6. Hukuk Dairesi 2015/9223 E. , 2016/1461 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

6. Hukuk Dairesi 2015/9223 E. , 2016/1461 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Kiralananın tahliyesi-Alacak
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tahliye ve alacak davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, temerrüt nedeniyle kiralananın tahliyesi ve kira alacağının tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne, davalının dava konusu taşınmazdan tahliyesine, 800,00 TL’nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde, davalının sürekli olarak kira bedellerini geç ödediğini, davalıya gönderilen ihtarname ile ödenmeyen 1.655,00 TL kira bedelinin ödenmesi, aksi halde temerrüt nedeniyle tahliye ve alacak davası açılacağının bildirildiğini, ancak ihtarla verilen 30 günlük süre içerisinde hiçbir ödeme yapılmadığını, bu nedenle davalının temerrüde düştüğünü ileri sürerek davalının temerrüt nedeniyle kiralanandan tahliyesine ve 1.655,00 TL kira alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı davaya dayanak ihtarnamenin tarafına tebliğ edilmediğini, ihtarnamenin varlığından mahkemenin gönderdiği tebligat ile haberdar olduğunu, muhtara yapılan tebliğin usulüne uygun olmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davalıya duruşma gününün tebliğine dair tebligat ile davaya dayanak ihtarın tebliğine dair tebligat parçasında yapılan karşılaştırmada; her iki tebligatın da güvenlik görevlisi ...’dan sorulduğunun görüldüğü, davalı 24.03.2015 tarihli duruşmaya geldiğine göre her iki tebligattan da haberdar olduğunun anlaşıldığı, bu durumda Tebligat Kanunu 21. maddesine göre yapılan tebligatın geçerli olduğu kanaatine varıldığı, ayrıca her ne kadar alacak davası ile 1.655,00 TL’nin tahsili istenilmiş ise de 855,00 TL’nin dava tarihinden sonra ödendiğinin anlaşıldığı gerekçesiyle 800,00 TL’nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsiline ve davalının dava konusu taşınmazdan tahliyesine karar verilmiştir.
1-Dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmalarına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına göre davalının alacak istemine ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davalının tahliyeye yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Taraflar arasında 01.11.2013 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesi konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı, bu sözleşmeye dayanarak, 12.11.2014 tarihinde davalıya gönderdiği ihtarname ile 2014 yılı Mart ayı bakiye kira bedeli 55,00 TL, 2014 yılı Haziran ayı kira bedeli 800,00 TL ve 2014 yılı Ekim ayı kira bedeli 800,00 TL olmak üzere toplam 1.655,00 TL’nin ihtarnamenin tebliğinden itibaren 30 gün içinde ödenmesini istemiştir. İhtarname 14.11.2014 tarihinde TK’nun 21.maddesi uyarınca muhtara teslim edilmek suretiyle tebliğ edilmiştir.
Tebligat Kanununun 20-21 ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 30-31. maddelerine göre muhatap veya muhatap adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz iseler tebliğ memurunun adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar heyeti, zabıta amir ve memurlarından tahkik ederek beyanlarını tebliğ tutanağına yazıp imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde de bu durumu yazıp imzalaması gerekir.
Öte yandan Tebligat Kanununun 21.maddesinin birinci fıkrasından sonra gelmek üzere bir fıkra ilave edilmesine ilişkin 6099 sayılı Kanun 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe girmiş olup maddeye ilave edilen bu fıkra hükmüne göre, gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına teslim edeceği ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştıracağı, ihbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarihin tebliğ tarihi sayılacağı öngörülmüştür. Ne var ki tebliğ işleminin Tebligat Kanununun değişik 21/2.maddesinde belirtilen bu usule uygun olup olmadığının denetlenmesi bakımından tebligat mazbatasındaki adresin “adres kayıt sistemi”nde belirtilen adres ile aynı olup olmadığının tebliğ zarfına yazılması zorunludur.
Olayımıza gelince; davalıya dava dilekçesi ve duruşma günü Tebligat Kanunu'nun 21. maddesine göre “Aranılan saatlerde adreste muhataba rastlanılmadı. Güvenlik ...’dan soruldu. Muhatabın işe gittiği öğrenildi. ... ...Mahallesi muhtarına teslim edildi. Adres kapısına 2 nolu haber kâğıdı yapıştırıldı” şerhiyle tebliğ edilmiş ise de, tebligat mazbatasındaki adresin “adres kayıt sistemi”nde gösterilen adres ile aynı olup olmadığı belirtilmemiştir. Öte yandan haber verilen komşuya ilişkin bir kayıt da bulunmamaktadır. Buna göre, davalıya yapılan tebliğ işleminin Tebligat Kanununun 21. maddesinde belirtilen usule uygun olduğu düşünülemez. Ödeme süresi ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren işlemeye başlayacak olup, davalı kiracıya davaya dayanak ihtarnamenin tebliği usulüne uygun yapılmadığından otuz günlük ödeme süresi de başlamaz. Bu durumda temerrüt olgusunun gerçekleşmemesi nedeniyle tahliye davasının reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kiralananın tahliyesine karar verilmesi doğru değildir.
Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ:Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle alacağa ilişkin hükmün ONANMASINA, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle tahliye ilişkin hükmün BOZULMASINA ve onanan kısım için aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene iadesine, 29.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2016 Yılı Kararları” sayfasına dön