9. Hukuk Dairesi 2015/19072 E. , 2018/11689 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalı şirkete ait işyerinde, 2004 yılından itibaren aralık 2012 tarihine kadar kesintisiz çalıştığını, son aylık net ücretinin 1.200.00 TL olduğunu, işyerinde yemek verildiğini, iş sözleşmesinin şubede açık çıktığı gerekçesi ile işverence haksız olarak feshedildiğini, kasa açığından dolayı davacının hiçbir sorumluluğunun bulunmadığını, şubede çalıştığı sûrede 50 den fazla kuryenin giriş-çıkış yaptığını, bazı kuryelerin kargoları müşteriden alırken tahsil ettikleri paraları şubeye teslim etmediklerini, bu durumun davalının merkezine iletildiğini, ancak herhangi bir işlem yapılmadığını, ileri sürülen kasa açığının davalının gerekli iş organizasyonunu sağlayamamasından ve eleman eksikliği nedeni ile kendisine işi dışında başka iş yaptırılmasından ileri geldiğini, 07:30-21:00 saatleri arasında haftada 6 gün çalıştığını, fazla mesai alacaklarının ödenmediğini belirterek kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla mesai ücret alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının şube yetkilisi olduğunu, 07.06.2012 tarihinde yapılan denetimde 2.842,00TL, 10.08.2012 tarihinde yapılan denetimde ise 1.910,62 TL, olmak üzere toplam 4.752,62 TL kasa açığı çıktığını, 07.06.2012 tarihindeki ilk kasa açığı nedeniyle davacıya disiplin yönetmeliğinin 7/a maddesine göre uyarı cezası verildiğini, çalıştığı şubenin kasa açığından sorumlu olduğunu, kasa açığını ikrar ettiğini, kasa açığının bir kısımının ücretinden kesilmesine muvafakat ettiğini, iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini, fazla mesai ücretlerinin imza karşılığında ödendiğini, davacının herhangi bir itirazının olmadığını, iş sözleşmesinde davacının fazla mesai yapmayı kabul ettiğini, bu yükümlülük nedeniyle fazla mesai ücretine hak kazanamayacağını, mesai ücretlerinin 5 yıllık zamanaşımına tabi olduğunu belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davacının davalıya ait çalıştığı şubenin yetkilisi olduğu, 07/06/2012 tarihinde yapılan denetimde çıkan kasa açığı sebebiyle davacının uyarı cezası ile cezalandırıldığı, 10/08/2012 tarihinde yapılan denetimde ise 1.910,62 TL kasa açığının belirlendiği, bu sebeple davacının iş sözleşmesinin feshedildiği, şubede çıkan kasa açığından şube yetkilisi olan davacının sorumlu bulunduğu, iş sözleşmesinin feshine neden olan 10/08/2012 tarihli 1.910,62 TL lik kasa açığının davacının 1 aylık brüt ücretinden fazla olduğu, kasa açığından dolayı şube sorumlusu pozisyonunda çalışan davacının sorumlu olduğu, kasa açığı çıkmasında davacının kusurunun bulunmadığı, davacı dışında başka kusurlu kişilerin de bulunduğu hususu da kanıtlanmadığı, kasa açığı sebebiyle iş sözleşmesi feshedilen davacının kıdem ve ihbar tazminatı talep hakkı mevcut olmadığı, davacının fazla mesai yaptığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1.Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2. Davacının iş sözleşmesinin işveren tarafından haklı nedenle feshedilip edilmediği uyuşmazlık konusudur.
İş sözleşmesinin işveren tarafından feshedildiği iddia edildiğinde, feshin haklı nedene dayandığını işveren ispatlamak zorundadır.
6098 sayılı TBK.’nun 396. Maddesi uyarınca “İşçi, yüklendiği işi özenle yapmak ve işverenin haklı menfaatinin korunmasında sadakatle davranmak zorundadır. İşçi, yüklendiği işi özenle yapmak ve işverenin haklı menfaatinin korunmasında sadakatle davranmak zorundadır. İşçi, işverene kusuruyla verdiği her türlü zarardan sorumludur.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 25/II. I bendinde “İşçinin kendi isteği veya savsaması yüzünden işin güvenliğini tehlikeye düşürmesi, işyerinin malı olan veya malı olmayıp da eli altında bulunan makineleri, tesisatı veya başka eşya ve maddeleri otuz günlük ücretinin tutarıyla ödeyemeyecek derecede hasara ve kayba uğratması” halinde işverenin iş sözleşmesini sürenin bitiminden önce veya bildirim süresini beklemeksizin feshedebileceği ve bu nedenin haklı neden olacağı, bu halde işçinin 1475 sayılı Kanunun yürürlükte olan 14. Maddesi uyarınca kıdem tazminatına hak kazanamayacağı düzenlenmiştir.
İşçinin kusursuz olduğunun ortaya çıkması halinde işverenin haklı ve geçerli fesih imkânı olmadığı gibi, işçinin kusuru belli bir yüzde ya da belli bir oran olarak saptanmışsa; zararın miktarı da bu kusur nispetinde azaltıldıktan sonra otuz günlük ücreti aşıp aşmadığına bakılmalıdır. 30 günlük ücreti tutarında bir zarar yoksa iş sözleşmesinin feshi haklı neden olarak kabul edilmemelidir. Zararın işçinin kasıtlı davranışından ya da taksirli eyleminden kaynaklanmasının herhangi farkı bulunmamaktadır. İşçinin kusuru ve zararı, ayrı ayrı uzman kişilerce belirlenmelidir.
İşveren, iş sözleşmesine aykırı davranışta bulunan işçiye yaptığı eylemle orantılı bir yaptırım uygulamalıdır. Yapılan eylemle orantılı olmayan ve ölçüsüz olarak nitelendirilebilecek bir yaptırım mazur görülemez. Sonuç itibariyle fesihte bir cezadır.
Dosya içeriğine göre şube müdürü olarak çalışan davacının iş sözleşmesi kasa açığına neden olması nedeni ile uyarıldıktan sonra aynı şekilde ortaya çıkması üzerine davalı işveren tarafından feshedilmiş ve işveren haklı nedene dayandığını savunmuştur. Mahkemece tek taraflı denetim raporu ve tanık beyanları esas alınarak feshin haklı nedene dayadığı kabul edilmiştir. Ancak davacı gerek ilk savunmasında ve gerekse daha sonraki beyanlarında yeterli eleman olmadığını, açığın bundan kaynaklandığını, zimmetine geçirmediğini, kasa açığının da ücretinden kesilmesini belirtmiştir. Bizzat işveren çalışanları tarafından düzenlenen belgelerde kasa açığından bahsedilmekte ise de bu açıkların kayden meydana gelmiş açıklar mı olduğu yoksa açık olduğu belirtilen tutarların davacı tarafından zimmete mi geçirildiği araştırımadığı gibi kayden meydana gelmişse bu işlemlerden dolayı davacıya kusur atfının mümkün olup olamadığı hususlarına cevap verecek şekilde konusunda uzman bilirkişiden rapor alınmamıştır. Burada ispat yükü işverendedir. Mahkemece “kasa açığı çıkmasında davacının kusurunun bulunmadığı, davacı dışında başka kusurlu kişilerin de bulunduğu hususu da kanıtlanmadığı” gerekçesi ile ispat yükü işçide imiş gibi sonuca giderek ve davalı çalışanlarınca düzenlenmiş belgeler esas alınarak eksik inceleme ile karar verilmesi hatalıdır.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 24.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
9. Hukuk Dairesi 2015/19072 E. , 2018/11689 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 18 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 10 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 6 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 19 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 51 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 9 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 9 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat