9. Hukuk Dairesi 2016/28161 E. , 2018/15217 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A) Davacı İsteminin Özeti:Davacı vekili, davacının 15/11/2011 tarihinden bu yana davalı ....’de üretilen ekmekleri bayilere dağıtma işinde muavin olarak çalıştığını ve halen çalışmaya devam ettiğini, aylık net ücretinin 1.100,00 TL olduğunu, müvekkilinin haftanın 5 günü akşam 20.00 de işyerine geldiğini ve sabah 08.00 de işyerinden ayrıldığını, haftanın 2 günü ise gece çalışmasının akabinde gündüz çalışmaya devam ederek 14.00'a kadar dağıtımı yapılan ekmeklerin para toplama işlerini yaptığını, dolayısıyla haftalık 72 saat çalıştığını, çalışma sırasında yemek ve çay molası verilmediğini, müvekkilinin fazla çalışma ücretlerinin ödenmesi amacıyla ... .... Noterliğinin 08.10.2014 tarih ve 26080 nolu ihtarnamesiyle işverene ihtar gönderdiğini, ihtarnamenin 10.10.2014 tarihinde tebliğ edildiğini ancak herhangi bir ödeme yapılmadığını, üstelik davalılardan ....’nin işten çıkarma tehdidi içeren cevap gönderdiğini iddia ederek, fazla mesai ücreti alacaklarının tahsilini istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı .... vekili, davacının vardiyalı olarak çalıştığını, diğer davalı ... Turizm ... İnş. Tic. A.Ş. ile aralarında akdedilen sözleşme ile müvekkil şirketlerince üretilen ekmeklerin dağıtım işinin günde 3 vardiya şekline gerçekleştirileceği ve işin bu şekilde yürütüleceğinin sabit olduğunu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu Başkanlığınca 15.07.2014 ve 16.07.2014 tarihlerinde yapılan denetim sonucunda düzenlenen raporda; idari personel olarak çalışanların haftanın 6 günü 09.00-17.00 arası yarım saat ara dinlenmesi vererek çalıştığı, gece döneminde çalışan şoför ve muavinlerin haftanın 6 günü 22.00-06.00 arası yarım saat ara dinlenme vererek çalıştığı, gündüz döneminde çalışan şoför ve muavinlerin ortalama 05.00-17.00 arası çalıştıkları, bu süre içinde 3-4 servis yaptıkları ve servisler arasında ortalama 2 saat dinlendikleri, tüm çalışanların haftanın 1 günü izin kullandıklarının tespit edildiğini, hal böyle olunca davacının iddia ettiği fazla mesainin olmadığını, ortalama servisler arası 2 saat dinlenme bulunduğunu, davacının aldığı ücretin ihale şartnamesinde belirtilen ücret olup bunun haricinde bir ücret ödenmediğini, ücretin bordro ve banka kayıtları ile sabit olduğunu, bordroların ihtirazı kayıt olmaksızın imzalandığını, yapılan işin niteliği gereği fazla çalışma olmadığını, davacıya istisnai hallerde yaptığı bütün fazla mesai ücretlerinin ödendiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... Turizm ... İnş. Tic. A.Ş. vekili, yetki ve zamanaşımı itirazlarında bulunarak, davacının diğer davalı .... ile aralarında imzalanan “... Fabrikası Normal Ekmek ve Çeşit Ekmek Dağıtım Hizmeti Alımına İlişkin İhale Sözleşmesi” çerçevesinde muavin olarak çalıştığını, müvekkil şirketleri ile diğer davalı .... arasında 4857 sayılı Yasanın 2/6. maddesi uyarınca asıl-alt işveren ilişkisi kurulduğunu, davacının asıl işvereninin .... olduğunu, asıl işverenin alt işverenle birlikte işçinin kanundan ve sözleşmeden doğan haklarından sorumlu olduğunu, işin niteliği ile ihale şartnamesi ve sözleşmesi gereği her türlü kontrol, gözetim ve yaptırım yetkisinin asıl işveren olan diğer davalıya ait olduğunu, davacının aldığı aylık ücretin iş sözleşmesi, bordro ve banka kayıtları ile sabit olduğunu, işin nasıl yapılacağının, işçi ücretlerinin ve çalışma saatlerinin ihale sözleşmesi ve şartnamede belirlendiğini, ihale sözleşmesi ve eklerinde fazla mesai öngörülmediğini, fazla mesaiye gerek kalmayacak şekilde ihale sözleşmesi oluşturulduğunu, işçilerin günlük iş süreleri içinde ara vermeksizin çalışmalarının mümkün olmadığını, davacının antraklı çalıştığını, ara dinlenmeler için ücret ödenmesinin söz konusu olmadığını, davacının müvekkili şirkette haftada 5 günü 22.00-06.00 saatleri arasında çalıştığını ve iki ara dinlenmede toplam 1 saat dinlendiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı, yasal süresi içinde taraf vekilleri temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Usul bakımından;
Anayasa’nın 138 ve 141. maddeleri uyarınca Hakimler, Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanı kanaatlerine göre hüküm verirler ve bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır. Bu gerekçede hukuki esaslara ve kurallara dayanmalı, nedenleri açıklanmalıdır.
Diğer taraftan 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK.’un 27. maddesinde hukuki dinlenilme hakkı kurala bağlanmıştır. Hukukî dinlenilme hakkı, Anayasanın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsurudur. Hukuki Dinlenilme Hakkı” gereğince davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hakkın yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içermektedir. Mahkemeler, kararlarını somut ve açık bir şekilde gerekçelendirmek zorundadırlar. Eksik, şeklî ve görünüşte gerekçe yazılması adil yargılanma hakkının (hukukî dinlenilme hakkının) ihlâlidir.
HMK.’un 297. maddesinde de, verilecek hükümde tarafların iddia ve savunmalarının özetinin, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delillerin, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesinin, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin yer alması gerektiği açıkça vurgulanmıştır. Kararın gerekçesinde maddi olay saptanmalı, hukuki niteliği ve uygulanacak hukuki kurallar belirlenmeli, bu konuda gerekli inceleme ve delillerden söz edilmeli, hukuk kuralları somut olaya uygulanmalı ve sonunda hüküm kurulmalıdır. Maddi olgularla hüküm fıkrası arasındaki hukuki bağlantı da ancak bu şekilde kurulabilecek, ayrıca yasal unsurları taşıyan bu gerekçe sayesinde, kararların doğruluğunun denetlenebilmesi mümkün olacaktır.
Somut uyuşmazlıkta, Mahkemenin gerekçeli kararında bu dava ile ilgisi olmayan muhtemelen başka bir dava dosyasına ilişkin dava ve cevap dilekçesi ile bilirkişi raporu özetlenmiştir.
Yukarıdaki açıklamalar karşısında, bir bütün ve dosyaya özgü olması gereken gerekçeli karar başka bir dosya ile karıştırılmıştır. Bu husus aynı zamanda belgelendirmeyi de bozucu nitelikte olup, HMK.nun 297. maddesine aykırıdır.
2-Esas bakımından;
A-Davacı vekili davalı işverenlere gönderdiği 08.10.2014 tarihli ihtarname ile davacının ödenmeyen fazla mesailerinin 7 gün içinde ödenmesini talep etmiş, bu ihtarname davalılara 10.10.2014 tarihinde tebliğ olmuştur. Buna göre davalı işverenler fazla mesai alacağı bakımından 18.10.2014 tarihi itibariyle temerrüde düşürüldüğünden faiz başlangıcının temerrüt tarihi olması gerekirken dava-ıslah ayrımı yapılarak faize hükmedilmesi hatalıdır.
B-Davacı dava dilekçesinde haftada 5 gün 20.00-08.00 saatleri arasında çalıştığını, haftada 2 gün ise saat 14.00 e kadar tahsilat işlerini yaptığını söyleyerek fazla mesai talep etmiştir.
Davacı tanığının açıklamasına göre gece vardiyasından sonra tahsilat işlerine çıkılmadan önce 2-3 saat ara dinlenmesi verildiği anlaşılmakla, davacının tahsilat işlerine çıkmadığı günlerde 1,5 saatlik ara dinlenmesiyle 31,5 saat çalıştığı, tahsilat işine çıktığı kalan 2 günde ise 4,5 saatlik ara dinlenmesiyle 27 saat çalıştığı, sonuç itibariyle haftada 5 gün toplam 58,5 saat çalıştığı ve haftalık fazla mesaisinin 13,5 saat olduğu anlaşılmaktadır.
Davacının haftada 13,5 saat fazla mesai yaptığının kabulü ile sonuca gidilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle fazla mesainin 18 saat olarak kabulü hatalıdır.
C-6100 sayılı HMK’nın 297. maddesine göre, tarafların yargılama sebebiyle yaptıkları masrafın ne kadar olduğu, bunun ne kadarının harç ne kadarının diğer masraflar olduğu, masraflardan kimin ne kadarından sorumlu olacağı hükümde tek tek açıklanmalı ve aynı Kanunun 332. maddesi uyarınca hükümde yargılama giderlerinin dökümü yapılmalıdır.
Mahkemece, yargılama giderine ilişkin kurulan hükümde taraflarca ne tür ve toplamda ne kadar yargılama gideri yapıldığının denetime elverişli şekilde açıklanmaması ve dökümünün yapılmaması usul ve yasaya aykırıdır.
Ç) SONUÇ:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 04/09/2018 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
9. Hukuk Dairesi 2016/28161 E. , 2018/15217 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 29 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 54 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 19 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 111 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 105 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 95 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 329 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 85 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat