3. Hukuk Dairesi 2017/6380 E. , 2019/2182 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl ve karşı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalının kiralananı 15/08/2012 tarihinde tahliye ettiğini, davalının 15/08/2012 tarihinde, kendisinin 14/09/2012 tarihinde tespit yaptırdığını, yere zarar verildiğini ileri sürerek şimdilik 62.668.00.-TL zarar bedelinin ve 5.000.00.-TL onarım süresi zararının yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir .
Davalı karşı davasında, aralarında yapılmış 15/11/1998, 01/06/2002, 15/11/2011 tarihli sözleşmelerin bulunduğunu, hasardan sorumlu olmadığını, önceki sözleşmelerde yeralan 2.800.00.- TL depozito bedelinin ödenmesine, 3.600.00.-TL bedelli çekin iadesine, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Karşı davacı, 21/12/2015 tarihli ıslah dilekçesi ile talep sonucunu 125.000.00.-TL' ye yükseltmiştir .
Mahkemece, asıl dava yönünden davanın reddine, karşı dava yönünden davacının güvence bedelinin iadesine ilişkin talebinin zaman aşımı nedeni ile reddine, 01/06/2002 tarihli kira sözleşmesine istinaden verilen 3600 TL lik teminat çekinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş,hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir .
1-) Asıl dava yönünden ;
6098 Sayılı TBK.nun 316. maddesi hükmü uyarınca kiracı kiralananı tam bir özenle kullanmak ve aynı Kanunun 334. maddesi gereğince sözleşme sonunda aldığı hali ile kiralayana teslim etmekle yükümlüdür. Ancak kiracı sözleşmeye uygun kullanma dolayısıyla oluşan eskime ve bozulmalardan sorumlu olmayıp münhasıran kötü kullanım nedeniyle oluşan zarar ve hasardan sorumludur. Davacının kiralananı kullandığı süre ve kullanma amacı gözetildiğinde olağan kullanımdan kaynaklanan yıpranma ve eskimelerin olacağı kuşkusuzdur.
HMK.nun 266 ve devamı maddeleri gereğince çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınması gerekir. Ancak, bilirkişi seçimi yapılırken, düşüncesine başvurulacak kişi veya kişilerin özel ve teknik bilgilerinin yeterli olup olmadığı üzerinde durulması gerekir.
Somut olayda ise; bilirkişi raporunu düzenleyen bilirkişi serbest muhasebeci mali müşavir olduğundan uyuşmazlığın doğru olarak tespiti ve çözümlenmesi için gerekli uzmanlığa sahip değildir. Anılan raporda bilirkişi ilk tespit raporu benimsenirse tazminat talep edilemeyeceğini, ikinci tespit raporu benimsenirse zarar talebinin haklı olduğunu belirtmekle yetinmiştir.
Mahkemece, uzman inşaat mühendislerinden oluşan bilirkişi kuruluna delil tespiti dosyalarına sunulan bilirkişi raporlarından hangisine üstünlük tanınması gerektiğini açıklayan, taraf itirazlarını karşılayan, uyuşmazlığı aydınlatan, denetime açık rapor hazırlatılarak varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi kararın bozulmasını gerektirmiştir.
2-) Karşı dava yönünden;
Güvence Bedeli (depozito) 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun (TBK) 342. maddesinde düzenlenmiştir. Depozito (güvence), kira sözleşmesinin başında kiracı tarafından kiraya verene teslim edilir.Çoğunlukla para veya kıymetli evraktan oluşur ve kira sözleşmesi sona erdiğinde kiracının kiralanana verdiği zararların teminatını oluşturur.
Davalının kiralananı 15/08/2012 tarihinde tahliye ettiği konusunda taraflar arasında uyuşmazlık yoktur. Ancak, depozitonun iadesi için de kira sözleşmesinin sona ermesi ve tahliyenin gerçekleşmesi gerekir.Anılan nedenlerle zamanaşımı definin reddine karar verilerek, taraflar arasında yapılmış üç sözleşmenin de şartları incelenerek depozito talebi konusunda esastan karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetli bulunmamıştır .
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle taraflar yararına olmak üzere , ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince karşı davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18/03/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
3. Hukuk Dairesi 2017/6380 E. , 2019/2182 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 8 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 8 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 7 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 6 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 63 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 9 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 10 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 8 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat