6. Hukuk Dairesi 2016/9041 E. , 2016/7057 K.
'İçtihat Metni'
İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar, davacı ve davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Davacı alacaklı tarafından davalı borçlu hakkında kira alacağının tahsili amacıyla tahliye istekli olarak başlatılan icra takibi nedeniyle düzenlenen ödeme emrine davalı borçlunun yasal süresinde itiraz etmesi üzerine davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması, takibin devamı ve icra tazminatı isteminde bulunmuştur. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, takibin 17.750 TL üzerinden devamına, bu miktar üzerinden davacı lehine ve red edilen 17.750 TL üzerinden davalı lehine %20 icra tazminatı verilmesine karar verilmiş, karar davacı ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-) Dosya kapsamına, toplanan delillere kararın dayandığı gerekçeye göre davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-) Davacı vekilinin icra inkâr tazminatına yönelik temyiz itirazlarına gelince; İcra inkar tazminatı özellikle borçluların süre kazanmak kastıyla takibe karşı yaptıkları haksız itirazların önlenmesi ve alacaklıları da, takiplerde daha dikkatli olmaya sevketmek için konulmuştur. İcra ve İflas Kanunu'nun 269/d maddesinin yollamasıyla uygulanması zorunlu ve takip tarihinde yürürlükte olan aynı Kanunun 68/son maddesinde; itirazın kaldırılması talebinin esasa ilişkin nedenlerle kabulü halinde borçlu, talebin aynı nedenlerle reddi halinde ise alacaklı, diğer tarafın talebi üzerine yüzde yirmiden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilir hükmüne yer verilmiştir. Anılan madde uyarınca, davacı alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun esasa ilişkin olarak itirazının haksızlığına karar verilmesi ve alacağın likit (belirli, muayyen) olması gerekir. Borçlu tarafından alacağın varlığı ve miktarının kolayca hesaplandığı durumlarda alacağın likit olduğu kabul edilir.
Davacı vekili, tacir olan davalı kiracı aleyhine başlatmış olduğu tarihli takip talebi ile ödenmeyen 2014 Yılı Eylül, Ekim kiraları ile muacelliyet kaydı nedeniyle ödenmesi gereken 2014 Yılı Kasım-2015 Yılı Haziran ayları arası aylık 3.550 TL den toplam 35.500 TL'nin tahsilini için rehnin paraya çevrilmesini istemiştir. Borçlu süresi içinde vermiş olduğu itiraz dilekçesinde; 2015 Ocak ayı dahil kira
./..
bedellerinin ödendiğini, tacir olmadığından muacceliyet kaydının geçersiz olduğunu ve aynı alacağa ilişkin olarak mükerrer takip yapıldığını belirterek borcun tamamına itiraz etmiş, davacı alacaklı, 14.11.2014 tarihinde davalı borçlu tarafından 2 aylık kira bedeli 7.100 TL yatırıldığından 28.400 TL yönünden itirazın kaldırılması, takibin devamı ve icra tazminatı isteminde bulunmuştur. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, davacının 03.04.2015 tarihli dilekçesindeki talep olan 17.750 TL üzerinden takibin devamına (davalının takip tarihinden ve dava tarihinden sonraki tüm ödemeler mahsup edilerek) itirazdan sonra yaptığı ödemeler mahsup edilerek), bu miktar üzerinden davacı lehine %20 icra tazminatı verilmesine ve reddedilen 17.750 TL üzerinden davalı lehine %20 icra inkar tazminatı verilmesine karar verilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesi ile 28.400 TL üzerinden itirazın kaldırılması talep ettiğinden, icra takibinde talep edilen 35.500 TL üzerinden hesap yapılması doğru olmadığı gibi, icra inkar tazminatı hesabında takip konusu alacaktan dava tarihinden sonra yapılan ödemelerin de düşülmeden icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekir. Nitekim HGK.nun 18.04.2007 tarih, 2007/19-159 2007/220 sayılı ve sonraki kararlarıyla Dairemizin uygulaması da bu yöndedir. Bu durumda mahkemece dava tarihindeki bakiye alacak belirlenerek, belirlenen alacak üzerinden davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken dava tarihinden sonra yapılan ödemeler de düşülerek ve itiraz edilen toplam alacak dikkate alınarak davacı ve davalı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi doğru değildir.
Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3. madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428 ve İİK.nın 366.maddesi uyarınca kararın icra tazminatına hasren BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edenlere iadesine 29/11/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
6. Hukuk Dairesi 2016/9041 E. , 2016/7057 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 8 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 8 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 5 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 4 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 10 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 7 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 56 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 67 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 40 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat