5. Hukuk Dairesi 2017/22283 E. , 2018/646 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasının reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca DÜZELTİLEREK ONANMASI hakkında Daireden çıkan kararı kapsayan 12/12/2016 gün ve 2016/11197 Esas - 2016/17415 Karar sayılı ilama karşı davacı idare vekilince verilen dilekçe ile karar düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup gereği konuşulup düşünüldü:
-K A R A R-
4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkin davanın reddine karar verilmiş hüküm, davacı idare vekilinin temyizi üzerine Dairemizce düzeltilerek onanmış, bu karara karşı davacı idare vekilince karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
Dosyada bulunan kanıt ve belgelere, kararının dayandığı gerekçelere göre davacı idare vekilinin sair karar düzeltme istekleri HUMK 'nun 440.maddesinde yazılı nedenlerin hiçbirisine uymadığından yerinde değildir. Ancak;
Davacı idare vekili 19.12.2017 tarihli dilekçesi ile karar verildikten sonra 29.11.2017 tarihli sulh protokolü uyarınca tarafların sulh olduğu bildirilmiştir.
Bu itibarla; sulh protokolüne göre işlem yapılıp sonucuna göre karar verilmesi gerektiği yapılan inceleme ile anlaşılmakla:
Davacı idare vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 12.12.2016 gün ve 2016/11197-2016/17415 E/K sayılı düzeltilerek onama kararının kaldırılmasına karar verildikten sonra yapılan incelemede;
Dava; 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.
Mahkemece, uyulan bozma kararı gereğince inceleme ve işlem yapılarak hüküm kurulmuş; karar, davacı idare vekilince temyiz edilmiştir.
1)Davacı idare vekili 19.12.2017 tarihli dilekçesi ile karar verildikten sonra 29.11.2017 tarihli sulh protokolü uyarınca tarafların sulh olduğu bildirilmiştir.
Sulh HMK.nun 313.maddesinde düzenlenmiştir. Sulh görülmekte olan bir davada, taraflar arasındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşme olup, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. Karar kesinleşinceye kadar yapılan her türlü sulh anlaşması mahkeme huzurunda yapılmış sulh olarak kabul edilir. Sulh ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi sonuç doğurur.
Bu itibarla, davacılar ile davalı idare arasında sulh sözleşmesi yapıldığı gözetilerek HMK.nun 315.maddesi uyarınca işlem yapılıp sonucuna göre karar verilmemesi;
2) Kabule göre de;
Davacı idarece bozma öncesinde bloke edilmiş olan bedelin davacı idareye iadesine karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
Doğru görülmemiştir.
Davacı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle sair yönler incelenmeksizin H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 01/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
5. Hukuk Dairesi 2017/22283 E. , 2018/646 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 31 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 113 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 26 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 9 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 18 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 36 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 26 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat