9. Hukuk Dairesi 2018/9561 E. , 2018/23269 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

9. Hukuk Dairesi 2018/9561 E. , 2018/23269 K.


'İçtihat Metni'


MAHKEMESİ : .... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 24. HUKUK DAİRESİ

DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine, işe iadesine ve yasal sonuçlarına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin kabul kararına karşı davalı avukatı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
...Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi davalı avukatının istinaf başvurusunu esastan reddetmiştir.
...Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi'nin kararı süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

YARGITAY KARARI

A)Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalı işyerinde 12.03.2008-03.04.2014 tarihleri arasında en son uzman yardımcısı olarak çalıştığını, iş akdinin davalı işveren tarafından işyerinde personel fazlalığı olduğu, bu sayı ile orantılı verim elde edilemediği, mevcut işlerin daha az sayıda personel ile gerçekleştirilebileceği gerekçesiyle son verildiğini iddia ederek; feshin geçersizliğinin tespitini, davacının işe iadesine, işe başlatmama tazminatının 8 aylık ücreti tutarında belirlenmesine, boşta geçen süreye ilişkin 4 aylık ücret alacağının ve diğer haklarının ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
B)Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının şirkette 12.03.2008-03.04.2014 tarihleri arasında müvekkili şirketin dava dışı Yeditepe Üniversitesi ile akdetmiş olduğu büro hizmetleri ve büro bakım onarım hizmetleri sözleşmesi gereğince Yeditepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğrenci İşleri Bölümü'nde uzman yardımcısı olarak çalıştığını, Yeditepe Üniversitesi'nin müvekkili şirketten aldığı destek hizmetleri kapsamındaki sekreterya, idari işler ve ofis işlerinde oluşan personel fazlalığı ve mevcut personel sayısına oranla gerekli çalışma verimi elde edemediği ve bu sebeple işlerin daha az sayıda personelle gerçekleştirilmesi yönündeki kararını müvekkili şirkete bildirdiğini, müvekkili şirketinde Yeditepe Üniversitesi’nin talebi doğrultusunda Yönetim Kurulunun yeniden yapılanmak suretiyle, işlerin daha az sayıda personel ile gerçekleştirilmesine karar verdiğini ve personel sayısında %10-15 oranında azalmaya gidildiğini, yaklaşık 3 aylık sürede müvekkili şirketten 70 personelin çıkartıldığını, davacının da 03.04.2014 tarihli dilekçesi ile personel tenkisatında kendisine öncelik verilerek tazminatları ödenmek suretiyle çıkışının yapılmasını talep ettiğini, müvekkili şirket tarafından davacının talebi nazara alınarak iş akdinin feshedildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
C)İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk derece mahkemesince, dava dosyasında yer alan norm kadro listesinden hizmet verilen üniversitenin çeşitli birimlerinde personel azaltımına gidilmiş olduğu anlaşılmakla birlikte, davalı işveren tarafından yapıldığı iddia edilen yeniden yapılanmanın tutarlılık, gereklilik ve objektiflik ilkelerine uygun olduğunun ispatlanamamış olduğu sonucuna ulaşılarak, davalı şirketin bu hususta ispat yükü İş Kanunu 20/2 uyarınca kendi üzerinde olmasına rağmen işyerinde davacının hizmetine ihtiyaç kalmadığını, işgücü fazlalığı oluştuğunu ispat edecek bir delili dosyaya sunamadığını, davacının işyerinde çalışma olanağının ortadan kalkmadığını, fesih için geçerli bir sebebin oluşmadığı ve davacıya iş sözleşmesinin feshi dışında, görev yeri değişikliği veya başka bölüm/departmanlarda çalıştırma olanağının araştırıldığına ilişkin dava dosyasında herhangi bir delil bulunmadığı, bilirkişi tarafından yapılan inceleme ile de tespit edildiği üzere varlığı iddia edilen işletmesel kararı tutarlı uygulamadığı, davacının iş akdinin fesh edildiği fesih öncesi ve sonrası 4 aylık dönemde (Aralık 2013-Agustos 2014 arasında) 124 kişinin işten çıkarılmasına rağmen buna karşın 34 kişinin de işe alındığı, yine davacının iş akdinin feshinden önce davacının görev alabileceği uzman yardımcılığı pozisyonlarına yeni eleman alımı yapıldığı, bu bağlamda davalı işverenin feshin son çare olması ilkesine uygun davranmadığı taraf, tanık, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından anlaşılmakla, davacı tarafından açılan feshin geçersizliğinin tespitine ve işe iade davasının kabulüne karar verilmiştir.
D)İstinaf başvurusu :
İlk derece mahkemesinin kararına karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
E)İstinaf Sebepleri:
Davalı vekili istinaf başvurusunda; feshin geçerli bir fesih olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
F)Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti :
Bölge Adliye Mahkemesince, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, vakıa mahkemesi hakiminin objektif, mantıksal ve hayatın olağan akışına uygun, dosyadaki tespitlerine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucu; ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine karar verilmiştir.
G)Temyiz başvurusu :
Bölge Adliye Mahkemesi’nin kararına karşı davalı vekili tarafından süresinde temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
H)Gerekçe:
4857 sayılı İş Kanunu’nun 21. maddesi uyarınca, mahkemece feshin geçersizliğine karar verildiğinde, kararın kesinleşmesine kadar çalıştırılmadığı süre için işçiye en çok dört aya kadar doğmuş bulunan ücret ve diğer hakların ödenmesini de hüküm altına alınması gerekir. Bu süre üst sınır olup, aynı maddenin son fıkrası uyarınca sözleşme ile değiştirilemez, aksi hükümler geçersizdir. Yasa koyucu yargılama süresini dikkate alarak bu düzenlemeyi yapmıştır. Yargılama süreci 4 aylık sürenin altında kaldığında, kısaca fesih ile işe iade kararı sonrası başvuru arasında boşta geçen süre 4 aydan az olduğu takdirde, başvuru tarihine kadar ki ücret ve diğer haklar hüküm altına alınacaktır. Ancak yargılama süreci 4 aydan fazla sürdüğünde, yasanın amir hükmü gereği boşta geçen süre için 4 aya kadar ücret ve diğer hakların ödenmesi gerekecektir. Boşta geçen süre için ücret ve diğer hakların ödenmesi, feshin geçersizliğine bağlı ikincil bir sonuçtur. Talep olmasa da mahkemece dikkate alınması gerekir. Ayrıca feshin geçersizliği istemi tespit niteliğinde olduğundan, boşta geçen süre için ücret ve diğer hakların miktar belirtilmeksizin, hüküm altına alınması ve ödenmesi gerektiğinin tespiti ile yetinilmesi gerekir. (Dairemizin 02.06.2008 gün ve 2007/38659 Esas, 2008/13502 Karar sayılı ilamı).

Dosya içeriğine göre somut uyuşmazlıkta davacı işçinin iş sözleşmesinin yeniden yapılanmaya gidilmesi nedeniyle feshedildiği, davalı işverence gerçekleştirilen feshin geçerli nedene dayanmadığı anlaşıldığından feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar verilmesi isabetlidir. Ancak 4857 sayılı İş Kanunu’nun 21. maddesi uyarınca boşta geçen süre için 4 aya kadar ücret ve diğer hakların ödenmesine karar verilmesi gerekirken, yasadaki üst sınır aşılarak 5 aya kadar ücret ve diğer hakların ödenmesi gerektiğinin belirtilmesi yasanın açık emredici düzenlemesine aykırılık teşkil ettiği anlaşıldığından, Bölge Adliye Mahkemesi ile İlk Derece Mahkemesinin kararlarının bozularak ortadan kaldırılmasına ve Dairemizce 4857 sayılı İş Kanunu’nun 20/3. maddesi uyarınca aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir.
Hüküm: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Bölge Adliye Mahkemesi ile İlk Derece Mahkemesi kararlarının temyiz edilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2- Feshin GEÇERSİZLİĞİNE ve davacının İŞE İADESİNE,
3- Davacının yasal süre içinde başvurusuna rağmen davalı işverence süresi içinde işe başlatılmaması halinde ödenmesi gereken tazminat miktarının davacının kıdemi, fesih nedeni dikkate alınarak takdiren davacının 4 aylık brüt ücreti tutarında BELİRLENMESİNE,
4- Davacı işçinin işe iadesi için işverene süresi içinde müracaatı halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar en çok 4 aya kadar ücret ve diğer haklarının davalıdan tahsilinin GEREKTİĞİNE,
5- Davacı vekille temsil edildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT. uyarınca belirlenen 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6- Alınması gereken 35,90 TL karar- ilam harcından davacının yatırdığı 25,20 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 10,70 TL karar- ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7- Davacının yaptığı harçlar dahil toplam 467,40 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davalının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
8- Taraflarca yatırılan gider avansının varsa kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve isteği halinde ilgilisine iadesine,
9- Yatırdığı temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, dava dosyasının İlk Derece Mahkemesi'ne, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmesine,
Kesin olarak oybirliği ile 17.12.2018 tarihinde karar verildi.



Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön