9. Hukuk Dairesi 2016/20704 E. , 2018/12213 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

9. Hukuk Dairesi 2016/20704 E. , 2018/12213 K.


'İçtihat Metni'


MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

YARGITAY KARARI

A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının 2002-2011 tarihleri arasında davalı şirket nezdinde yurtdışı şantiyelerinde aylık net 2.000 USD ücret ile çalıştığını, yurtdışında çalıştığı için yatacak yer, ısınma, aydınlatma ve temizliğinin davalı tarafından karşılandığını, iş akdinin işveren tarafından haksız olarak feshedildiğini kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve yıllık izin ücreti alacağını talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının Haziran 2002-Aralık 2003, Şubat 2004 -Ocak 2005, Mart 2005-Kasım 2006, Ocak 2007-Şubat 2009 tarihleri arasında aralıklı olarak davalı şirket nezdinde çalıştığını, banka kayıtlarındaki farklılıkların fazla çalışmalara ya da avanslara ilişkin olduğunu, davacının saat ücretinin 2 USD olduğunu, iş akdini davacının kendi isteğiyle sonlandırdığını, yıllık izinlerini kullandığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti ve Yargılama Süreci:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı taraflar temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1)Usul yönünden;
Anayasa’nın 138 ve 141. maddeleri uyarınca Hakimler, Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanı kanaatlerine göre hüküm verirler ve bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır. Bu gerekçede hukuki esaslara ve kurallara dayanmalı, nedenleri açıklanmalıdır.
Diğer taraftan 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’un 27. maddesinde hukuki dinlenilme hakkı kurala bağlanmıştır. Hukukî dinlenilme hakkı, Anayasa'nın 36'ncı maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6'ncı maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsurudur. Hukuki Dinlenilme Hakkı” gereğince davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile
bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hakkın yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içermektedir.
Mahkemeler, kararlarını somut ve açık bir şekilde gerekçelendirmek zorundadırlar. Eksik, şeklî ve görünüşte gerekçe yazılması adil yargılanma hakkının (hukukî dinlenilme hakkının), ihlâlidir.
HMK.’un 297. maddesinde de, verilecek hükümde tarafların iddia ve savunmalarının özetinin, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delillerin, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesinin, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin yer alması gerektiği açıkça vurgulanmıştır. Kararın gerekçesinde maddi olay saptanmalı, hukuki niteliği ve uygulanacak hukuki kurallar belirlenmeli, bu konuda gerekli inceleme ve delillerden söz edilmeli, hukuk kuralları somut olaya uygulanmalı ve sonunda hüküm kurulmalıdır. Maddi olgularla hüküm fıkrası arasındaki hukuki bağlantı da ancak bu şekilde kurulabilecek, ayrıca yasal unsurları taşıyan bu gerekçe sayesinde, kararların doğruluğunun denetlenebilmesi mümkün olacaktır.
Dosya içeriğine göre, Kök Bilirkişi Raporunda, davacının banka hesabına yapılan ödemeler ve davacının giriş-çıkış kayıtları dikkate alınarak hizmet süresi 8 yıl 2 ay 24 gün olarak belirlenmiş olup, ek raporda ise davacının 6 yıl 5 ay 24 gün çalıştığı tespit edilmiştir. Mahkemece kıdem tazminatı alacağı yönünden 6 yıl 5 ay 24 gün üzerinden yapılan hesaplama kabul edilerek karar verilmiş, yıllık izin ücreti alacağı yönünden kök rapordaki 8 yıl 2 ay 24 gün üzerinden yapılan hesaplama kabul edilerek hüküm altına alınmış olup, çelişki yaratılmıştır. Mahkeme kararında hizmet süresi yönünden bir gerekçe oluşturulmadığından, davacının hizmet süresinin ne şekilde kabul edildiği anlaşılmamaktadır. Mahkeme kararı bu haliyle yasal unsurları taşımamakta ve doğruluğunun denetlenebilmesi mümkün olamamaktadır. Bu nedenle Anayasa'ya ve HMK'nun 297. maddesine aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
2)Kabule göre;
Davacının hizmet süresi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Davalı işveren, davacının Haziran 2002-Aralık 2003, Şubat 2004-Ocak 2005, Mart 2005-Kasım 2006, Ocak 2007-Şubat 2009 tarihleri arasında çalıştığını beyan etmiştir.
Kök Bilirkişi Raporunda davacının banka hesap dökümlerinin incelenmesinde 2003 yılı 6,7 ve 8. aylarda davacı hesabına davalı işveren tarafından maaş ödemesi yapıldığı, 2005 yılı tüm aylarında davacı hesabına davalı işveren tarafından maaş ödemesi yapıldığı ve bu ödemelerin 2012 yılı 3. ayına kadar devam ettiği, 2009 yılı 5. ayı ile 2010 yılı 6. ayları arasında davacı hesabına ödeme yapılmadığı tespit edilmiş olup, banka kayıtlarına göre yurtiçinde olduğu dönemde de davacıya düzenli olarak maaş ödemesi yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle Mahkemece taraflardan bu maaş ödemelerine ilişkin olarak açıklama istenmeli, davacının ... kayıtları, yurtdışına giriş-çıkış kayıtları ve banka kayıtları birlikte değerlendirilerek, davacının hizmet süresinin tereddüte yer bırakmayacak şekilde tespit edilmesi gerekir.
F) SONUÇ:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerden dolayı BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine 30/05/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön