9. Hukuk Dairesi 2017/27109 E. , 2018/13733 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

9. Hukuk Dairesi 2017/27109 E. , 2018/13733 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 28. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : İŞE İADE
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 31. İŞ MAHKEMESİ

DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine, işe iadesine ve yasal sonuçlarına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin red kararına karşı davacı avukatı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
... Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi davacı avukatının istinaf başvurusunu esastan reddetmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi'nin kararı süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

YARGITAY KARARI

A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davalı işyerinde 03/08/2017 tarihinden iş akdi feshedildiği 08/01/2016 tarihine kadar dilimleme üretim sorumlusu olarak çalıştığını, davalı işveren vekilinin müvekkilini sözlü olarak işten çıkardığını, bunun üzerine işyeri insan kaynakları bölümü ise müvekkilini işten çıkarıldığına dair belgeyi 08/01/2016 tarihinde tebliğ ettiğini, işverenin müvekkilinin işten çıkış sebebi olarak 'performans düşüklüğü nedeniyle görülen lüzum üzerine ' yapıldığını söylediğini, fesih gerekçesinin müvekkile sözlü olarak söylendiği üzere performans düşüklüğüne dayandırıldığı ancak Yasanın 19. Maddesi gereğince 'hakkındaki iddialara karşı savunması alınmadan bir işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesi, o işçinin davranışı veya verimi ile ilgili nedenlerle feshedilemez.' olduğunu iddia ederek; davacının iş akdinin feshinin geçersizliğinin tespitine, davacının işe iadesine, boşta geçen sürelere ilişkin olarak 4 aylık bürüt maaşı ve diğer haklarının davacıya ödenmesi gerektiğinin ve işe iadesinin gerçekleşmemesi halinde 8 aylık brüt maaşı tutarında tazminatın davacıya ödenmesi gerektiğinin tespite karar verilmesini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yüklenmesini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının müvekkili işyerinde 03/08/2007 tarihinde belirsiz süreli iş sözleşmesi ile işe başladığını 08/01/2016 tarihinde iş akdi sona erdiğini, davacının iş akdinin müvekkili işveren tarafından performans düşüklüğü sebebi ile sona erdirildiğini, zira davacının uzun dönemdir dilimleme bölümünde hatalı ve eksik işler ile performans olarak düşük kapasitede üretimler gerçekleştirdiğini ve buna bağlı olarak işveren müvekkilinin gerek üretim kapasitesi yıldan yıla düşmekte, gerekse de mali yönden büyük kayıpları olduğunu, diğer yandan davacı tarafından gerçekleştirilen hatalı ve eksik üretimler ile düşük performans sebebi ile müşteri şikayetlerinde de yıldan yıla artış meydana geldiğini bu durumun müvekkilinin ticari anlamda şöhretine ve piyasa nezdindeki itibarına zarar verdiğini, şirketin objektif değerlendirme kriterlerinde performansının düşüklüğü görüldüğünü ve verimi azaltan bu durum da davacının defalarca uyarıldığını ancak işveren açısından katlanılmaz hale geldiğinden davacının iş akdinin geçerli nedenle feshedildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
C) İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk derece mahkemesince, davalı işverenin davacıya yönelik 18.12.2015 tarihli performans yetersizliğine ilişkin bildirimde; yöneticisi olduğu dilimleme bölümünde görevini ihmal etmesi nedeniyle müşteri ilişkinlerine zarar verdiğine ilişkin davacıya bildirimde bulunulduğu davacının savunma vermekten imtina ettiğinin tespit edildiği, davalı tarafından sunulu dilimleme bölümü şikayet sayısı, davacıya ait kg/adam/saat tablosu, dilimleme bölümü üretim metraj tablosu incelendiğinde davacının şefi olduğu dilimleme bölümünün yıllara göre üretim ve performansında düşme olduğu tespit edilmiş bu konuda davacı tarafından esaslı bir savunma ya da itiraz yapılmadığı, bununla birlikte davalı tanığı ERİM KİRİŞLER’in 2012 yılından bu yana üretim bölümünün performansını izlemekten sorumlu olduğunu, 2013 yılına bölüme yeni makineler alınmasına rağmen işçilik maliyetinin %18 oranında arttığını, davacının çalıştığı bölümde müşteri şikayetlerine 2015 yılında 2013 yılına oranla aşırı artış gösterdiğini, günlük üretim raporları yayınladıklarını, ayrıca her hafta 2 kere müşteri şikayetlerine ilişkin toplantı yaptıklarını, fabrika müdürü tarafından belirtilen konlarda davacıya sözlü olarak bildirimde bulunulduğunu, davacıya kurum içinde problem çözme, İSO Standartları eğitimi, kalite eğitimi verildiğini beyan ettiği, bu nedenlerle davacının performansının yetersizliğinin çalıştığı bölüme ilişkin sunulan analiz ve verilerle ve davalı tanığı beyanı ile ispatlandığı, davacı tarafın aksine ilişkin esaslı savunma yapmadığı ya da delil sunmadığı, bu durumda davalı işverenin davacı ile çalışmasının beklenemeyeceği, ayrıca 18.12.2015 tarihli yazılı belgede davacının ihmali neticesinde davalı işverenin iş kaybına uğradığı ve müşteri işe sorun yaşadığı konuya ilişkin davacıdan yazılı savunma istediği yazılı savunmadan davacının imtina ettiği anlaşılmakla davalı işveren tarafından yapılan feshin keyfilikten uzak ve kanunda belirtilen fesih koşullarına haiz olduğu “gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
D) İstinaf başvurusu:
İlk derece mahkemesinin kararına karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
E) İstinaf Sebepleri:
Davacı vekili istinaf başvurusunda; yargılamanın 03.04.2017 tarihli celsesinde verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğu, karara karşı yasal süresi içerisinde başta dava dilekçesi olmak üzere yazılı ve sözlü tüm beyan ve talepleri doğrultusunda ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
F) Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti :
Bölge Adliye Mahkemesince, HMK. nın 355.maddesi uyarınca istinaf başvuru sebep ve gerekçelerini bildirir dilekçenin yasal süresi içerisinde sunulmadığı,Dairemizce yapılan incelemede kendiliğinden gözetilmesi gereken bir husus mevcut olmadığı, böylece HMK.nın 352.maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda davacı vekilinin istinaf başvuru talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
G) Temyiz başvurusu :
Bölge Adliye Mahkemesi’nin kararına karşı davacı vekili temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
H) Gerekçe:
4857 İş Kanunu’nun 19. maddesine göre “ Hakkındaki iddialara karşı savunmasını almadan bir işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesi, o işçinin davranışına veya verimi ile ilgili nedenlerle feshedilemez. Ancak, işverenin 25’inci maddenin (II) numaralı bendi şartlarına uygun fesih hakkı saklıdır”.
Bu hükümle, işçinin savunmasının alınması, işçinin davranışı veya verimi ile ilgili nedenlerle iş sözleşmesinin feshi için bir şart olarak öngörülmüş ve salt işçinin savunmasının alınmamasının tek başına, süreli feshin geçersizliği sonucunu doğuracağı ifade edilmiştir. Madde açıkça sadece işverenin 4857 sayılı İş Kanunu'nun 25/II numaralı bendinde sayılan haklı nedenlerle fesihte savunma alınamayacağını düzenlemiştir. Sık sık rapor alma işçinin verimi ile ilgili olduğundan 19. madde uyarınca savunmasının alınması gerekir.
Dosya içeriğine göre davacı işçinin iş sözleşmesi, performansının yetersiz olduğu gerekçesiyle ile 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesi uyarınca yazılı fesih bildirimi ile davalı işveren tarafından feshedilmiş ve işten ayrılma bildirgesinde de 04 kodu ile bildirilmiştir. Davacının iş sözleşmesinin 4857 sayılı İş Kanunu’nun 17 ve 18. Maddeleri uyarınca feshedildiği davalının da kabulündedir. Davalı işverenin işyerinde çalışan Birsen ve Ersin isimli iki işçi tarafından düzenlenen tutanakta davacının yöneticisi olduğu bölümde görevini ihmal etmesi nedeniyle müşteri ilişkilerine zarar verdiği bildirilmiş olup tutanağın altına davacının savunmadan imtina ettiği yazılmışsa da davalı işverence savunmadan imtina tutanağını tutan tutanak mümzileri tanık olarak dinletilmediğinden davacının usulüne uygun olarak savunmasının talep edildiği de ispatlanamamıştır. Tüm bu nedenlerle performans yetersizliği gerekçesi ile yapılan fesihte davacının savunmasının alınmaması feshi salt bu nedenle geçersiz kılacağından, davanın kabulü yerine yazılı şekilde reddi hatalı olup Dairemizce 4857 sayılı İş Kanunu'nun 20/3 maddesi uyarınca aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir.
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- İlk Derece Mahkemesi' nin ve Bölge Adliye Mahkemesi’nin temyiz edilen kararının bozularak ortadan kaldırılmasına,
2- Davanın kabulü ile, feshin geçersizliğine, davacının davalı işveren nezdindeki işine iadesine,
3- Davacının yasal süre içinde başvurusuna rağmen davalı işveren tarafından işe başlatılmaması halinde ödenmesi gereken tazminat miktarının fesih sebebi dikkate alınarak taktiren davacının 5 aylık brüt ücret tutarı olarak belirlenmesine,
4- Davacının işe iadesi için işverene süresi içinde müracaatı halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar en çok 4 aya kadar ücret ve diğer haklarının tahsilinin gerektiğinin TESPİTİNE,
5- Davacı vekille temsil edildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT. uyarınca belirlenen 2.180,00 TL. maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6- Alınması gereken 35,90 TL. karar-ilam harcından, 29,20 TL peşin harcın mahsubu ile 6.70 TL bakiye karar-ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7- Davacının yaptığı harçlar dahil toplam 527,70 TL. yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
8- Taraflarca yatırılan gider avansının varsa kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve isteği halinde ilgilisine iadesine,
9- Yatırdığı temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 25.06.2018 tarihinde kesin olarak oybirliği ile karar verildi.





Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön