9. Hukuk Dairesi 2017/10219 E. , 2018/15634 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

9. Hukuk Dairesi 2017/10219 E. , 2018/15634 K.


'İçtihat Metni'



MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ


Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı ... İşletmeleri Genel Müdürlüğü vekili tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

YARGITAY KARARI


A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili,müvekkili davacının 08.11.2008 tarihinden 20.03.2013 tarihine kadar 2 nolu davalı şirket bünyesinde belirsiz süreli iş sözleşmesi ile kurye ve kargo dağıtım elemanı olarak net 773,00 TL ücret ile çalıştığını, çalışmış olduğu dönem içinde fazla mesai ücretlerinin verilmediğini, ücretlerinin de düzensiz ödendiğini, davacının bu nedenle 20.03.2013 tarihinde 4857 Sayılı Yasanın 24. Maddesine dayanarak iş akdini tek taraflı olarak feshettiğini, kıdem tazminatı hesaplanırken sözleşmede belirtilen yılda bir kez ödenen 250,00 TL'nin ücrete dahil edilmesi gerektiğini, 2 nolu şirketin 4737 Sayılı Yasanın 18. 19. ve devamı maddelerine istinaden .........leri Genel Müdürlüğü tarafından yapılan posta dağıtım işini ihale ile aldığını, davacının taraflar arasında yapılan sözleşmeye göre davalı ... İşletmeleri Genel Müdürlüğü'ne bağlı olarak ...... ......... Bölge Müdürlüğü'nde posta dağıtım elemanı olarak çalıştırılmasına karar verildiğini, sözleşmede belirtilen işçilerin mülakatları ve işe uygunluk kriterlerinin 1 nolu davalı kurum tarafından belirlendikten sonra sigorta kaydının 2 nolu davalı firma tarafından yapılarak davacının davalı işverenler bünyesinde posta dağıtım elemanı olarak işe başladığını, taraflar arasında 4857 Sayılı Yasanın 2. Maddesi gereğince asıl-alt işveren ilişkisi olduğunu, aynı yasanın 6. Maddesi gereği de işi alan davalı şirket ile kurumun işçilik alacaklarından müştereken ve müteselsilen birlikte sorumlu olduklarını, davacının davalı şirkette mesai gözetmeksizin fazla çalışma yaptığını, sabah 08:00 de başlayan mesaisinin 20:00'ye kadar devam ettiğini, fazla çalışmaların 1 nolu davalı idare bünyesinde bulunan...... kayıtları ile sabit olduğunu, ulusal ve resmi bayramları çalışarak geçirdiğini, dini bayramlarda ise ancak bir gün tatil yapabildiğini, diğer günler çalıştığını, yıllık izinlerini kullanmadığını ve buna dair ücret ile son 19 günlük çalışmasına dair ücret alacağını alamadığını iddia ederek bir kısım işçilik alacaklarının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı Türkiye Cumhuriyeti Posta ve Telgraf Teşkilatı Genel Müdürlüğü vekili; davacının müvekkili kurumda 08/11/2008 tarihinde taşeron firma elemanı olarak göreve başladığını, sözleşmeleri süreli olduğunu, son taşeron firmanın sözleşmesinin 01.02.2013 tarihine kadar devam ettiğini, diğer davalı şirketin işçilerini kendisinin belirlediğini ve daha önce kurumda çalışmış olan davacının da anlaşma imzaladığını, müvekkili kurum ile davacının herhangi bir akdi ilişkisi olmadığını, hizmet akdinin diğer davalı şirket ile davacı arasında kurulduğunu, müvekkili kurumun ihale yolu ile hizmet satın aldığını, bu hizmeti yürütmek için işçi çalıştırmadığını, sadece ihale makamı olduğunu, dolayısıyla işveren gibi sorumlu olmasının mümkün olmadığını, bu nedenle davanın müvekkili idare açısından husumetten reddi gerektiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili:davacının 01.02.2013 tarihinden 16.03.2013 tarihine kadar yani sadece 44 gün müvekkili şirkette çalıştığını ve henüz deneme süresi içindeyken iş akdinin istifa ile sona erdiğini, müvekkili şirketin 20.12.2012 tarih ve 2012/34181 ihale kayıt numaralı sözleşmesi ile diğer davalının açmış olduğu ihaleyi kazandığını, sözleşmenin 10.2 Maddesinde işyeri teslimi yapılmayacağının açıkça yazıldığını, 01.02.2013 tarihinde işin ifasına başladığını ve müvekkili şirket tarafından istihdam edilen 44 kişinin içinde daha önceden diğer davalı işyerinde çalışan kişiler olup olmadığına dikkat edilmeksizin personel alımı yapıldığını, müvekkili şirketin ihale ettiği işin İş Kanununun 6. Maddesi anlamında işyeri devri niteliğinde olmadığını, yine bir sistem ve ekiple yeni hizmet ifası şeklinde olduğunu, müvekkili şirketin 09.03.2013 tarihli dilekçede işyeri devrinin söz konusu olmadığı hakkında fikir verdiğini, PTT personelinin sabah 08:30 da işe başladığını, 17:30'da mesainin sona erdiğini, öğlen 1 saat olmak üzere toplamda 1,5 saat ara dinlenmesi mevcut olduğunu, nadiren Cumartesi günleri öğlen 13:00'e kadar çalıştığını, çalışma süresinin yasal 45 saatlik süreden daha az olduğunu, iş sözleşmesini feshettiği tarihte henüz 44 günlük bir şirket çalışanı olduğunu, davacının bir aydır müvekkili şirkette çalışan kişi olarak düzensiz maaş alma hususunun imkansız olduğunu, davacının 20.03.2013 tarihi itibariyle iş sözleşmesini feshettiği hususunun gerçek dışı olduğunu, 16.03.2013tarihide istifa ediyorum diyerek işten ayrıldığını ve bir daha gelmediğini, davacınını işten çıkış bildiriminin de 16.03.2013 tarihi itibariyle yapıldığını, 18-19-20-21-22 Mart 2013 tarihinde işe gelmediğine ilişkin olarak PTT Kargo şefi tarafından tutulan tutanakların olduğunu, söz konusu tutanakta Şubat ayı maaşının hiç verilmediği veya kesik ödendiğinin ileri sürülerek dağıtıma çıkılmadığının yazılı olduğunu, davacının Şubat ayında işe girdiğini, yeni kurulun sistem nedeniyle yaşanan sıkıntılardan dolayı PTT'den yapılması gereken ödemelerin gecikmesi nedeniyle maaş ödemelerinin 15.03.2013 tarihinde yapıldığını çalışmanın ilk ayında gerçekleşen böyle bir gecikmenin davacı işçiye haklı sebeple fesih hakkını vermediğini, müvekkili şirketin diğer davalı ile yapmış olduğu sözleşmeyi karşılıklı mutabakatla 19.04.2013 tarihli tasfiye protokolüyle feshettiğini, sadece 3,5 ay süren ve İş Kanunun 6. Maddesi bağlamında işyeri devri gerçekleşmemiş bir sözleşmeden dolayı davalı müvekkilinin davacının davalı idarede çalışmış olduğu tüm çalışma süresinden sorumlu tutulmasının düşünülemeyeceğini, bunun hakkaniyete de uygun olmadığını, davacının diğer PTT işyerinde geçen çalışma süresi ile ilgili bir sorumluluğu varsa bu sorumluluğun davacıyı daha önceki dönemlerde işyerini devralarak çalıştıran şirketlere ait olması ve davanın bu şirketlere ihbar edilmesi gerektiğini, ayrıca alacakların zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.

C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davacının iş akdini haklı nedenle feshettiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı .........leri Genel Müdürlüğü vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı ... İşletmeleri Genel Müdürlüğü vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı, hizmet süresi içinde 08:00-20:00 saatleri arasında çalıştığını ancak fazla mesai ücretlerinin kendisine ödenmediğini iddia etmiş, iddiasını ispat amacıyla tanık dinletmiştir. Mahkemece bu tanık beyanlarına itibar edilerek davacının haftalık 15 saat fazla mesai yaptığı kabul edilmiş ve alacak hüküm altına alınmıştır. Ancak davacı tanıklarının aynı alacak kalemleri ile ilgili olarak davalılar aleyhine dava açtıkları, menfaat birliği içerisinde oldukları temyiz incelemesi dairemizce aynı gün yapılan ve aynı iddia ve aynı çalışma saatleri bakımından fazla mesai ücreti talebinde bulunulan ...... 2. İş Mahkemesinin 2017/9638 esasa sayılı dosyasında beyanları bulunan davalı tanıklarının ortak beyanlarından davacının 5 gün 08:00-17:30 arası, cumartesi ise 08:30-13:00 saatleri arasında çalıştığı, haftalık toplam 1,5 saat fazla mesai yaptığı, karşılığının ödendiğinin davalılar tarafından ispatlanamadığı anlaşılmakla hatalı değerlendirme ile menfaat birliği içindeki tanık beyanlarına itibar edilerek davacının fazla mesai alacağının hüküm altına alınması isabetsizdir.
3-Davacı ulusal bayram genel tatil ücreti talebinde bulunmuş, mahkemece davacı tanık beyanlarına itibar edilerek davacının dini bayramların birinci günü hariç tüm ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığı kabul edilerek davacının alacağı hüküm altına alınmıştır. Ancak dosya içinde davacıya ait günlük işe devam takip çizelgeleri bulunmakta olup bu çizelgeler değerlendirilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken davacı ile menfaat birliği içindeki tanık beyanlarına itibarla davacının ulusal bayram genel tatil ücreti alacağının hüküm altına alınması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
F) SONUÇ:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 12/09/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.


Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön