5. Hukuk Dairesi 2019/2975 E. , 2019/20485 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

5. Hukuk Dairesi 2019/2975 E. , 2019/20485 K.


'İçtihat Metni'


MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasının kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca BOZULMASI hakkında Daireden çıkan kararı kapsayan 13/11/2018 gün ve 2017/16427 Esas - 2018/20421 Karar sayılı ilama karşı taraf vekillerince verilen dilekçeler ile karar düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R –
4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkin davanın kabulüne dair verilen hüküm taraf vekillerinin temyizi üzerine Dairemizce bozulmuş; bu karara karşı, taraf vekillerince karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
Dosyada bulunan kanıt ve belgelere, Yargıtay kararında yazılı gerekçelere göre taraf vekillerinin sair karar düzeltme istekleri HUMK'nun 440.maddesinde yazılı nedenlerden hiçbirine uymadığından yerinde değildir. Ancak;
1-2942 Sayılı Yasanın 4650 Sayılı Yasa ile değişik 11. maddesinin 1. fıkrasının (f) bendi uyarınca bilirkişi kurulu, arazi niteliğindeki taşınmazın kamulaştırma tarihindeki mevki ve şartlarına göre ve olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelirini esas tutarak bedelin tespitinde etkili olacak bütün nitelik ve unsurları ve her unsurun ayrı ayrı değerini belirtmek suretiyle ve ilgililerin de beyanını dikkate alarak gerekçeli bir değerlendirme raporuna dayalı olarak değerini tespit etmelidir. Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamalarında ise özel ve dikkate alınması gereken haklı bir neden bulunmadıkça tarım arazilerinin olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir üzerinden bilimsel yöntemle yapılacak değerlendirmede münavebeye alınacak ürünler için aynı Yasanın 4650 Sayılı Yasa ile değişik 15. maddesinin son fıkrası hükmü uyarınca, kamulaştırma belgelerinin mahkemeye verildiği gün itibarıyla dekar başına elde edilecek ortalama verim, üretim gideri ve toptan satış fiyatına ilişkin olarak ciddi istatistik bilgilere dayalı olduğu bilinen o yerdeki gıda, tarım ve hayvancılık ilçe müdürlüğü verilerinin esas alınması aranmaktadır.

Dava konusu taşınmazında içinde bulunduğu Hatay ili Reyhanlı ilçesi ile Kumlu ilçesinin bir kısım köylerinin Amik-Arfin (Reyhanlı Barajı ve Sulaması) projesi kapsamında kalması nedeniyle kamulaştırıldığı, Daireye intikal eden aynı kamulaştırma kapsamındaki birbirine yakın ancak farklı ilçe sınırları içinde bulunan taşınmazların niteliklerinin benzer bulunduğu, bilirkişi raporlarında aynı münavebe planı uygulandığı halde Kumlu ve Reyhanlı Gıda, Tarım ve Hayvancılık İlçe Müdürlüklerinin farklı verim, fiyat ve üretim gideri bildirmeleri nedeniyle farklı bedeller belirlendiği anlaşılmaktadır. Aynı kamulaştırma kapsamında kalan ve benzer nitelikteki tarım alanlarının kamulaştırma bedellerinin tespitinde fahiş oranlarda farklılık bulunması, bilimsel yöntemler ve hakkaniyet ile bağdaşmaz. Bu nedenle mahkemece Reyhanlı ve Kumlu ilçe veri cetvelleri getirtilerek münavebeye alınan ürünlerin değerlendirilmesinde farklılıklar da gözetilerek her iki ilçenin veri cetvellerinin ortalaması alınarak değer biçilmesi gerekirken, taşınmazın sadece bulunduğu ilçe verileri esas alınarak farklı değerlere hükmedilmesi suretiyle eksik araştırma ve incelemeye göre karar verildiği,
2-Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 gün 30791 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan kararı da göz önüne alınarak davacı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiği,
3-28.04.2018 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 7139 sayılı yasanın 6.maddesi gereğince davacı idarenin harçtan muaf hale geldiği,
Bu defa yapılan incelemede anlaşılmakla; taraf vekillerinin karar düzeltme isteminin bu yönden kabulü ile Dairemizin 13.11.2018 gün ve 2017/16427 Esas - 2018/20421Karar sayılı ilamının kaldırılmasına karar verildikten sonra yapılan incelemede;
Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Arazi niteliğindeki Kumlu ilçesi, Kelli Köyü 284 parsel sayılı taşınmaza net geliri esas alınarak değer biçilmesinde ve tespit edilen bedelin bloke ettirilerek hükmün kesinleşmesi beklenmeden davalı tarafa ödenmesine karar verilmesinde yöntem itibariyle bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;
1-2942 Sayılı Yasanın 4650 Sayılı Yasa ile değişik 11. maddesinin 1. fıkrasının (f) bendi uyarınca bilirkişi kurulu, arazi niteliğindeki taşınmazın kamulaştırma tarihindeki mevki ve şartlarına göre ve olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelirini esas tutarak bedelin tespitinde etkili olacak bütün nitelik ve unsurları ve her unsurun ayrı ayrı değerini belirtmek suretiyle ve ilgililerin de beyanını dikkate alarak gerekçeli bir değerlendirme raporuna dayalı olarak değerini tespit etmelidir. Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamalarında ise özel ve dikkate alınması gereken haklı bir neden bulunmadıkça tarım arazilerinin olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir üzerinden bilimsel yöntemle yapılacak değerlendirmede münavebeye alınacak ürünler için aynı Yasanın 4650 Sayılı Yasa ile değişik 15. maddesinin son fıkrası hükmü uyarınca, kamulaştırma belgelerinin mahkemeye verildiği gün itibarıyla dekar başına elde edilecek ortalama verim, üretim gideri ve toptan satış fiyatına ilişkin olarak ciddi istatistiki bilgilere dayalı olduğu bilinen o yerdeki Tarım ve Orman İlçe Müdürlüğü verilerinin esas alınması aranmaktadır.
Dava konusu taşınmazında içinde bulunduğu Hatay ili Reyhanlı ilçesi ile Kumlu ilçesinin bir kısım köylerinin Amik-Arfin (Reyhanlı Barajı ve Sulaması) projesi kapsamında kalması nedeniyle kamulaştırıldığı, Daireye intikal eden aynı kamulaştırma kapsamındaki birbirine yakın ancak farklı ilçe sınırları içinde bulunan taşınmazların niteliklerinin benzer bulunduğu, bilirkişi raporlarında aynı münavebe planı uygulandığı halde Kumlu ve Reyhanlı Tarım ve Orman İlçe Müdürlüklerinin farklı verim, fiyat ve üretim gideri bildirmeleri nedeniyle farklı bedeller belirlendiği anlaşılmaktadır. Aynı kamulaştırma kapsamında kalan ve benzer nitelikteki tarım alanlarının kamulaştırma bedellerinin tespitinde fahiş oranlarda farklılık bulunması, bilimsel yöntemler ve hakkaniyet ile bağdaşmaz. Bu nedenle mahkemece Reyhanlı ve Kumlu ilçe veri cetvelleri getirtilerek münavebeye alınan ürünlerin değerlendirilmesinde farklılıklar da gözetilerek her iki ilçenin veri cetvellerinin ortalaması alınarak değer biçilmesi gerekirken, taşınmazın sadece bulunduğu ilçe verileri esas alınarak farklı değerlere hükmedilmesi ve kabule göre de dosyada mevcut Kumlu ilçe müdürlüğü cetvelinde; 2013 yılı itibarıyla sulu şartlarda buğdayın dekar başına ortalama verimi 650 kg, buğday samanının 325 kg, ve pamuğun 600 kg, iken raporda sırasıyla 630 kg, 320 kg, 580 kg alınmak suretiyle kamulaştırma bedelinin eksik tespit edilmesi,
2-Taşınmazın sulu tarım arazisi niteliği, konumu ve yüzölçümü dikkate alındığında değeri belirlenirken kapitalizasyon faiz oranının % 4 uygulanması gerekirken, bu oranın % 5 kabulü ile az bedel tespiti,
3-Dava konusu taşınmazın tapu kaydında bulunan İkinci Derece Kara Askeri Yasak Bölge şerhi nedeniyle değer düşüklüğü uygulanmak suretiyle eksik bedel tespiti,
Doğru olmadığı gibi;
4-28.04.2018 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 7139 sayılı yasanın 6.maddesi gereğince davacı idarenin harçtan muaf tutulduğu gözetilerek harçtan sorumlu tutulmaması,
5-Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 gün 30791 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan kararı da göz önüne alınarak davacı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi,
6-7139 sayılı Kanunla değişik Kamulaştırma Kanununun 10/8 fıkrası gereğince, bozma sonrası bankaya hak sahibi adına yatırılacak bedelde artış olması halinde bu kısım için; 7139 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik hükümlerine göre işlem yapılması,
Gerektiğinden,
Hükmün yukarıda açıklanan gerekçelerle taraf vekillerinin temyiz isteminin kabulü ile BOZULMASINA, davalıdan peşin alınan karar düzeltme harcı ile temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, davacı idareden peşin alınan harçların istenildiğinde iadesine, 16/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.


Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön