6. Hukuk Dairesi 2016/7801 E. , 2016/5540 K.
'İçtihat Metni'
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı kiracılığın tespiti ve muarazanın önlenmesi davasına dair karar, davacılar tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, kira ilişkisinin devam ettiğinin tespiti ve muarazanın önlenmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın yargı yolu nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacılar vekili, dava dilekçesinde, mülkiyeti davalı vakfa ait binada davacıların kiracı olduğunu, kiralayan tarafından, taşınmaza esaslı tamirat yapılacağından bahisle taşınmazın tahliyesinin istendiğini, bu durumun hukuka aykırı olduğunu belirterek, kiracılık ilişkisinin devam ettiğinin tespitine ve muarazanın önlenmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, cevap dilekçesinde, görevsizlik itirazında bulunmuş, bu olmadığı takdirde davanın esastan reddini savunmuştur. Mahkemece, taşınmazın riskli yapı olduğuna ve gayrimenkulün tahliyesine ilişkin kararın verildiğinden uyuşmazlığın 6306 sayılı Kanundan kaynaklandığı gerekçesiyle görevli yargı yerinin idari yargı olması nedeniyle yargı yolu nedeni ile davanın reddine karar verilmiştir.
Hükme esas alınan ve davada dayanılan davacı kiracılar ile davalı vakıf arasında yapılan kira sözleşmeleri hususunda taraflar arasında uyuşmazlık yoktur. Bu durumda, taraflar arasındaki temel hukuki ilişkinin kira ilişkisi olduğu ve uyuşmazlığın bu sözleşmeden kaynaklandığının kabulünde zorunluluk vardır. Kiraya ilişkin hükümler, umumiyet itibariyle mülga 6570 Sayılı Gayrimenkul Kiraları Kanununda ve 818 Sayılı Borçlar Kanununun 248-299. maddeleri ile, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 Sayılı TBK.nun buna denk gelen 299-378. maddelerinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemeler karşısında, kiracılık ilişkisinin özel hukuk ilişkisi olduğu, buna bağlı olarak uyuşmazlıkların sözleşmeye bağlılık ilkesi gereğince çözümlenmesi gerekeceği her türlü izahtan vareste bulunmaktadır.
Öte yandan, 2577 sayılı Kanunun 2/1 maddesinde, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan davaların idari dava olduğu tarif edilmiştir.
Somut olayımızda, az yukarıda açıklandığı üzere taraflar arasındaki ilişki, kira sözleşmesinden kaynaklanan özel hukuk ilişkisidir. Bu nedenlerle, uyuşmazlığın çözümünde görevli yargı yeri idari yargı olmayıp, adli yargıdır. Mahkemece, işin esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde yargı yolu nedeniyle reddine karar verilmesi doğru değildir.
./..
Ayrıca, davacıların, davalı vakfın ayrı ayrı kiracıları olması nedeniyle davacılar arasında zorunlu ve ihtiyari dava arkadaşlığı bulunmadığından dosyaların tefrik edilerek ayrı ayrı görülmesi gerektiği hususunun düşünülmemeside isabetsiz olmuştur.
Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacıların temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 29.09.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
6. Hukuk Dairesi 2016/7801 E. , 2016/5540 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 74 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 9 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 8 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 28 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 28 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat