9. Hukuk Dairesi 2017/27959 E. , 2018/15401 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ
DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine, işe iadesine ve yasal sonuçlarına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin red kararına karşı davacı avukatı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi davacı avukatının istinaf başvurusunun kabulü ile işe iadesine karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi'nin kararı süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili özetle; davacının davalı şirketin ... şubesinde 2013 yılında işe başladığını, davacının kalifiye bir eleman olduğunu, davalı tarafından hiçbir gerekçe gösterilmeden 02.11.2016 tarihinde yazılı fesih ihbarnamesi ile davacının işine son verdiğini, davacının fesih nedeniyle herhangi bir savunmasının da alınmadığını, davacının çalıştığı süre zarfında verilen görevleri yerine getirdiğini ve verimli çalıştığını, davacının işinde severek çalıştığını, yapılan feshin hukuka aykırı olduğunu, işten çıkarıldığı bildirildikten sonra alacaklarının ödenmeyeceği tehdidiyle istifa dilekçesi imzalattırıldığını iddia ederek; feshin geçersizliğinin tespiti ile müvekkilinin işe iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili özetle; davaya hak düşürücü süre yönünden itiraz ettiklerini, açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının şirket içi kariyer gelişimi olmayacağını gerekçe göstererek sözleşmesinin kıdem ve ihbar tazminatı ödenmek suretiyle sonlandırılmasını talep ettiğini ve davacı tarafın bu talebinin kabul edildiğini, kıdem ve ihbar tazminatı ödenerek iş akdinin feshedildiğini, kurum içerisinde bir kısım çalışanlar ile ... – terör örgütü ile irtibat ve iltisakı olan kişileri tespit için görüşmelerde bulunulduğunu, davacının bir dönem sözkonusu yapının içerisinde bulunduğunu, ancak artık bağının kalmadığını belirttiğini, işveren nezdinde davacının halen bu örgüt yapılanması ile irtibatlı olduğuna dair şüphe oluşmuş ise de kesin kanaat oluşmadığından bu aşamada fesih işleminin gerçekleştirilmediğini, hakkında gerekli incelemenin devam edeceğinin bildirildiğini, davacının bu tahkikat sonucunu beklemeyerek şirket içi kariyer gelişiminin olmayacağı gerekçesi ile kıdem ve ihbar tazminatı ödenmek kaydıyla geçerli sebeple iş akdinin feshedilmesini talep etmesi nedeniyle talebi doğrultusunda iş akdinin sona erdirildiği savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davacının kıdem ve ihbar tazminatı ödenmek suretiyle iş akdinin sona erdirilmesine yönelik talebi şart içermesi nedeniyle istifa olarak değerlendirilememiş ise de; söz konusu istifa dilekçesinin irade fesadı altında alındığı iddiası davacı yanca ispatlanamamış olup, söz konusu dilekçe davalı işveren tarafından kabul görmekle davacıya kıdem ve ihbar tazminatı ödendiği, ayrıca davalı işveren tarafından kuruma yapılan bildirimde işten çıkış kodu 04 ( Belirsiz süreli iş sözleşmesinin işveren tarafından haklı sebep bildirilmeden feshi) olarak bildirildiği, davacının 4447 sayılı Kanun uyarınca işsizlik maaşı almasının yolunun da açıldığını, terör örgütü ile irtibat veya iltisakı bulunduğuna dair şüphe bulunan bir işçiyi çalıştırmaya devam etmenin, yani iş sözleşmesinin devamını davalı işverenden beklemek mümkün olmadığı gibi iş sözleşmesinin devamının çekilmez hale geldiğini kabul etmek gerekeceği, davacı işçinin böyle bir şüphe altında iken davalı işverenden işçinin iş sözleşmesinin devamını beklemenin iyiniyet kurallarına aykırı olduğu gibi davalı işverene de bu nedenle haklı olarak iş akdini sonlandırma yetkisi vermesi gerektiği, somut olayda davalı işverenin stratejik önemi de gözetildiğinde feshin, şüphe feshinin şartlarını taşıdığı ve geçerli nedene dayandığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Ç) İstinaf başvurusu :
İlk derece mahkemesinin kararına karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
D) İstinaf Sebepleri:
Davacı vekili istinaf başvurusunda; feshin geçerli nedene dayanmadığını belirtmiştir.
E) Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti :
Bölge Adliye Mahkemesince özetle davacının ilk derece mahkemesince isticvap edildiği, beyanında dosya içerisinde bulunan istifa dilekçesini kendi el yazısı ile yazdığını ve imzaladığını, altındaki imzanın kendisine ait olduğunu, insan kaynakları tarafından işten çıkışının verileceğinin kendisine iletildiğini, sebebini sorduğunda bilgi verilmediğini, çalışmak istediğini söylediğini, insan kaynaklarının da kendisine çıkışının verileceğini, bir açıklama yapılmadığını, söz konusu belgenin imzalanması gerektiği söylendiğinin, işe ihtiyacı olduğunu ve çalışmaya devam edeceğini söylemesine rağmen kendisine belgeyi imzalasanda imzalamasanda çıkışının verildiğinin söylendiğini, imzalamaması halinde ne olacağını sorduğunda kıdem ve ihbar tazminatı ile işsizlik maaşından faydalanamayacağı söylendiği, bunun üzerine söz konusu belgeyi imzalamak zorunda kaldığını beyan ettiği, ilk derece mahkemesince; davacının bu istifa dilekçesini baskı altında, (tehdit ve ikrah yolu ile) imzalatıldığı iddiası davacı tarafından somut bir şekilde ispat edilemediği, bu nedenle istifa dilekçesinin geçerli olduğu kabul edilmiş olup somut uyuşmazlığın başlı başına değerlendirilmesi halinde bu kanaatin oluşacağı, ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinden geçen Rize İş Mahkemesi'nin 07/03/2017 tarih, 2016/166 Esas , 2017/62 Karar sayılı kararı ve içeriğinin incelenmesinde davacı ile aynı şekilde ve aynı gerekçeler ile işveren tarafından istifa dilekçeleri yazdırılmak suretiyle iş sözleşmesinin sona erdirildiği, adı geçen dosyada davacının iradesinin fesada uğradığı, tanık anlatımları ile sabit olması nedeni ile davanın kabulüne karar verildiği, istinaf incelenmesinde ise bu kararın Dairemizin 30/05/2017 tarih 2017/1333 Esas, 2017/1032 sayılı kararı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği, dolayısıyla davalı işverenin bu tür uygulamayı bir çok işyerinde gerçekleştirdiği, somut olayda davacının iradesinin fesada uğratıldığının tanık anlatımları ile çok net bir şekilde ispat edememesinin davacı aleyhine değerlendirilemeyeceği, benzer dava dosyalarında aynı kararların verilmesinin hukuk devleti ve hukuka saygı anlayışı ile hareket edilmesi gerektiği, davalı işveren tarafından yapılan bu uygulamaların farklı illerde aynı şekilde ortaya çıktığı, dolayısıyla davacının iradesinin fesada uğratıldığı ve istifa dilekçesinin gerçek iradesini yansıtmayacağı, kabule göre de ikale iradesinin davacıdan geldiğinin kabul edilemeyeceği, feshin davalı tarafından gerçekleştirilmiş olduğununun kabulü gerektiği, ancak ispat külfeti kendisinde olan işverenin feshin geçerli nedenle yapıldığı hususunu dosya kapsamı ile ispat edemediği, ilk derece mahkemesinin şüphe feshinin gerekçesininde yerinde olmadığı gerekçesiyle davacı tarafın istinaf itirazının kabulüne ve davacının davasının kabulü ile işe iadesine ve yasal sonuçlarına hükmedilmesine karar verilmesine karar verilmiştir.
F) Temyiz başvurusu :
Bölge Adliye Mahkemesi’nin kararına karşı davalı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.
G) Gerekçe:
İşçinin iş güvencesi hükümlerinden yararlanması için, iş sözleşmesinin işveren tarafından feshedilmesi gerekir. İş sözleşmesini fesheden işçi feshin geçersizliği ve işe iade isteminde bulunamaz.
İşçinin haklı bir nedene dayanmadan ve bildirim öneli tanımaksızın iş sözleşmesini feshi, istifa olarak değerlendirilmelidir. Uygulamada en çok karşılaşılan şekli olan, işçinin ihbar ve kıdem tazminatı haklarının ödenmesi şartıyla ayrılma talebi istifa olarak değil, olsa olsa ikale (bozma sözleşmesi) yapma yönünde icap biçiminde değerlendirilmelidir. İşverenin sosyal ve ekonomik üstünlüğünü kullanarak, tazminatları ödeme koşulu, benzeri baskılarla işçiden yazılı istifa dilekçesi vermesini talep etmesi ve işçinin buna uyması halinde, gerçek bir istifa iradesinden söz edilemez. Bu halde feshin işverence gerçekleştirildiği kabul edilmelidir. İşverenin haklı fesih nedenlerine dayanarak işçiye istifa dilekçesi vermesi halinde baskı uygulaması sonucu düzenlenen istifa dilekçesine de gerçek anlamda istifa olarak değer vermek mümkün olmaz. İstifa belgesine dayanılmakla birlikte işçiye ihbar ve kıdem tazminatlarının ödenmiş olması, Türkiye İş Kurumuna yapılan bildirimde işveren feshinden söz edilmesi gibi çelişkili durumlarda, her bir somut olay yönünden bu çelişkinin istifanın geçerliliğine etkisinin değerlendirilmesi gerekir.
Somut uyuşmazlık bakımından, davacının iş akdinin davalı işveren tarafından ikaleye davet olarak kabul edilen, davacı işçiye ait şirketin organizasyonel yapısında kariyer gelişimine uygun fırsatlar olmayacağı gerekçesiyle kıdem ve ihbar tazminatlarının ödenmesi şartıyla iş sözleşmesinin feshini talep ettiği 02.11.2016 tarihli dilekçesinden sonra aynı gün feshedilmiştir. Yargılama sırasında dinlenen davacı tanıklarının davacının akdinin ne şekilde feshedildiği konusunda bilgi sahibi olmadıkları ve davacının irade fesadı iddiasını ispatlayamadığı anlaşılmaktadır.
Davacının iş akdi işten ayrılmak istediğine ilişkin dilekçeye istinaden sona erdirildiğinden, yukarıdaki ilke kararında da açıklandığı üzere Dairemiz uygulamasına göre işçiden gelen talep üzerine yapılan ikale sözleşmesi bakımından kıdem ve ihbar tazminatına denk düşecek bir miktarın ödenmesinin kararlaştırılmasının sözleşmeyi imzalamada işçinin makul yararı bakımından yeterli kabul edildiği, ayrıca ek bir menfaaat sağlanmasının aranmadığı, açıklanan nedenlerle davacının irade fesadı iddiası ispat edilemediğinden ve davacının talebi üzerine iş akdinin feshedildiği ve davalı feshinden de söz edilemeyeceği anlaşıldığından Bölge Adliye Mahkemesince davanın reddi yerine kabulü hatalıdır.
4857 sayılı İş Yasasının 20/3 maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H) Hüküm:
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) İlk Derece Mahkemesinin kararı ile Bölge Adliye Mahkemesi’nin temyiz edilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-) DAVANIN REDDİNE,
3-) Alınması gereken 35,90 TL karar-ilam harcından davacının yatırdığı 29,20 TL peşin mahsubu ile bakiye 6,70 TL karar-ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-) Davacının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 150.00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-) Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre belirlenen 2.180,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-) Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, dava dosyasının İlk Derece Mahkemesi'ne, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmesine, kesin olarak 10.09.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
9. Hukuk Dairesi 2017/27959 E. , 2018/15401 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 25 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 9 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 9 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 5 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 10 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 21 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 20 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 10 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat