi ve tasfiyesi-alacak- manevi tazminat vs. davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl davanın işlemden kaldırılmasına-birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, duruşmalı olarak incelenmesi davalı/birleşen dosya davacısı vekili tarafından istenilmekle; daha önceden belirlenen, 26/02/2018 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine; temyiz eden davalı/birleşen dosya davacısı asil ... ile vekili Av.... geldi. Karşı taraf davacı/birleşen dosya davalıları vekili Av.... geldi. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan asil ve vekillerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin daha derinlemesine incelenmesi ve bu konuda bir araştırma yapılması gerektiği heyetçe zorunllu görüldüğünden Yargıtay Kanunu'nun 24/1 ve Yargıtay İç Yönetmeliğinin 21/3 maddeleri uyarınca görüşmenin 19/03/2019 taihine bırakılması uygun görüldü. Belirli günde dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; taraflar arasında 01.10.2007 tarihli adi yazılı sözleşme ile 'Adi Ortaklık Sözleşmesi' yapıldığını; sözleşmeye göre, kar ve zarar oranının yarı yarıya olacağını, bu durumun, sözleşmenin 4.maddesinde 'ortaklık merkezindeki işyerinin kurulması, temini, kalıp temini, elektrik vs. masrafları, işçilik masrafları, makine ve teçhizat alımı konusunda yapılacak masraflar, taraflar arasında yarı yarıya olacaktır.' şeklinde ifade edildiğini, 5 yıllık ortaklık süresi öngörüldüğünü; protokolün 9. maddesinde de; akde aykırı davranan tarafın diğer tarafa 500.000 USD cezai şart ödeyeceğinin kararlaştırıldığını; ortaklığın faaliyete geçtiğini; ancak, davalı tarafın akitteki yükümlülüklerini yerine getirmediğini, ortaklığın haksız feshine sebep olduğunu; davalının kalıpları da ortaklık sona ermeden geri aldığını; bu nedenle de kusurlu olduğunu iddia ederek; adi ortaklık namına bugüne kadar yapılan masraflardan davalının payına düşen kısmın tespiti ile kendisine ödenmesine karar verilmesini, sözleşmenin haksız feshi nedeniyle cezai şart olarak 500.000 USD'nin tahsiline karar verilmesini; dolayısıyla, ortaklığın feshi ve tasfiyesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; adi ortaklık sözleşmesinin sadece 'Baskı Enjeksiyon' işi için yapıldığını; hiçbir şekilde kendisine ait '... MARKA' dolapların ne üretimi, ne satışı, ne de kalıpları dahil olmak üzere hiçbir ticari sırrını kapsamadığını; davacının dilekçesinde kalıpları ortaklık payı olarak göstermeye çalıştığını, bu hususu kabul etmediklerini; ortaklığın tasfiyesi için ... 3. Asliye Ticaret Mahkemesinde dava açtığını, bu dava ile birleştirilmesine karar verilmesini; haksız açılan davanın reddini istemiştir.
Birleştirilen davada ise, davacı ...; davalı (karşı davacı)'nın kusuru ile sözleşmenin sona erdiğini ileri sürerek; adi ortaklığın feshine; sözleşmede öngörülen cezai şartın (500.000 USD'nin) ödenmesine; ...'e yapılan iş karşılığının davalının hesabına yatırıldığından, 674.230 TL'nin faiziyle tahsiline; kar payı olarak 54.386 TL'nin yasal faiziyle tahsiline, diğer alacaklarla ilgili şimdilik 10.000 TL'nin ödenmesine; davalının haksız rekabetinin önlenmesine; işyerinde kalan hammadde miktarının ve malzemelerin hesaplanarak bedelinin tahsiline veya aynen iadesine; manevi tazminat olarak 100.000 TL'nin ödenmesine; ki toplam; 1.571.616 TL'nin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı (karşı davacı) vekili cevap dilekçesinde; davacının, sözleşmeyle ilgili hiçbir yükümlülüğünü yerine getirmediğini; sadece kalıp temin ettiğini; bunun dışındaki tüm giderlerin müvekkilinin ticari defterlerinde mevcut olup, davalı tarafından karşılandığını; davalının ortaklık tarafından üretilen malları da kendi namına sattığını; davacının tüm iddialarının doğru olmadığını savunarak; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; 'Dava tarihi itibariyle, adi ortaklığın tasfiyeye konu olabilecek herhangi bir öz varlığının ve kaynağının bulunmadığı tespit edilmiştir. Bu nedenle, fesih konusunda da bir karar vermeye yer bulunmamaktadır. Tasfiye koşulları oluşmamıştır. Her iki tarafın da şirketin feshinde eşit kusurlu olduklarından, cezai şart isteyemeyeceklerini; davalının, haksız rekabete ilişkin isteminde; davalı- birleşen davacının isteği üzerine Bestpa marka dolapların, davacı tarafından dava dışı ...'e satışının yapıldığı; bu nedenle, haksız rekabet oluşturacak bir eylemin bulunmadığı anlaşıldığından; manevi tazminat talebinde de, BK.nun 49.maddesindeki yasal şartlar gerçekleşmediği' gerekçeleriyle, asıl davanın ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm taraf vekillerince süresinde temyizi üzerine Dairemizin 10.06.2014 tarihli ve 2014/6215 Esas-2014/9235 Karar sayılı ilamı ile '......Tarafların (asıl ve birleşen davadaki) tüm taleplerinin, adi ortaklığın tasfiyesi işleminde değerlendirilip, tartışılması ve çözüme kavuşturulması gerekmektedir.
Bu durumda, mahkemece; 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 620 ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklık hükümleri dikkate alınmalı, Türk Borçlar Kanununun 642.madde ve devamı hükümlerine göre tasfiye işlemi gerçekleştirilmelidir. Bütün bu açıklamalar ışığında, somut olaya bakıldığında; mahkemece, taraflar arasındaki uyuşmazlığın adi ortaklığın tasfiyesine ilişkin bulunduğu kabul edilerek; toplanan deliller ve dosya kapsamına göre, taraflar arasındaki adi ortaklık ilişkisinin; davalı ...'ın, ortaklık faaliyetlerinin yürütülmesi ve işleyişindeki ana unsurlardan olan kalıpları, sözleşmede öngörülen süre sona ermeden alıp götürmesi ve geri getirmemesi nedeniyle, ağır kusuru sonucu, fiilen sona erdiğinin kabulü ile; bu hususun, davacı şirket yararına, sözleşmede öngörülen cezai şart alacağını da oluşturduğu gözetilip tasfiye işleminde değerlendirilmesi, uyuşmazlığın; yukarıda açıklanan ve maddeler halinde belirtilen sıra ve yöntem izlenerek çözüme kavuşturulması gerekmektedir.Mahkemece yukarıda açıklanan hususlar dikkate alınmaksızın, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.' gerekçesiyle bozulmuş, tasfiyenin nasıl yapılacağı ayrıntılı şekilde belirtilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; 07.02.2017 tarihli oturumda tarafların bilgisine başvurulduğu, davacı şirket merkezinde varlığı tespit edilen 1.067.120,72 TL tutarındaki ekipmanların davacı şirkete ait olduğunun, adi ortaklığın yürütülebilmesi için tahsis edildiğinin, adi ortaklığa ait olmadığının belirtildiği, bu ekipmanların adi ortaklığa ait olduğu konusunda, davalı birleşen davacının da bir iddiasının söz konusu olmadığı, ... Dolapların ve davalı birleşen davacı ... tarafından getirilen kalıpların adi ortaklığa ait olduğunun kanıtlanamadığı, bu nedenle dolap satışından elde edilen gelirin yarısının ödenmesine ilişkin birleşen davacı isteminin de yerinde görülmediği, baskı enjeksiyon işinden dolayı adi ortaklığın kurulduğu belirtilmiş ise de; bu işten dolayı bir gelir elde edildiğinin kanıtlanamadığı bu nedenle bu gelirin paylaşılmasına ilişkin birleşen davacı isteminin de dayanaksız kaldığı, kalıpların adi ortaklığa ait olmayıp, ...'a ait olduğunun taraflarca 07.02.2017 tarihli oturumda açıklandığı, saptanan bu durum karşısında taraflarca oluşturulan adi ortaklığın bir mal varlığının veya yapılan işten dolayı bir gelirinin bulunmadığı, tasfiye edilecek bir durumun söz konusu olmadığı, taraflar arasındaki adi ortaklığın uyulan yargıtay bozma ilamında da belirtildiği gibi, davalı birleşen davacının kalıpları götürmesi nedeniyle kusurlu davranışı sonucunda eylemli olarak sona erdiği, birleşen davacının bu nedenle ağır kusurlu olduğu, ceza koşulu isteminin de yerinde olmadığı, diğer taleplerinin ve koşulları oluşmayan manevi tazminat isteminin de reddi gerektiği gerekçesi ile asıl dava takip edilmediğinden HMK 150 maddesi gereğince yenileninceye kadar dosyanın işlemden kaldırılmasına, yasal süresi içerisinde asıl davanın yenilenmesi halinde, bu davadan tefriki ile yeniden esasa kaydının yapılmasına ve yargılamasına devam olunmasına, birleşen dosyada, taraflar arasındaki adi ortaklığın, davalı birleşen davacının kusuru ile eylemli olarak sona erdiğinin tespitine, ortaklığa ait bir mal varlığı bulunmadığından fesih ve tasfiyeye gerek bulunmadığına,birleşen davacı vekilinin, maddi ve manevi tazminat talebi ile dava dilekçesinde yer alan diğer talepleri yönünden davanın reddine karar verilmiş, hüküm asıl dosya davalısı/ birleşen dosya davacısı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Kural olarak, bozma kararına uyulmakla; orada belirtilen biçimde işlem yapılması yolunda lehine bozma yapılan taraf yararına kazanılmış hak, aynı doğrultuda işlem yapılması yolunda mahkeme için zorunluluk doğar. Öte yandan, bozma kararı dışında kalan yönler ise kesinleşir.
Belirtilmelidir ki; bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Y.İ.B.K.).
Bu ilke kamu düzeni ile ilgili olup, Yargıtay'ca kendiliğinden dikkate alınması gerekir. Hakimin değişmesi dahi açıklanan bu hukuki ilkeye etki yapamaz.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunda; ... Dolap satımı hususunda; davacı ...'ın 03.05.2012 tarihli dilekçe ekinde sunduğu tabloya göre ... A.Ş'ye satılan dolaplara ilişkin ... tarafından ödenen bedelin KDV hariç1.140.160,00TL olduğu, ... A.Ş.'nin ticari defterlerinde yapılan inceleme neticesinde ... Plastik'ten 2008 yılı içerisinde ... dolap alımının yapıldığı ve bedelinin KDV hariç 1.139.475,00 TL olduğunun anlaşıldığı, söz konusu satışların adi ortaklığın malvarlığı değerinin bulunması için söz konusu satımlar için yapılan giderlerin hesaplanması gerektiği tespit edilmiştir.
Taraflar arasında yapılan 01.10.2007 tarihli ortaklık sözleşmesinin ikinci maddesindeortaklığın ticari meşgalesi plastik imalatı olarak belirlenmiştir. Dosya içerisinde bulunan ... A.Ş.'nin yazısında; 2008 yılındaki 10.152 adet kısa ve 10.000 adet uzun dolap anlaşmasının ... marka dolaplar için ... Plastik firması ile yapıldığını, öngörüşmelerin ... ile yapıldığını ancak ürünlerle alakalı sözleşme imzalanma aşamasında ... Plastik firması yetkilileri ile görüşüldüğü, sözleşmenin bu firma ile imzalandığını, ödeme, fatura ve iade gibi diğer işlemlerin ... Plastik ile yapıldığı belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamından, ... A.Ş'ye yapılan ... Dolap satışlarının adi ortaklık adına yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece, söz konusu satışların adi ortaklığın malvarlığı olduğu kabul edilmeli, tasfiyeye esas alınması ve bozma ilamında belirtilen sıra ve yöntem izlenerek sonucu dairesinde hüküm tesisi gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu ortaklığa ait bir mal varlığı bulunmadığı gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
2-)Bozma nedenine göre asıl dosya davalısı/ birleşen dosya davacısı ... vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Hükmün HUMK'nun 428 inci maddesi gereğince; yukarıda birinci bendde açıklanan nedenlerle asıl dosya davalısı/ birleşen dosya davacısı ... yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle asıl dosya davalısı/birleşen dosya davacısı ... vekilinin diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 2.037 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin asıl dosya davacısı/ birleşen dosya davalılarından alınarak asıl dosya davalısı/ birleşen dosya davacısı ...'a verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 6100 sayılı HMK'nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nun 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19/03/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön