9. Hukuk Dairesi 2015/21392 E. , 2018/17047 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

9. Hukuk Dairesi 2015/21392 E. , 2018/17047 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI

A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı asıl işveren yanında 13.04.2010- 15.08.2013 tarihleri arasında alt işveren yanında ise 15.10.2012-15.08.2013 tarihleri arası özel güvenlik görevlisi olarak en son net 507,00 TL aylık ücretle çalıştığını, alt işveren tarafından haksız olarak işten çıkarıldığını, 04/01/2013 tarihinde asıl işverenden o tarihe kadar doğmuş olan fazla mesai ücretlerini noter kanalı ile istediğini, 11/07/2013 tarihinde asgari geçim indirimlerinin hesap pusulasını doğru yansımadığı için asıl işverenin insan kaynaklarına yazılı olarak talepte bulunduğunu ancak yanıt verilmediğini, müvekkillerinin haklarını aramak istemesi nedeni ile işten çıkarıldığını savunarak, kıdem ve ihbar tazminatları ile fazla ..., yıllık izin, asgari geçim indirimi alacaklarının davalılardan tahsilini istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı ... Özel Güvenlik ve Koruma San. Tic. A.Ş. vekili, davacının iş sözleşmesinin haklı nedenle sona erdirildiğini tazminat hakkının olmadığını, ücretin aylık 1.181,97 TL brüt olduğunu, belirtilen ücretin içinde asgari geçim indirimi alacağı, fazla mesai ve sair ödemeler olduğunu fazla mesai ile asgari geçim indirimlerinin ödendiğini, izinlerini kullandığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı ...Ş. vekili, davacının diğer davalı işyerinde çalıştığını müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını, davacının hiçbir dönemde müvekkilinin işçisi olarak çalışmadığını, iş sözleşmesinin haklı olarak sona erdirildiğini, 45 saati aşan çalışmasının olmadığını, olağan üstü durumlarda fazla ... yapılması halinde ücretinin ödendiğini veya serbest zaman olarak kullandırıldığını, asgari geçim indirimi talebinin gerçeği yansıtmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporu ile işveren feshinin haksız olduğu gerekçesine dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalılar vekilleri temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1- Davalı ...Ş. vekilinin temyizi bakımından,
7036 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun geçiş hükümlerini düzenleyen Geçici 1. maddesinin dördüncü bendine göre ilk derece mahkemeleri tarafından bu Kanun'un yürürlüğe girdiği 25.10.2017 tarihinden önce verilen kararlar, karar tarihindeki Kanun yoluna ilişkin hükümlere tabidir. 25.10.2017 tarihinden sonra verilen kararlar ise 7036 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu hükümlerine tabidir.
İlk Derece Mahkemesinin karar tarihi itibari ile yürürlükte olan 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 8. maddesine göre iş mahkemesinden verilen kararlar tefhim ve tebliğ tarihinden itibaren 8 gün içinde temyiz olunabilir. Bu süre içinde temyiz dilekçesinin hakime havale edildikten sonra temyiz defterine kaydının yaptırılması ve harcının yatırılması gerekir. 6100 Sayılı HMK'nın geçici 3. madde 1. Fıkrasına göre; “Bölge Adliye Mahkemelerinin, 26/9/2004 tarihli ve 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun geçici 2'nci maddesi uyarınca Resmî Gazete’de ilan edilecek göreve başlama tarihine kadar, 1086 sayılı Kanunun temyize ilişkin yürürlükteki hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” 2. Fıkrasına göre; Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 26/09/2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 454'üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.
Miktar ve değeri temyiz kesinlik sınırını aşmayan taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararlar HUMK'un 427/2 maddesi uyarınca temyiz edilemez.
Kesinlik sınırı kamu düzeni ile ilgilidir. Temyiz kesinlik sınırı belirlenirken yalnız dava konusu edilen taşınır malın veya alacağın değeri dikkate alınır. Faiz, icra (inkar) tazminatı, vekalet ücreti ve yargılama giderleri hesaba katılmaz.
Birleştirilen davalarda, temyiz sınırı her dava için ayrı ayrı belirlenir.
İhtiyari dava arkadaşlığında, temyiz sınırı her dava arkadaşının davası için ayrı ayrı belirlenir.
Karşılık davada, temyiz sınırı asıl dava ve karşılık dava için ayrı ayrı belirlenir.
Tespit davalarında, temyiz sınırı tespit davasının öncüsü olduğu eda davasının miktar ve değerine göre belirlenir.
Temyiz sınırından fazla bir alacağın tamamının dava edilmiş olması halinde, hükümde asıl istemin kabul edilmeyen bölümü temyiz sınırını geçmeyen tarafın temyiz hakkı yoktur. Kısaca temyize konu edilen miktara bakılarak kesinlik belirlenir.
Alacağın bir kısmının dava edilmesi halinde, kısmi davada kesinlik sınırı dava edilen miktara göre değil, alacağın tamamına göre belirlenir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 06.06.1975 gün ve 1975/6-8 sayılı içtihadında, “5521 sayılı yasada açık düzenleme olmamakla birlikte, bu yasanın 15. maddesindeki düzenleme gereği HUMK'un 427 maddesindeki kesinlik sınırının iş mahkemelerinde verilen kararlarda da uygulanması gerektiği, grup halinde açılan davaların salt iş mahkemelerine özgü bir dava türü olmadığı, bu nedenle seri olarak açılan davalarda her dosya için kesinlik sınırına bakılması gerektiği” açıkça belirtilmiştir.
Dosya içeriğine göre davalı ...Ş. vekilince temyize konu edilen miktar ihbar tazminatı 1.014,56 TL ve asgari geçim indirimi alacağı 96,33 TL olmak üzere toplamı 1.110,89 TL olup, karar tarihi itibariyle 2.080,00 TL kesinlik sınırı kapsamında kaldığından davalı ...Ş. vekilinin temyiz isteminin HUMK'un 427/2, 432/4 maddeleri, uyarınca REDDİNE, nisbi temyiz harcının istek halinde davalı ...Ş.’ye iadesine,
2- Davalı ... Özel Güvenlik Ve Koruma San. Tic. A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarına gelince,
a-) Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalı ... Özel Güvenlik Ve Koruma San. Tic. A.Ş. vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
b-) Davacının gerek dava dilekçesinde, gerekse de ıslah dilekçesinde faiz talebinde bulunmadığı gözden kaçırılarak hüküm altına alınan tazminat ve alacaklara faiz yürütülerek hüküm kurulması HMK'nun 26. maddesinde ifade edilen taleple bağlılık kuralının ihlali olup, hatalıdır.
c-) Dosya arasında bulunan ve davacının imzasını taşıyan izin istek formu başlıklı belgelere göre, davacının yol izinleri hariç 30 gün yıllık izin kullandığı anlaşıldığından, kıdemine göre 42 gün yıllık izin hakkı bulunan davacının bakiye 12 günlük yıllık izin ücretinin hesaplanıp hüküm altına alınması gerekirken, kullandığı izin süresinin 28 gün kabul edilerek ve 14 günlük yıllık izin ücreti üzerinden yapılan hesaplamaya itibarla hüküm tesisi isabetsizdir.
d-) HMK'nın 326/1. maddeye göre, kanunda belirtilen haller dışında, yargılama giderinin aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir. 492 sayılı Harçlar Kanunu ve ekli tarife gereğince değere bağlı davalarda hüküm altına alınan anlaşmazlık konusu değer üzerinden harç alınması gerektiğinden davanın kısmen veya tamamen kabulü halinde, tüm dava değeri üzerinden değil, kabul edilen miktar üzerinden nispi harç alınması gerekir. Kabul edilen miktar ise davalının haksız çıktığı miktar olduğundan HMK'nın 326/1. maddenin de sonucu olarak davanın kabulü veya kısmen kabulü halinde hükmolunan nispi harcın tamamından davalı sorumludur. Buna uygun hüküm sonucu oluşturulabilmesi için davanın kısmen kabulü halinde harcın yargılama giderlerine dahil edilerek haklılık oranında paylaştırma yapılması mümkün değildir.
Somut uyuşmazlıkta, mahkemece gerek harç ve gerekse de yargılama gideri yönünden davada iki davalı olduğu halde hükümde hangi davalı olduğu belirtilmeden “davalı” denilerek aleyhine harç ve yargılama gideri yükletilen davalının kim olduğunun muğlak bırakıldığı gibi, her bir davalı yönünden kabul edilen miktarlar farklı olduğundan, kabul edilen toplam alacak miktarından, davalıların sorumlu tutuldukları miktara göre harçtan sorumluluklarının ayrı ayrı belirlenmesi gerekirken ortak belirlenmesi ve ayrıca harcın sorumluluk durumuna göre davalılara yükletilmesi gerekirken haklılık oranına göre davalılar ve davacı arasında paylaştırılması, usule aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
F) SONUÇ:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 01/10/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön