6. Hukuk Dairesi 2015/6942 E. , 2016/3621 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

6. Hukuk Dairesi 2015/6942 E. , 2016/3621 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tazminat

Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tazminat davasına dair karar, davalılar tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, kira alacağı, kiralananda çıkan yangın nedeniyle meydana gelen zarar ve kira kaybı alacağının tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde, davalının, mülkiyeti davacılara ait fabrika binasında kiracı olduğunu, 21/05/2008 tarihinde meydana gelen yangında kiralananın hasar gördüğünü, kiracının gerekli tedbiri almaması ve dikkati göstermemesi sonucu kiralananın yanan kısmının kullanılamaz hale geldiğini, kiralananın 13/01/2009 tarihde teslim edildiğini, delil tespiti sonucunda hasarın giderilmesi için 42.000 TL masraf gerektiğinin, tamirat süresinin 15 gün olduğunun belirlendiğini,13 günlük kira bedeli ile 15 günlük tamir süresince işleyecek kira bedelinin toplamının 8.834 TL olduğu belirtilerek 12.500 TL depozito bedelinin mahsubu ile bakiye 38.334 TL alacağın tahsilini talep etmiştir. Davalılar vekili, davanın reddini savunmuştur.
1-Davalılardan Kefil ...'in temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Hükme esas alınan 01/01/2008 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesini ... kefil olarak imzalamıştır. 6098 sayılı Borçlar Kanunu 583 (818 sayılı B.K.nun 484.) maddesine göre, kefalet sözleşmesinin geçerliliği, yazılı şekilde yapılmasına ve kefilin sorumlu olacağı azami miktarın belirlenmesine bağlıdır. Yangın sonucu oluşan zararın ve tamir süresinin, kefalet sözleşmesinin tanzimi sırasında önceden bilinebilir ve belirlenebilir mahiyette olmadığı açıktır. Bu nedenle zarardan davalı kefilin sorumlu olduğundan söz edilemez. Öte yandan kiralananın 13/01/2009 tarihinde tahliye edildiği uyuşmazlık konusu değildir. Dava tarihi itibariyle uygulanması gereken Mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 493. maddesi hükmü gereği bir kimse belirli bir süre için kefil olup da bu zamanın sona ermesini takip eden bir ay içinde alacaklı icraya ya da mahkemeye başvurarak hakkını talep etmezse veya takibatına uzun süre ara verirse kefil kefaletten kurtulur. Somut olayda, davacı, davalı kefil hakkında kira sözleşmesinin sona ermesinden itibaren bir aylık sürenin geçmesinden sonra 15/04/2009 tarihinde açmış olduğu dava ile kira paralarının tahsilini talep etmiştir. Bu durumda anılan yasa hükmü gereğince davalı kefilin kira borcundan söz edilemez. Bu nedenlerle, Mahkemece kefil davalı hakkındaki davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
2-Davalı kiracının temyiz itirazlarına gelince;
Mülga 818 Sayılı Borçlar Kanunu'nun 256. ve 266 maddesi ve 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 316. ve 334 maddesi hükmü uyarınca kiracı kiralananı sözleşmeye uygun olarak özenle kullanmak ve kiralananı aldığı şekilde teslim etmekle yükümlüdür. Kural olarak kiralananın yanması halinde kiracı kusursuz olduğunu kanıtlamadıkça meydana gelen zarardan sorumludur. Kusur ise gerekli özenin gösterilmemesi, sonucun önceden tahmin edilememiş olmasıyla ortaya çıkar. Özünde davanın dayanağı haksız fiil olduğundan, davalının meydana gelen zarardan kusuru oranında sorumlu tutulması gerekir. Mahkemece uyuşmazlığa ilişkin bilirkişi incelemeleri yaptırılmış ise de, alınan raporlar hasar bedeline ilişkin olup meydana gelen olay nedeniyle bir kusur araştırılması yapılmamıştır. Bu durumda mahkemenin konusunda uzman bir bilirkişi heyetinden yangının çıkmasında davalının kusuru olup olmadığı, kiralananda yangına karşı gerekli güvenlik önlemlerini alıp almadığı ve davalının bir kusuru varsa, kusur oranı belirlendikten sonra saptanan zarardan kusursuzluk oranında indirim yapılarak işin esası hakkında bir karar vermesi gerekirken bu yönde bir araştırma yapılmaksızın eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda 1 ve 2 nolu bentte yazılı nedenle davalıların temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 04/05/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2016 Yılı Kararları” sayfasına dön