9. Hukuk Dairesi 2017/8536 E. , 2018/10375 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının aralıksız ve sürekli olarak davalı işverenin taşeron firmalarında 01/02/2008- 31/12/2010 tarihleri arasında güvenlik görevlisi olarak, 01/02/2011-04/04/2014 tarihleri arasında ise davalının elektrik dağıtım işini üstlendiği bölgelerde elektrik teknisyeni olarak çalıştığını, nisan ayının birinden itibaren bir grup arkadaşı ile birlikte işe gelmemesinin istenilerek iş akitlerine son verildiğini, ... A.Ş.’nin diğer davalı ...Ş.’nin hisselerinin tamamını aldığını, ... A.Ş.’nin devraldığı dönemde işi devam eden alt işverende çalışmasını sürdürdüğünü, haksız olarak işine son verildiğini iddia ederek, alacak ve tazminatlarının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
B) Davalılar Cevabının Özeti:
Davalı ...Ş. vekili, davacının tazminat ve alacaklarına ilişkin belirsiz alacak davası açamayacağını, bakım onarım işlerinin ...A.Ş.’nin tarafından yerine getirildiğini, özelleştirme sonrasında da ...A.Ş.’nin ortadan kalkmadığını, faaliyetini halen sürdürdüğünü, özelleştirilme ile ...A.Ş.’ye ait %100 oranındaki hissenin... A.Ş.’ye satıldığını ve hisse devrinin yapıldığını, devir işlemi ile hiç bir zaman ilgisi olmayan Davalı ... Üretim A.Ş.’ye husumet yöneltilmesinin büyük bir yanılgı olduğunu, kendilerinin sorumluluklarının bulunmadığını, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
... A.Ş. vekili, husumet itirazında bulunduklarını, davacının enson ...Ltd. Şti.’de çalıştığını, alacakların zamanaşımına uğradığını, davacının belirli süreli iş akitlerine göre çalıştığını bu nedenle kıdem ve ihbar tazminatı alacağının bulunmadığını, kıdem tazminatı dışındaki alacaklara mevduata uygulanan en yüksek faizin talep edilmesinin mümkün olmadığını, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, Davacının, ...'ın arıza bakım işini ihale ettiği alt işveren işçisi olarak 28/10/2008- 31/03/2014 döneminde çalıştığı, çalıştığı sırada ...ın hisselerinin...'ya devredildiği, davacının bir süre daha ...'da çalıştığı, fakat ...'ın şirket olarak varlığını sürdürdüğü,...'nın ... bünyesinde hizmete devam ettiği, bu durumda davacının alacaklarından her iki şirketin birlikte sorumlu oldukları, feshin haklı nedene dayandığının davalı tarafça ispatlanamadığı, genel tatil ücretinden hastalık ve mazeret gibi sebeplerle hakkaniyet indirimi yapılması gerekeceği, yıllık izin kullandırıldığının yada fesihte karşılığının ödendiğinin davalı tarafça ispatlanamadığı davanın kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı, davalılar vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114 üncü maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi uyarınca; tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları, kanuni temsilin söz konusu olduğu hâllerde, temsilcinin gerekli niteliğe sahip bulunması dava şartlarından olup ve bu husus davanın her aşamasında ileri sürülebilir. Taraflarca ileri sürülmese dahi gerek mahkemece, gerekse Yargıtay’ca tarafların bu yönde bir savunmasının olup olmadığına bakılmaksızın kendiliğinden göz önüne alınır.
Diğer taraftan, taraf ehliyeti, davada taraf olabilme yeteneğidir. Taraf ehliyeti, medeni hukuktaki medeni haklardan yararlanma (hak) ehliyetinin Medeni Usul hukukunda büründüğü şekildir. Kimlerin taraf ehliyetine sahip bulunduğu Medeni Kanuna göre belirlenir (HMK m.50, TMK m.8 ve m.48). Buna göre, medeni haklardan yararlanma (hak) ehliyeti bulunan her gerçek (TMK m.8) ve tüzel (TMK m.48) kişi, davada taraf olabilme ehliyetine de sahiptir.
Aynı Kanunun 124 üncü maddesinin dördüncü fıkrasında “Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir. Bu durumda hâkim, davanın tarafı olmaktan çıkarılan ve aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermeyen kişi lehine yargılama giderlerine hükmeder.” hükmüne yer verilmiş olup bu hükme göre yanılgıla dayalı taraf gösterilmesi halinde taraf değişikliğine gidilebilir.
Davacı işçilik alacakları ile ilgili davasını, işyerini devreden ...A.Ş. ve devraldığı belirtilen Davalı ... Üretim A.Ş.’ne karşı açmıştır. Oysa sunulan özelleştirme devir sözleşmesinde devralan... A.Ş.’dir. Bu durumda davacı taraf devralan şirket yönünden yanılgıya düştüğünden, davasını devralan şirkete yönlendirmesi için usul işlemlerinin yapılıp ve sonucuna göre karar verilmelidir.
2- İşyeri devrinin esasları ve sonuçları 4857 sayılı İş Kanununun 6 ncı maddesinde düzenlenmiştir. Söz konusu hükümde, işyerinin veya bir bölümünün devrinde devir tarihinde mevcut olan iş sözleşmelerinin bütün hak ve borçlarıyla devralan işverene geçeceği öngörülmüştür. Devir tarihinden önce doğmuş ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçlar açısından, devreden işverenle devralan işverenin birlikte sorumlu oldukları aynı maddenin üçüncü fıkrasında belirtilmiş, devreden işverenin sorumluluğunun devir tarihinden itibaren iki yıl süreyle sınırlı olduğu hükme bağlanmıştır.
Aynı Kanunun 120 nci maddesi hükmüne göre, 1475 sayılı Yasanın 14 üncü maddesi halen yürürlükte olduğundan, işyeri devirlerinde kıdem tazminatına hak kazanma ve hesap yöntemi bakımından belirtilen madde hükmü uygulanmalıdır. Anılan maddeye göre, işyerlerinin devir veya intikali yahut herhangi bir suretle bir işverenden başka bir işverene geçmesi veya başka bir yere nakli halinde, işçinin kıdemi işyeri veya işyerlerindeki hizmet akitleri sürelerinin toplamı üzerinden hesaplanmalıdır. Bununla birlikte, işyerini devreden işverenlerin bu sorumlulukları, işçiyi çalıştırdıkları sürelerle ve devir esnasındaki işçinin aldığı ücret seviyesiyle sınırlıdır.
İşyeri devri fesih niteliğinde olmadığından, devir sebebiyle feshe bağlı hakların istenmesi mümkün olmaz. Aynı şekilde işyeri devri kural olarak işçiye haklı fesih imkânı vermez.
İşyerinin devri işverenin yönetim hakkının son aşaması olup, işyeri devri çalışma koşullarında değişiklik anlamına da gelmez. Dairemizin kökleşmiş kararlarına göre işyeri devri işçiye haklı nedenle fesih hakkı tanımaz. İşyeri devrinin çalışma koşullarını ağırlaştıran bir yönü olup olmadığı belirlenmelidir (Yargıtay 9.HD. 27.10.2008 gün 2008/ 29715 E, 2008/28944 K.).
Bu açıklamalar ışığında, iş hukukunda işyeri devrinin işçilik alacaklarına etkileri üzerinde ayrıca durulmalıdır. İşyeri devri halinde kıdem tazminatı bakımından devreden işveren kendi dönemi ve devir tarihindeki son ücreti ile sınırlı olmak üzere sorumludur. 1475 sayılı Yasanın 14 üncü maddesinin ikinci fıkrasında, devreden işverenin sorumluluğu bakımından bir süre öngörülmediğinden, 4857 sayılı Yasanın 6 ncı maddesinde sözü edilen devreden işveren için öngörülen iki yıllık süre sınırlaması, kıdem tazminatı bakımından söz konusu olmaz. O halde kıdem tazminatı işyeri devri öncesi ve sonrasında geçen sürenin tamamı için hesaplanmalı, ancak devreden işveren veya işverenler bakımından kendi dönemleri ve devir tarihindeki ücret ile sınırlı sorumluluk belirlenmelidir.
Feshe bağlı diğer haklar olan ihbar tazminatı ve kullanılmayan izin ücretlerinden son işveren sorumlu olup, devreden işverenin bu işçilik alacaklarından herhangi bir sorumluluğu bulunmamaktadır.
İşyerinin devredildiği tarihe kadar doğmuş bulunan ücret, fazla çalışma, hafta tatili çalışması, bayram ve genel tatil ücretlerinden 4857 sayılı Kanunun 6 ncı maddesi uyarınca devreden işveren ile devralan işveren müştereken müteselsilen sorumlu olup, devreden açısından bu süre devir tarihinden itibaren iki yıl süreyle sınırlıdır. Devir tarihinden sonraki çalışmalar sebebiyle doğan sözü edilen işçilik alacakları sebebiyle devreden işverenin sorumluluğunun olmadığı açıktır. Bu bakımdan devirden sonraya ait ücret, fazla çalışma, hafta tatili çalışması, bayram ve genel tatil ücreti gibi işçilik alacaklarından devralan işveren tek başına sorumlu olacaktır.
Somut uyuşmazlıkta, davalılar tüm tazminat ve alacaklardan müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmuşlardır. Halbuki Özelleştirme Yüksek Kurulunun 11.07.2013 tarihli kararı ile davalı ...Ş.’nin % 100 oranındaki hissesi dava dışı... A.Ş.’ne devredilmiştir. Davacının iş akdi davalı işyerinin ...A.Ş. tarafından... A.Ş.’ye devrinden sonra feshedilmiştir. Bu itibarla davalı ...Ş.'nin kendi dönemindeki kıdem tazminatı ve ulusal bayram ve genel tatil alacağından sınırlı sorumlu tutulması, ihbar tazminatı ve yıllık izin alacağından ise sorumlu tutulmaması gerekirken, aksi yönde karar verilmesi hatalıdır.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 09.05.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
9. Hukuk Dairesi 2017/8536 E. , 2018/10375 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 10 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 40 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 76 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 56 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 18 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 28 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat