3. Hukuk Dairesi 2017/12396 E. , 2019/313 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

3. Hukuk Dairesi 2017/12396 E. , 2019/313 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine yönelik olarak verilen hükmün, davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içersindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; ... İli, ... İlçesi, ... Mahallesi, 26539 ada 14 parseldeki ... Belediyesi'ne ait hisseyi satın aldığını, ... Belediyesi'nin Büyükşehir Belediyesi'ne olan borcu nedeni ile taşınmaz üzerine haciz konulduğunu ve bu nedenle inşaata başlanamadığını, 17.12.2007 tarihli makbuz ile 8.137,50 TL'yi haczin kaldırılması için yatırdığını, ... Belediyesi tarafından ödenmesi gereken 8.197,50 TL'nin zorunluluk nedeni ile tarafından ödendiğini, belirtilen nedenlerle 8.137,50 TL'nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı; davacının davalı idareye vermiş olduğu dilekçelerde idareye ait taşınmazların hacizli olduğunu bildiğini, söz konusu taşınmazın taraflarına satışı halinde ileride ortaya çıkacak sıkıntıları peşinen kabul ettiği ve idare aleyhine maddi ve manevi hiç bir talepte bulunmayacağını taahhüt ettiğini ve 3194 sayılı yasa 17/3 gereğince işlemlere başlandığını, ancak hisseye karşılık düşen bedel yatırılmış ise de davacı adına tapuda ferağ işlemi gerçekleştirilemediğini, davacının açık taahhüdüne rağmen haczin kaldırılması için ... Büyükşehir Belediyesi veznesine yatırdıklarını iddia ettikleri bedelini tahsilini davalı idareden tahsilini talep etmelerinin haksız olduğunu, Bedelin 17/12/2007 tarihinde yatırıldığını ancak 04/06/2007 tarihinde taşınmazlar üzerindeki hacizlerin kaldırılmış olduğunu, ... Büyükşehir Belediyesi veznesine yatırılmış olan tutarın belediyenin hangi borcuna mahsuben yatırıldığının ABB'den sorulmasını, davacının haczin kaldırılması için yatırdığı iddia edilen miktarın müvekkilinin muvafakatı ve bilgisi olmadan yatırıldığını, davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
Mahkemece; davacıya 25.10.2011 tarihli duruşmada ...nun 120/2. ve 448. Maddeleri gereğince 110,00 TL gider avansını yatırması için 2 haftalık kesin süre verildiğini, kesin süreye rağmen gider avansının yatırılmadığını, ...nun 114/1-g maddesine göre gider avansının yatırılmasının dava şartlarından olduğunu, bu sebeple davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
Dava alacak tahsiline ilişkindir.
Dava, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HUMK) döneminde 06.07.2011 tarihinde açılmıştır. Davanın açıldığı tarih itibariyle, gider avansı alınmasına yönelik, bir düzenleme mevcut değildir.
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) 114/g maddesinde gider avansı dava şartı olarak düzenlenmiştir.
6100 sayılı HMK 448.maddesine göre; “Bu Kanun hükümleri, tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhâl uygulanır.” Aynı yasa 450. maddesinde; “(1) 18/6/1927 tarihli ve 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ek ve değişiklikleri ile birlikte tümüyle yürürlükten kaldırılmıştır.” düzenlemesi mevcuttur.
Anılan düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere, 6100 sayılı HMK hükümleri tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhal yürürlüğe girecektir.
1086 sayılı HUMK döneminde açılan davalara ilişkin olarak eski kanun hükümlerinin uygulanması istisnai olarak HMK geçici 1. ve 2.maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre, 6100 sayılı HMK’nın yargı yolu ve göreve ilişkin hükümleri ile senetle ispat, istinaf ve temyiz ile temyizde duruşma yapılmasına ilişkin parasal sınırlarla ilgili hükümleri Kanunun yürürlüğe girmesinden önceki tarihte açılmış olan dava ve işlerde uygulanmaz. 1086 sayılı Kanunun yürürlükte olduğu dönemde usulüne uygun olarak düzenlenmiş bulunan senetler, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra da geçerliliklerini korur.
Kanun açıkça bir istisna getirmediğine göre, dava şartı olarak düzenlenen gider avansının alınması kuralının, 1086 sayılı HUMK döneminde açılan derdest davalarda da uygulanması gerekecektir.
Dava şartları, mahkemenin davanın esası hakkında yargılamanın devamı için gerekli olan şartlardır. Diğer bir anlatımla; dava şartları, dava açılabilmesi için değil, mahkemenin davanın esasına girebilmesi için aranan kamu düzeni ile ilgili zorunlu koşullardır.
HMK’nın 115/2. maddedeki kurala göre ise; “Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder”. Düzenleme gereğince, eksik olan bir dava şartı, belirli bir süre verilerek giderilebilecek ise, hakim tarafından eksikliğin giderilmesi için kesin süre verilmesi gerekir. Bu süre içinde dava şartı eksikliği tamamlanmaz ise dava, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddedilmelidir.
HMK.’nın 120. maddesinde gider avansı düzenlenmiştir.
Buna göre; “Davacı, yargılama harçları ile her yıl Adalet Bakanlığınca çıkarılacak gider avansı tarifesinde belirlenecek olan tutarı, dava açarken mahkeme veznesine yatırmak zorundadır. Avansın yeterli olmadığının dava sırasında anlaşılması hâlinde, mahkemece, bu eksikliğin tamamlanması için davacıya iki haftalık kesin süre verilir”.
30.09.2011 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesinin 1.maddesinde tarifenin amacının; dava açılırken mahkeme veznesine yatırılacak olan gider avansının miktarı ile avansın ödenmesine ilişkin usul ve esasları belirlemek olduğu açıklanmıştır. Tarifenin 6.maddesinde; “Bu Tarifenin yürürlüğe girmesinden önce açılmış olan davalarda, tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 120.maddesinin ikinci fıkrasına göre gider avansı ikmal ettirilir.” düzenlemesi getirilmiştir.
Anılan düzenlemelerden ve dava şartı müessesesinden gider avansının davanın açılması sırasında alınmasının şart olmadığı, mahkemenin sonradan bu eksikliği kesin süre vererek ikmal ettirebileceği anlaşılmaktadır. Buradan hareketle 1086 sayılı HUMK döneminde açılmış olsa da, istisnai hüküm bulunmaması nedeniyle davanın her aşamasında aranan gider avansı dava şartının HMK 114/g, 115/2 ve 120.maddeleri gereği gözetilmesi gerektiği ortaya çıkmaktadır.
Davanın açıldığı tarihte eksik veya hiç gider alınmamış olsa bile gider avansı dava şartı olmakla hüküm verilinceye kadar ikmal ettirilebilir. İster gider avansı isterse tamamlama avansı olarak tanımlansın ikmal edilmesi gereken paranın hukuk yargılamasındaki nitelemesi
dava şartı olarak gösterilen gider avansıdır. Gider avansının yatırılmaması veya ikmal edilmemesi halinde dava usulden reddedilecektir.
Somut olayda, mahkemece; davanın 06.07.2011 tarihinde açıldığı gözetilmeden, 25.10.2011 tarihli duruşmada ara karar ile, 110,00TL gideri avansı yatırılması hususunda, davacıya iki haftalık kesin süre verildiği ve gider avansını oluşturan kalemler açıklanmadan soyut kesin süre verilerek dava şartı noksanlığından davanın reddine karar verilmesi hatalı olup kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 21.01.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön