5. Hukuk Dairesi 2018/9646 E. , 2019/19808 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

5. Hukuk Dairesi 2018/9646 E. , 2019/19808 K.


'İçtihat Metni'


MAHKEMESİ : ...Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi


Taraflar arasındaki başkası adına tapulu taşınmaz üzerinde bulunan ve kamulaştırmasız el atılan muhtesat bedelinin tahsili ile uğranılan zararın tazmini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen ilk derece mahkemesinin kararına karşı davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine ...Bölge Adliye Mahkemesinin 4. Hukuk Dairesince istinaf isteminin kabulü ile ilk derece kararı kaldırılarak esas hakkında yeniden karar verilmesi için mahkemesine iadesine, dosya üzerindeki yapılan inceleme sonucunda 353/1-a-6 maddesi uyarınca kararın kesin olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin temyizi üzerine istemin reddine ilişkin yukarıda gün ve sayıları yazılı ek kararının Yargıtay'ca incelenmesi, davacı vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

- K A R A R -
Dava, başkası adına tapulu taşınmaz üzerinde bulunan ve kamulaştırmasız el atılan muhtesat bedelinin tahsili ile uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karara karşı, davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun ...Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesince kabulü ile Mersin 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 21.02.2018 tarih ve 2016/123E.-2018/80K. Sayılı ilamının kaldırılmasına, eksik delillerin toplanıp davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kesin olarak karar verilmiş, bu kararın davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine HMK nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca kararın kesin olduğu gerekçesiyle, davacı vekilinin temyiz talebi ...Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin 17/07/2018 tarihli ek kararı ile reddedilmiş ve bu ek karar, yine davacı vekilince süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararda; Kamulaştırma Kanununun 19/son maddesi 'Başkası adına tapulu, sahipsiz ve/veya zilyedi tarafından iktisap edilmemiş yerin kamulaştırılmasında binaların asgari levazım bedeli, ağaçların ise 11. madde çerçevesinde takdir olunan bedeli zilyedine ödenir.' hükmünün getirildiği, davaya konu taşınmazın Organize Sanayi Bölgesi kurulması amacıyla davalı ...'ne bedelsiz olarak devredildiği, kamulaştırma yetkisine sahip davalı tarafından davacının kapama karışık meyve bahçesi ve kapama zeytin bahçesi olarak kullandığı bölümdeki ağaçların herhangi bir kamulaştırma işlemi yapılmaksızın sökülerek bulunduğu alanın düzleştirilmesi işleminin kamulaştırmasız el atma niteliğinde olduğu;
Davacının kamulaştırmasız olarak el atılan taşınmazdaki ağaçların Kamulaştırma Kanununun 11. maddesi çerçevesinde takdir olunan bedelini talep edilebileceği, davacının zilyedi bulunduğu fen bilirkişisi krokisinde gösterilen toplam 4418.95 m2 yüzölçümündeki bölümün kapama mandalina bahçesi olarak kullandığının tespit bilirkişi raporları ve tanık beyanları ile sabit olduğu anlaşıldığından, ağaçların yaşlarına göre tespit edilecek verim miktarları ve değerlendirme tarihi olan 2016 yılı kg. satış fiyatı ve üretim masraflarına göre tespit edilecek net gelir esas alınarak %4 kapitalizasyon faiz oranı uygulanmak suretiyle belirlenecek kapama meyve bahçesi değerinden, bu bölümün zeminine ekilebilecek sulu tarım münavebe ürün gelirine göre biçilecek değeri düşülmek suretiyle ağaç bedellerinin (kaim değer) tespit edilerek davacının isteyebileceği tazminat miktarının belirlenmesi gerektiği halde;bu yönteme uyulmaksızın mahkemece ağaçların asgari levazım bedeli, imar ihya bedeli, damlama sulama sistemi bedeli ve ağaçların bakım masraflarına hükmedilmesinin yasaya aykırı olduğu, mahkemece alınan bilirkişi raporlarının hüküm kurmaya elverişli ve yeterli olmadığı gibi eksik inceleme ve araştırma yapıldığına işaret edilerek davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmiştir.
Her ne kadar ...Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 sayılı HMK'nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca kararın kesin olarak verildiği belirtilmiş ise de; Öncelikle, bölge adliye mahkemesince verilen bu karara karşı temyiz yoluna başvurulmasının mümkün olup olmadığı ön sorun olarak incelenmelidir. Bu bağlamda;
Bölge adliye mahkemesinin dosyayı geri gönderme kararının yasal dayanağı 6100 sayılı HMK'nun 353. maddesidir.
Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353. maddesinde Bölge Adliye Mahkemesince duruşma yapılmadan verilecek kararlar şu şekilde belirtilmiştir.
Madde 353 -(1)“ Ön inceleme sonunda dosyada eksiklik bulunmadığı anlaşılırsa;
a)Aşağıdaki durumlarda bölge adliye mahkemesi, esası incelemeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye veya kendi yargı çevresinde uygun göreceği başka bir yer mahkemesine ya da görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan kesin olarak karar verir:
1)Davaya bakması yasak olan hâkimin karar vermiş olması,
2)İleri sürülen haklı ret talebine rağmen reddedilen hâkimin davaya bakmış olması,
3)Mahkemenin görevli ve yetkili olmasına rağmen görevsizlik veya yetkisizlik kararı vermiş olması veya mahkemenin görevli ya da yetkili olmamasına rağmen davaya bakmış bulunması veyahut mahkemenin bölge adliye mahkemesinin yargı çevresi dışında kalması,
4) Diğer dava şartlarına aykırılık bulunması,
5)Mahkemece usule aykırı olarak davanın veya karşı davanın açılmamış sayılmasına, davaların birleştirilmesine veya ayrılmasına, merci tayinine karar verilmiş olması,
6)Mahkemece, tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiçbiri toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması.
b) Aşağıdaki durumlarda davanın esasıyla ilgili olarak;
1) İncelenen mahkeme kararının usul veya esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığı takdirde başvurunun esastan reddine,
2)Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında,
3)Yargılamada bulunan eksiklikler duruşma yapılmaksızın tamamlanacak nitelikte ise bunların tamamlanmasından sonra yeniden esas hakkında, duruşma yapılmadan karar verilir.
Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile eksik inceleme sebebiyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair hüküm kurulduğundan HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca karar verildiği görülmektedir.
HMK 353/l-a-6 maddesinde ise, ilk derece mahkemesince, tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiçbiri toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması halinde, esasa ilişkin inceleme yapılmadan kararın kaldırılmasına kesin olarak karar verileceği düzenlenmiştir.
HMK 369.maddesinde ''Yargıtay,tarafların ileri sürdüğü temyiz sebepleri ile bağlı olmayıp,kanunun açık hükmüne aykırı gördüğü diğer hususları da inceleyebilir''hükmü bulunmaktadır.
İş bu dosyada aşağıda açıklanacağı üzere taraflarca gösterilen ve ilk derece mahkemesince toplanan deliller davanın esası hakkında hüküm kurmaya yeterli olduğundan ve tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiçbirinin toplanmamış veya gösterilen delillerin hiç değerlendirilmemiş olmasından söz edilemeyeceğinden; Bölge Adliye Mahkemesince Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/l-a-6 maddesi uyarınca eksik hususların ikmali için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair kesin verilen kararın HMK 369. maddesinde belirtilen 'Kanunun açık hükmüne aykırılık' teşkil ettiği, bu itibarla bölge adliye mahkemesince verilen kararın temyizinin mümkün olduğu sonucuna varıldığından ...Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin 17/07/2018 tarihli temyiz isteminin reddine ilişkin kararın kaldırılmasına karar verildikten sonra işin esasının incelenmesinde;
Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353. maddesinde, bölge adliye mahkemesinin dosyayı ilk derece mahkemesine geri gönderme sebepleri tahdidi olarak sayılmıştır. Kanunda sayılan geri gönderme sebepleri arasında 'delillerin eksik toplanması' bulunmamaktadır. 'Delillerin hiç birinin toplanmaması ve gösterilen delillerin hiç değerlendirilmemesi' vardır. O halde kanundaki düzenleme karşısında Bölge Adliye Mahkemesince delillerin eksik toplanması sebebiyle dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan bölge adliye mahkemesince verilen kararın temyizinin mümkün olduğu sonucuna varılmıştır.
İlk derece mahkemesince tarafların gösterdikleri delillerin çoğu toplandığından Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/l-a-6. maddesi uyarınca eksik hususların ikmali için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi doğru olmadığı gibi, eksik delillerin toplanması konusunda özellikle HMK’nın 353, 354 ve 373. maddeleri ele alındığında da, kanundaki düzenleme karşısında bölge adliye mahkemesince verilen kararın yerinde olmadığı anlaşılmaktadır.
Bu maddelere bakacak olursak;
HMK 353/l-b-3 maddesinde; 'Yargılamada bulunan eksiklikler duruşma yapılmaksızın tamamlanacak nitelikte ise bunların tamamlanmasından sonra yeniden esas hakkında duruşma yapılmadan karar verilir”
HMK 354. maddesinde “(1) Bölge Adliye Mahkemesi hukuk dairesince inceleme, davanın özelliğine göre heyetçe veya görevlendirilecek bir üye tarafından yapılır.
(2) İnceleme sırasında gereken hâllerde başka bir bölge adliye mahkemesi veya ilk derece mahkemesi istinabe edilebilir.
Yine HMK'nun 357/3. maddesinde 'İlk derece mahkemesinde usulüne uygun olarak gösterildiği halde incelenmeden reddedilen veya mücbir sebeple gösterilmesine olanak bulunmayan deliller bölge adliye mahkemesince incelenebilir.” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
Yukarıda belirtilen hükümler değerlendirildiğinde, eksik delillerin bölge adliye mahkemesince toplanması gerektiği anlaşılmaktadır. O halde bölge adliye mahkemesince toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması,
Doğru görülmemiştir.
Davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle HMK'nun 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 05/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.










Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön