5. Hukuk Dairesi 2017/13841 E. , 2018/15221 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

5. Hukuk Dairesi 2017/13841 E. , 2018/15221 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı idare vekili ile davalı ... vd. tarafından verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

- K A R A R -

Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm, davacı idare vekili ve davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
Bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Arsa niteliğindeki Sutaşı mahallesi 1941 parsel sayılı taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;
1)Davalılar birinci celse duruşmaya gelerek acele kamulaştırmada tespit edilen bedeli kabul ettikleri yönünde imzalı beyanda bulunmuşlar, davacı idare ise kabule ilişkin bir beyanda bulunmaksızın keşif yapılarak taşınmazın değerinin tespitini istemiş, mahkemece mahallinde yapılan keşif sonucu bilirkişi raporları dosyaya ibraz edilmiştir. Mahkemece bilirkişi raporunda tespit edilen bedel yerine acele kamulaştırmada tespit edilen bedele hükmedilmesi doğru değildir. Şöyle ki;
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 19.10.2011 tarih ve 2011/5-636 E, 2011/637 K sayılı ilamında açıklandığı üzere, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu uyarınca açılan bedel tespit ve tescil davasında açık bir kabulün varlığından söz edilebilmesi için tespit davası sırasında yapılan bilirkişi incelemesi sonunda acele el koyma davasında belirlenen miktarın altında bir değer tespit edilmesi ve davalının da kabul beyanında
bulunması gerekir. Diğer bir deyişle, miktar belirtilerek açılmış bir dava bulunmadığından yargılamadaki kabul hukuk usulü anlamında bir kabul anlamına gelmemektedir. Ancak, mahkemece keşif yapılıp değer belirlenmesi halinde, bu değer taraflardan birisince kabul edildiğinde, hukuki anlamda bir kabulden söz edilebilir.
Davalıların mahkemedeki beyanlarında acele el koyma dosyasında belirlenen miktarı kabul ettikleri yönündeki beyanları kabul olarak benimsense bile, idare bunu kabul etmeyerek gerçek değerin benimsenmesini istemiştir.
Bu durumda mahkemece, bilirkişi raporunda belirlenen bedele hükmedilmesi gerekirken, yanlış gerekçe ile acele kamulaştırma bedeline hükmedilmesi doğru olmadığı gibi;
2) 7139 sayılı Kanunla değişik Kamulaştırma Kanununun 10/8 fıkrası gereğince bankaya hak sahibi adına yatırılacak bedel bakımından; 7139 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik hükümlerine göre işlem yapılması gerektiğinden,
Hükmün yukarıda açıklanan gerekçelerle davacı idare vekili ile davalıların temyiz isteminin kabulü ile BOZULMASINA, davalılardan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 24/09/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.



Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön