9. Hukuk Dairesi 2017/20696 E. , 2018/5330 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 28. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 14. İŞ MAHKEMESİ
DAVA :Davacı, feshin geçersizliğine, işe iadesine ve yasal sonuçlarına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin kabul kararına karşı davalılar avukatlarının istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi 28 Hukuk Dairesi ... 14. İş Mahkemesinin 09.11.2016 tarih 2015/626 Esas, 2016/802 Karar sayılı karara karşı davalı... vekilinin istinaf başvuru dilekçesinin gerekçe ile sebeplerini belirtmediği, sürenin geçmiş olması ve ilk derece mahkemesinin kararında kamu düzenine aykırılık da bulunmadığı anlaşıldığından başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b-1. Maddesi gereğince başvuru talebinin reddine karar vermiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi'nin kararı süresi içinde davalılar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacı işçinin davalı işverenlerin 3. Boğaz Köprüsü'ndeki işinde çalıştığını, İşin görüldüğü yerin 3. Boğaz Köprüsü İnşaatı/Sarıyer olduğunu, davacı işçinin davalı işverenlikte yatılı olarak kaldığını,... İnşaat Tic. Ltd. Şti. ile... S.P.A. Türkiye Şubesi adlı davalı şirketlerin adi ortaklık kurarak 3. Köprü ve Kuzey Marmara Otoyolu Projesinin ihalesini almış olduklarını, bu iki işverenin yapılan iş kapsamında asıl işverenler olduğunu,... İnşaat Tic. Ltd. Şti. isimli diğer davalının ise alt işveren pozisyonunda olduğunu, davacı işçiye ödenmesi gereken ücret ve tazminatlardan her üç şirketin müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, davacı İşçinin iş sözleşmesinin işin sona ermesi gerekçesiyle feshedildiğini, usule uygun olmayan fesih bildirimiyle feshin son çare olması ilkesinin de ihlal edildiğini iddia ederek feshin geçersizliğine ve davacı işçinin işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı... A.Ş. vekili , davacı işçinin davalı şirketin ortağı bulunduğu adi ortaklığın çalışanı olmadığını, davacı işçiyi istihdam eden işverenin dava dilekçesinde de belirtildiği gibi... İnşaat Tic. Ltd. Şti. olduğunu, davalı şirketin ortağı bulunduğu İCA İÇTAŞ-ASTALDİ Adi Ortaklığı ile diğer davalı şirket arasında iddia edilenin aksine asıl işveren-alt işveren ilişkisinin bulunmadığını, davalı şirketin... İnşaat Tic. Ltd. Şti. işçilerine karşı herhangi bir sorumluluğunun olmayacağını, davalı şirketin ortağı bulunduğu adi ortaklık ile... İnşaat Tic. Ltd. Şti. arasındaki sözleşmesel ilişkinin fiilen sona erdiğini, hal böyle iken işe iade isteminin davalı şirket tarafından karşılanamayacağını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ...P.A. vekili, davacı işçinin işvereni... İnşaat. Tic. Ltd. Şti. ile davalı şirketin ortağı bulunduğu adi ortaklığın arasında asıl - alt işveren ilişkisi bulunmadığını, bu nedenle davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle usulen reddedilmesi gerektiğini, davacı işçinin davalı şirketin ortağı olduğu adi ortaklığın çalışanı olmadığını, adi ortaklık ile davacı işçi arasında sözleşmesel bir iş ilişkisi bulunmadığını, davacı işçinin işvereninin diğer davalı İlgaz Tic. I.td. Şti. olduğunu, bu şirket ile İCA İçtaş... Adi Ortaklığı arasında asıl işveren - alt işveren ilişkisi bulunmadığını, davalı şirketin ortağı bulunduğu adi ortaklığın işin ytirütümü ile ilgili olarak işin sevk ve idaresi veya işin genel olarak denetimi gibi bir sorumluluğu bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... Tic. Ltd. Şti. vekili, davacı işçinin haksız olarak talep ettiği alacak kalemlerinin her biri için zamanaşımı, husumet, derdestlik, dava şartı yokluğu ilk itirazında bulunduklarını, davacı işçinin davalı şirket bünyesinde belirli süreli iş sözleşmesi ile çalıştığını, belirli süreli iş sözleşmesine konu olan işin bitimiyle birlikte iş akdinin süre sonunda sona erdiğini, davacı işçi ile davalı şirket arasında imzalanan iş sözleşmesinde sözleşmenin belirli süreli olduğunun, işin konusunun ve sözleşmenin iş bitiminde sona ereceğinin açıkça yazılı olduğunu, sözleşmenin 3.2 maddesinde 'sözleşmenin bitiş tarihinde önccdcn herhangi bir bildirime gerek kalmaksızın sözleşme kendiliğinden sona erer' hükmü bulunduğunu, davacının bu hususu kendi rızasıyla kabul ettiğini,davacı işçiye fesihten önce iş bitiminde sözleşmenin sona ereceğinin bildirildiğini, ancak davacı işçinin fesih bildirimini imzalamaktan imtina ettiğini, bu durumun tutanak altına alındığını, davacı tarafın feshin şekline ilişkin bütün iddialarının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, ortada ihbara lüzum olmaksızın kendiliğinden sona erebilecek bir sözleşme olduğu halde davalı şirketin davacı işçiye ihbarda bulunduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C) İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk derece mahkemesince, davalılar... ile... S.P.A. unvanlı şirketlerin oluşturduğu adi ortaklık ile davalı ... arasındaki sözleşme ilişkisinin İş Kanunu 2. maddesinde tanımlanan asıl işveren alt işveren ilişkisi ve/veya anahtar teslimi iş olarak nitelendirilemeyeceği, işin sevk ve idaresinin davalı adi ortaklığa ait olduğu, gerçek işveren sıfatının davalılar... ile... S.P.A unvanlı şirketlerin oluşturduğu adi ortaklığa ait olduğu ve davacının bu davalı şirketlerin oluşturduğu adi ortaklığın işçisi sayılması gerektiği, davacının işçisi sayıldığı davalılar... ile... S.P.A unvanlı adi ortaklık tarafından yapılan yazılı bir fesih bildiriminin dosya kapsamında bulunmadığı, bu nedenle dava konusu feshin şekil yönünde geçersiz olduğu , şirketler tarafından işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından yada işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir fesih nedenin bu adi ortaklık tarafından ortaya konulamadığı, davalı şirketlerin oluşturduğu adi ortaklığın gerçek işveren olduğu ve davalı şirketler nezdinde yürütülen Kuzey Marmara Otoyolu inşaatı işinin sona ermesinin söz konusu olmadığı, bu nedenlerle dava konusu fesih işleminin usul şekil ve esas yönünden geçerli olmadığı, bu davalı şirketlerin gerek Türkiye'de gerekse diğer bölge ülkelerinde yürüttüğü halihazırda devam eden birçok inşaat işinin olduğu, adi ortaklık olarak üstlendikleri Odayeri - Paşaköy arasında yaklaşık 115 km otoyol ve bağlantı yolu ile 3. Boğaz Köprüsü inşaatının henüz tamamlanmadığı, 1 ve 2 numaralı davalı şirketlerin karayolu inşaatı, metro inşaatı, havalimanı inşaatı, liman İnşaatı, marina İnşaatı, yüksek hızlı tren projesi, yol ve köprü inşaatı, yüksek kapasiteli enerji santrali, akıllı bina, iş merkezi, turizm tesisi, sulama sistemi inşaatı, kamu binası, toplu konut, sağlık tesisi, üniversite ve okul inşaatı gibi pek çok projeyi yürütmekte olduğu, soğuk demir ustası olarak diğer inşaatlarda görevlendirilebilecek anlaşılan davacı işçinin istihdamına yönelik herhangi bir çaba harcanmadığı davacının işçisi sayıldığı davalılar... ile... S.P.A unvanlı adi ortaklık tarafından yapılan feshin ölçülü olmadığı ve geçerli nedenlere dayanmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne, işverence yapılan feshin geçersizliğine ve davacının aynı konum ile ... ve...' deki işine iadesine, mali yönden tüm davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğuna karar verilmiştir.
D) Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti :
Bölge adliye mahkemesince, 'dosya içeriğine göre davacı işçi asıl işverenlikler nezdinde işçi alımına yönelik sözleşme kapsamında çalışmıştır. Sözleşme tamamen işçilik temini şeklinde düzenlenmiştir. Davalı ... şirketinin bağımsız bir işveren olarak kendi iş organizasyonunu kurmadığı açıktır. Bu anlamda davalılar arasında kurulan ilişki 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2. Maddesi anlamında bir asıl-alt işveren ilişkisinin unsurlarını taşımamaktadır.
Mahkemece kararın gerekçesinde geçerli bir asıl işveren- alt işveren ilişkisinin oluşmadığının kabulü isabetlidir.Ayrıca geçerli bir asıl işveren alt işveren ilişkisi olmasa da işe başlatmamanın sonuçlarından işverenler birlikte sorumlu tutulmalıdır.Bu yönüyle de mahkeme kararı isabetlidir. Aksine itirazların reddi gerekir.' gerekçesiyle istinaf başvurularının reddi'ne karar verilmiştir.
E) Temyiz başvurusu :
Bölge Adliye Mahkemesi’nin kararına karşı davalılar temyiz başvurusunda bulunmuştur.
F) Gerekçe:
Mahkemece ve istinaf incelemesi yapılan Bölge Adliye Mahkemesince feshin geçersizliği'ne karar verilmesi yerinde ise de Kuzey Marmara Otoyolu projesini üstlenen ... ile... S.P.A Adi ortaklığının aldığı işin bir bölümünü davalı ... Tic. Ltd. Şti.'ne verdiği , ... -... S.P.A Adi ortaklığının asıl işveren,... Inşaat Tic. Ltd.Şti'nin alt işveren olup, davacının... şirketinin işçisi olduğu, adi ortaklık ile... Şirketi arasındaki ilişkinin muvazaya dayandığına ilişkin delil bulunmadığı, davacının dahi dava dilekçesinde taraflar arasındaki ilişkinin asıl-alt işveren ilişkisi olduğunu belirttiği, davacının belirsiz süreli hizmet akti ile çalıştığı bu itibarla davacının alt işveren... Şirketine iadesine ve mali haklardan asıl işverenlerin ve alt işverenin sorumlu tutulmasına karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.
4857 sayılı İş Yasasının 20/3 maddesi ve 6100 sayılı HMK.’un 373/2. maddeleri uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
G) Sonuç: Yukarda açıklanan gerekçe ile
1. Bölge Adliye Mahkemesi ve İlk Derece Mahkemesi kararlarının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2.Davalı tarafından gerçekleştirilen feshin GEÇERSİZLİĞİNE ve davacının davalı alt işveren ... İNŞAAT TİC. LTD. ŞTİ. işyerindeki işine İŞE İADESİNE,
3.Davacının yasal süre içinde başvurusuna rağmen davalı işverence süresi içinde işe başlatılmaması halinde ödenmesi gereken tazminat miktarının davalıların müştereken ve müteselsil sorumluluğunda olması kaydı ile davacının kıdemi, fesih nedeni dikkate alınarak takdiren davacının 4 aylık brüt ücreti tutarında BELİRLENMESİNE,
4.Davacı işçinin işe iadesi için işverene süresi içinde müracaatı halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar en çok 4 aya kadar ücret ve diğer haklarının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilinin GEREKTİĞİNE,
5. Alınması gereken 35,90 TL. karar harcından davacının yatırdığı 27,70 TL. peşin harcın mahsubu ile 8,20 TL. bakiye karar harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
6. Davacının yaptığı 374,00 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, davalının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, gider avansından kullanılmayan miktarların istekleri halinde ilgililere iadesine,
7.Davacı vekil ile temsil edildiğinden, karar tarihindeki AAÜT uyarınca belirlenen 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
8. Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde ilgilisine iadesine,
9. Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 15.03.2018 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.
9. Hukuk Dairesi 2017/20696 E. , 2018/5330 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 19 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 26 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 17 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 7 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 20 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat