9. Hukuk Dairesi 2017/956 E. , 2018/16022 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

9. Hukuk Dairesi 2017/956 E. , 2018/16022 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle asıl davada kısmen gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karşı davanın reddine ilişkin hükmün süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davalı-karşı davacı avukatınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 18/09/2018 Salı günü tayin edilerek taraflara ... kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı-karşı davacı adına Avukat... geldi. Karşı taraf adına kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:

YARGITAY KARARI

A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin 23/02/2008 ile 28/07/2009 tarihleri arasında davalı şirketin ...’daki yol inşaatı şantiyesinde çalıştığını, bu tarihte iş akdine işlerin bitmesi üzerine son verildiğini, uzun süre beklemesine rağmen yeni iş için kendisine haber verilmediğini iddia ederek, kıdem ve ihbar tazminatı, fazla mesai, hafta tatili, genel tatil ve yıllık izin ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
B) Davalı vekilinin Cevabının Özeti:
Davalı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde, davacının müvekkili şirkette değil, ...’da bulunan ... isimli şirkette çalıştığını, bu şirket için ...’daki kanunların geçerli olduğunu, davacının bu şirket ile taşeronluk anlaşması ile iş yaptığını, çalışan olmaması nedeni ile iş mahkemelerinde dava açamayacağını, davacı ile imzalanan iş sözleşmesinin davacının ...’ya giriş vizesi alması için yapılmış bir sözleşme olduğunu, davacının işçi olarak çalışması durumunda fazladan yapılan ödemeleri iade etmesi gerektiğini bu nedenlerle, davanın reddi ile karşı davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
C) Yargılama Süreci ve Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemenin asıl davanın esastan, karşı davanın ise görevden reddine dair ilk kararı davacı-karşı davalı vekilinin temyizi üzerine; Dairemizin, 26.02.2015 tarih, 2015/3577 Esas-2015/8448 Karar sayılı ilamı ile özetle ve sonuç olarak; “Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesi neticesinde taraflar arasındaki ilişkinin yukarıda belirtilen Kanun hükmü kapsamında iş ilişkisi ve sözleşmenin de “Takım Sözleşmesi” niteliğinde olduğu, bu durumda davaya bakma görevinin iş mahkemelerine ait bulunduğu halde yanılgılı değerlendirme sonucu taraflar arasında “hizmet akdinin bulunmadığı” şeklindeki hatalı gerekçeyle davanın reddi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir. Diğer taraftan yerel Mahkemenin, taraflar arasında hizmet akdi bulunmadığı yönündeki gerekçesine göre davacının açtığı asıl dava yönünden görevsizlik kararı yerine esastan red de doğru olmamıştır.” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, kararın hizmet akdinin bulunmadığı yönünden bozulmuş olduğu, tarafların uyması gereken genel kıstasların Borçlar Kanunu çerçevesinde yapılan sözleşmelerde genel nitelikte uyulması gereken edimler olduğu ve hizmet akdine ilişkin edimler olmadığı anlaşıldığından, asıl ve karşı dava yönünden mahkemenin görevsiz olduğu gerekçesiyle asıl dava ile karşı davanın görevsizlik nedeni ile reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı-karşı davalı vekili temyiz etmiştir.
Dairemizce yerel mahkemenin bu kararı da; 12.04.2016 tarih, 2016/6329 Esas-2016/9155 Karar sayılı ilamı ile bozulmuştur.
Bozma ilamında özetle; mahkemece bozma kararına uyulmasına rağmen, bozma kararı yanlış yorumlanıp, bozma kararında mahkemenin gerekçesine atıf ile yapılan eleştiriye itibarla taraflar arasındaki ilişkinin iş ilişkisi olmadığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmesinin hatalı olduğu, bozma gereğinin yerine getirilmediği belirtilmiştir.
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın ise reddine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Karar süresinde davalı-karşı davacı vekilince temyiz edilmiştir.
E) Gerekçe:
1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297'nci maddesi uyarınca, mahkeme kararlarının;
a) Hükmü veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğini,
b) Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini,
c) Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri,
ç) Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini,
d) Hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını,
e) Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi,
içermesi, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi zorunludur. Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, hükmün infazında zorluklara ve tereddütlere, yargılamanın ve davaların gereksiz yere uzamasına, davanın tarafı bulunan kişi ve kurumların mağduriyetlerine sebebiyet verecek ve Kamu düzeni ve barışını olumsuz yönde etkileyecektir (Hukuk Genel Kurulu - 2007/14-778 E, 2007/611 K, Dairemizin 01.04.2008 gün ve 2007/38353 Esas, 2008/7142 Karar sayılı ilamı).
Somut olayda mahkemenin gerekçeli kararında, dava ve cevap dilekçeleri ile Dairemizin ikinci bozma ilamı kısaca özetlendikten sonra, 'Dosyadaki tüm bilgi ve belgeler uyulan Yargıtay bozma ilamları, uyulan ıslah dilekçesi bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacının çalışma olgusunun sabit olduğundan, feshin haklı nedene dayandığının ispat külfeti davalı işveren de olduğundan ve davalı işverenlik tarafından feshin haklı nedene dayandırıldığı ispatlanamadığından denetime uygun bilirkişi raporu hükme esas alınarak, kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin kabulüne, fazla çalışma genel tatil ücreti hafta tatili, yıllık izin ücretine ilişkin taleplerinin de olmadığının davalı tarafından ispatlanamadığından bu husustaki davacı taleplerinin kabulüne, davasını ispatlayamayan karşı davacı davalının davasının reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ' şeklindeki gerekçe ile asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın ise reddine karar verilmiştir.
Mahkemenin gerekçeli kararı yukarıda içeriği belirtilen HMK'nun 297. maddesine uygun değildir.
Kararın gerekçesinde; delillerin neler olduğu, hangi delillere neden üstünlük tanınıp hangi delillere neden itibar edilmediği belirtilmeksizin ve deliller tartışılıp bir değerlendirmeye tabi tutulmaksızın, sadece davalı-karşı davacının ispat külfetini yerine getiremediğinden bahsedilmiştir.
Sonuç olarak mahkemenin gerekçeli kararının T.C. Anayasası’nın 141. maddesinin amacına ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297'nci maddesine uygun olmadığı anlaşıldığından kararın bozulması gerekmiştir.
2- Kabule göre de, kararın hüküm sonucunda kimi alacak kalemleri yönünden 6100 sayılı HMK'nun 26. maddesine aykırı olarak, dava ve ıslah dilekçelerindeki talepleri aşar şekilde karar verildiği saptanmıştır.
Karar bu yönü ile de hatalıdır.
F)SONUÇ:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, davalı yararına takdir edilen 1.630.00 TL. duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 18/09/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.



Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön