5. Hukuk Dairesi 2017/12242 E. , 2018/3930 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

5. Hukuk Dairesi 2017/12242 E. , 2018/3930 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasının kabulüne dair verilen yukarıda tarih ve numaraları yazılı hükmün Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince verilen dilekçelerle istenilmiş; davalı vekili de temyiz dilekçesinde duruşma isteminde bulunmuş olmakla, duruşma için belirlenen 08/03/2018 günü temyiz eden davalı vekilinin yüzüne karşı; usulüne göre çağrı kağıdı gönderilmesine rağmen gelmediğinden temyiz eden davacı idare vekilinin yokluğunda duruşmaya başlanarak davalı vekilinin sözlü açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki kağıtlar okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü.
K A R A R -
Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.Bilirkişi incelemesi yaptırılmış ise de, alınan raporlar hüküm kurmaya elverişli değildir. Şöyle ki;
1)Dava konusu...mahallesi 1381 ada 447 parsel sayılı taşınmaz arsa niteliğindedir. Kamulaştırma Kanunu'nun kıymet takdir esaslarını belirten 11.maddesinin 1.fıkrasının arsalara ilişkin (g) bendi uyarınca, arsaların bedelinin değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması zorunludur. Bu itibarla, emsal satışların değerlendirme tarihindeki karşılıklarının fiyat artış endekslerinin uygulanması suretiyle tespiti, bundan sonra emsal ile dava konusu taşınmazın eksik ve üstün yönlerinin neler olduğu ve oranları açıklanmak suretiyle değer biçilmesi gerekir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın değerinin tespitinde, şirkete yapılan özel amaçlı satışların emsal olarak alınması doğru olmadığı gibi,Dava konusu taşınmazın değerlendirme tarihi itibariyle; hükme esas alınan bilirkişi raporunda kıyasi emsal kabul edilen taşınmazın ise bilirkişilerce değerlendirmeye esas alınan satış tarihi itibariyle fiili imar uygulaması sonucu oluşan imar parselleri mi, yoksa imar planına dahil olmakla birlikte olduğu gibi bırakılan kadastro parselleri mi oldukları ilgili Belediye İmar Müdürülüğü ile Tapu Müdürlüğünden ayrı ayrı sorulup, alınacak cevaplara göre bilirkişi kurulu raporunun denetlenmesi ve aynı amaçla kamulaştırılan, birbirine komşu olan taşınmazlarla ilgili olarak açılan davalarda aynı değerlendirme tarihi itibariyle benzer sonuçlara ulaşılması, oluşabilecek farklılıkların da makul gerekçelerle açıklanması gerektiği halde, birbirine komşu taşınmazlar için haklı bir gerekçe gösterilmeden çok farklı metrekare birim fiyatları belirlendiğinden bu raporlara göre karar verilmesi mümkün değildir.Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde re'sen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,
2)4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kanunun 10. maddesi gereğince açılan tespit ve tescil davalarında değerlendirmenin; aynı Kanunun 15/son maddesi uyarınca dava tarihi itibariyle yapılması gerekir.
Belirtilen nedenle; dava konusu taşınmaz üzerindeki yapılara Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca yayınlanan ve değerlendirme tarihi olan 2014 yılına ait Yapı Yaklaşık Birim Maliyetleri Hakkındaki Tebliğe göre yapı sınıfları, bu yapı sınıflarına uygun birim fiyatları ve yaşları belirlenip buna göre yıpranma payı düşülerek değer biçilmesi gerektiği gözetilmeden bu yönteme uyulmadan hesap yapan rapor doğrultusunda yazılı şekilde hüküm kurulması,
3)2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine 6459 sayılı Yasanın 6. maddesi ile eklenen hüküm uyarınca, dört ay içinde sonuçlandırılamayan davada kamulaştırma bedeline uygulanacak faizin karar tarihine kadar işletilmesi gerektiği gözetilmeden faiz bitiş tarihinin bedelin depo edildiği tarih olarak belirlenmesi,
4)Dava konusu taşınmazın tapu kaydında bulunan haciz şerhinin hükmedilen bedele yansıtılmaması,
5)Kabule göre de; dava konusu taşınmazın değerlendirme tarihi itibariyle imar parseli, emsalin ise satış tarihi itibariyle kadastral parsel olduğu belirtilerek yapılan değer tespiti sırasında, dava konusu taşınmaz imar parseline dönüştürülürken hangi oranda kesinti yapılmış ise, bu oranın ilave edilmesinde bir yanlışlık olmamakla birlikte, ekleme yönteminin, dava konusu taşınmazdan yapılan kesinti oranının, tam bir sayıdan (1) çıkartılmak suretiyle bulunan oranın dava konusu taşınmazın emsal karşılaştırması sonucu bulunan m² birim bedeline bölünerek yapılması gerekirken, (örnek: dava konusu taşınmazdan yapılan kesinti % 18 ise, dava konusu taşınmazın emsal karşılaştırması sonucu bulunan m² bedelinin 0,82'ye bölünmesi gerekir) bu yönteme uyulmadan hesap yapan bilirkişi kurulu raporu doğrultusunda yazılı şekilde hüküm kurulması,
Doğru görülmemiştir.Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle HUMK’nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine, temyiz eden davalı yararına yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 1.630,00-TL. vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, 08/03/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.











Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön