6. Hukuk Dairesi 2015/5923 E. , 2016/2238 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

6. Hukuk Dairesi 2015/5923 E. , 2016/2238 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İtirazın iptali

Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, kiralayan tarafından kiracı aleyhine açılan erken tahliye nedeniyle mahrum kalınan kira parasının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece,davanın reddine karar verilmesi üzerine hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı vekilinin makul süreye ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarına gelince:
Davacı vekili, dava dilekçesinde, davacıya ait taşınmazın davalıya 01.08.2011 başlangıç tarihli ve 1 yıl süreli kira sözleşmesi ile kiralandığını,davalının kira süresi bitiminden önce taşınmazı 16.12.2011 tarihinde tahliye ettiğine ilişkin aynı tarihli ihtar gönderdiğini, davalının sözleşmenin 9.maddesine aykırı davrandığını,davacının taşınmazı ancak 05.05.2012 tarihinde yeniden kiraya verebildiğini, davalı hakkında 2011 Aralık ayı kirasından depozito bedeli 250 TL mahsup edilerek bakiye Aralık ayı kirası ile aylık 750 TL'den den 2012 yılı 1-2-3-4.ay kiralarının tahsili için ... İcra Müdürlüğünün 2012/21823 esas sayılı icra dosyasında takip başlatıldığını,davalının itirazında 2011 Aralık ayı kirasını ödediğine dair dekont ibraz ettiğini, bu durumda depozitonun 2012 Ocak ayı kirasından mahsup edilerek 2012 Ocak ayından 500 TL ve aylık 750 TL den 2012 2-3-4.ay kiraları olmak üzere toplam 2.750 TL asıl alacak üzerinden itirazın iptaline, takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili,yetki ve görev itirazında bulunmuş,ayrıca davalıya lojman çıkması nedeniyle taşınmazı 16.12.2011 tarihinde tahliye ettiğini,davacının davalıya lojman çıkması halinde tahliye edeceğini bilerek bu taşınmazı kiraladığını belirterek davanın reddini savunmuş,Mahkemece,2011 Aralık ayı kirasının davalı tarafça ödendiği,kiralananın 15 gün içinde yeniden kiralanabileceği,böylece davalının borcu olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davalı tarafından davacıya ait taşınmazların 01/8/2011 başlangıç tarihli ve 1 yıl süreli kira sözleşmesi ile kiralandığı ancak davalı kiracının önceden bildirimde bulunmadan kiralananı 16.12.2011 tarihinde kira süresi bitmeden tahliye ettiği ve 16.12.2011 tarihli ihtar ile davacıya akdi feshedip tahliye ettiğini bildirdiği hususlarında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kira sözleşmesinin hususi şartlar bölümünün 9.maddesinde “...kiracının kiralananı boşaltmak istediği takdirde en az bir ay evvelinden mal sahibine ulaşacak şekilde bildireceği...” kararlaştırılmıştır. Bu düzenleme geçerlidir ve tarafları bağlar. Kira sözleşmesi kira süresi dolmadan kiracı tarafından haksız yere feshedildiğine göre kiracı kural olarak dönem sonuna kadarki kiralardan sorumludur. Buna karşın kiralayanın da, kendi üzerine düşen görevi yapması, kiralananın yeniden kiraya verilebilmesi için gayret göstermesi, böylece zararın artmasını önlemesi, dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 114.maddesinin yollaması ile aynı kanunun 52.maddesi (1.7.2012 de yürürlükten kaldırılan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 98. maddesinin yollaması ile aynı kanunun 44. maddesi) hükmü gereğidir. Bu durumda davacının zararı, tahliye tarihinden itibaren kiralananın aynı koşullarla yeniden kiraya verilebileceği tarihe kadar boş kaldığı süreye ilişkin kira parasından ibarettir. Ancak kira sözleşmesinin 9.maddesinde taraflar bir aylık feshi ihbar süresi getirerek bu süreyi bir ay olarak kararlaştırmışlardır. Mahkemece de 1 aylık feshi ihbar süresi makul süre olarak kabulü gerekirken makul sürenin 15 gün olarak kabulü hatalıdır. Bu durumda mahkemece, makul süre 1 ay olarak kabul edilerek davalı tarafın 2011 Aralık ayı kira ödemesi de dikkate alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken hatalı gerekçe ile davanın tümünün reddine karar verilmesi doğru değildir.
Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ; Yukarıda 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA ve istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 22/03/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2016 Yılı Kararları” sayfasına dön