5. Hukuk Dairesi 2019/10510 E. , 2020/9128 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındakikamulaştırmasız elatılan taşınmaz bedelinin tahsili davasının kısmen kabulüne dair verilen yukarıda tarih ve numaraları yazılı hükmün duruşmalı olarak Yargıtay’ca incelenmesi davalı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, duruşma için belirlenen 12.02.2009 günü temyiz eden davalı idare vekili Av. ...'nün yüzüne karşı usulüne göre çağrı kağıdı gönderilmesine rağmen gelmediğinden aleyhine temyiz olunan davacılar vekili Av. ...'nun yokluğunda duruşmaya başlanarak davalı idare vekilinin sözlü açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü.
- K A R A R -
Dava ve birleştirilen dava kamulaştırmasız elatılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulüne, birleştirilen davanın ise kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı idare vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelere göre yapılan incelemede;
1-Dava konusu ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi ... ada ... parsel sayılı taşınmazın m² birim bedelinin bilirkişi kurullarınca asıl dava tarihi olan 31.03.2009 tarihi itibariyle 2.250,00 TL olarak tespit edilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;
Bozma kararı sonrasında, işbu dava ile birleştirilen dosyanın dava dilekcesinin incelenmesinde, asıl dosya olan 2017/614 Esas sayılı dosyada yeralan talebe ek dava olarak iş bu davanın ikame edildiğini ve hukuki ve fiili irtibat nedeniyle birleştirme talebinde de bulunmak suretiyle fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak üzere aynı taşınmaza ilişkin olarak 50.000,00 TL tazminat isteminde bulunulduğundan, birleştirilen dava asıl davanın devamı niteliğinde ek dava olup, taşınmazın asıl dava tarihine göre belirlenen m² birim bedeli üzerinden, asıl ve birleştirilen davada hüküm kurularak, hüküm altına alınacak bedellere de asıl dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi gerekirken, birleştirilen davanın ayrı bir dava olduğu kabul edilerek, birleştirilen davanın dava tarihi olan 25.01.2018 tarihi değerlendirme tarihi kabul edilmek suretiyle bulunan m² birim bedeli üzerinden birleştirilen davanın kısmen kabulüne karar verilmesi,
2-Kabule göre de;
a) Taşınmazın tapu kaydına göre toplam alanı 5.482,00 m² olduğu halde hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporlarında 5.842,00 m² olarak kabulü ile fazlaya hükmedilmesi,
b)Taşınmazın tapu kaydında yeralan takyidatların hükmedilen bedele yansıtılması gerektiğinin düşünülmemesi,
c)Birleştirilen davanın ayrı bir dava olarak kabul edilmesi halinde de; tarafları ve konusu aynı olan asıl dava nedeniyle derdestlik sebebine dayalı olarak birleştirilen davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması,
Doğru görülmemiştir.
Davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 03/11/2020 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
(MUHALİF)
-MUHALEFET ŞERHİ-
Dava kamulaştırmasız el atma nedenine dayalı tazminat davasıdır. Kamulaştırma işlemleri tamamlanmamış veya kamulaştırması hiç yapılmamış olmasına rağmen fiilen kamu hizmetine ayrılan taşınmazlarda bedel tespiti Kamulaştırma Kanunu hükümlerine göre yapılır. Dava açılması halinde fiilen el konulan taşınmazın dava tarihindeki değeri Kamulaştırma Kanununun 15. maddesine göre bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle tespit edilir.
Dava 2009 yılında kısmi dava olarak açılmış; davacı 2018 yılında ek davasını açarak birleştirme talep etmiştir. Fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak davacının dava açmasını engelleyen bi durum söz konusu değildir. 2018 yılında açılan bu davada dava tarihindeki değerinin hesaplanacağı genel kural olduğundan, mahkemece bu tarihe göre hesaplama yapılması doğrudur. Dava dosyaları birleştirilmeyip ayrı bir dava olarak görülmesi halinde nasıl ki dava tarihine göre hesaplama yapılması gerekirse, birleştirilmesi halinde de durumun değişmemesi gerekir. Kaldı ki; gerek birleştirme kararları, gerekse ayırma kararları yargılamanın her aşamasında mümkündür.
İlk dava dosyasının yargılamasının uzun sürmesi davacıya ait bir kusur değildir. Bu nedenle de davacıyı cezalandırır şekilde ilk davadaki raporun kesinleştiğinden de bahsedilemez. Çoğunluğun ek dava yorumlamasının yanlış olduğu düşüncesiyle bozma kararının diğer bentlerine katılmakla birlikte, dava değerine yönelik kısmına muhalifim.
MUHALİF ÜYE
5. Hukuk Dairesi 2019/10510 E. , 2020/9128 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 26 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 9 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 7 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 24 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 17 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 17 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 8 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat