9. Hukuk Dairesi 2015/30121 E. , 2018/19136 K.

Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

9. Hukuk Dairesi 2015/30121 E. , 2018/19136 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, davalılara ait işyerinde güverte lostromosu olarak 1986 yılında çalışmaya başladığını, 24/09/2005 tarihinde emeklilik hakkı doğsa da çalışmaya devam ettiğini, 2011 yılı Şubat ayında iş sözleşmesinin işverence haksız şekilde fesh edildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla çalışma, hafta tatili, yıllık izin, ulusal bayram ve genel tatil alacaklarının tahsilini, istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalılar vekili, davacının müvekkili şirket bünyesinde çalıştığını ve kendi isteğiyle 18.01.2011 tarihinde işten çıktığını, tüm haklarının verildiğini, fazla mesai yapılması durumunda karşılığı ücretlerinin ödendiğini, davacının gemi adamı olarak çatıştığını, denizciliğin gereği olarak resmi tatil, hafta tatillerinde çalışma yapılabildiğini ancak bu hallerde karşılığı ödemelerin yapıldığını, izinlerini kullandığını, davacının kıdem tazminatı için 03.06.2011 tarihinde 15.000,00 TL. tutarında çek düzenlendiğini, ardından davacıdan ibraname alındığını, davacının kendi isteğiyle işe gelmediğini, kanuni yükümlülük bulunmamasına rağmen davacıya kıdem tazminatının ödendiğini, savunarak davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalı tarafların ortaklık yapıları, faaliyet adresleri ve faaliyet konuları aynı olmakla ve davacının çalıştığı süre boyunca aynı yerde aynı işi yaptığından davalıların işçilik alacaklarından birlikte sorumlu oldukları, iş sözleşmesinin işverence haksız şekilde fesh edildiği, davacının yapılan ödemenin mahsubu ile kıdem tazminatı ile ihbar tazminatı, fazla çalışma, hafta tatili, yıllık izin ve genel tatil ücreti alacakları olduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı taraflar temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı işçinin fazla mesai alacağı bulunup bulunmadığı, taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Deniz İş Kanunu’nun 26/2 maddesine göre; iş süresi, gemiadamının işbaşında çalıştığı ve vardiya tuttuğu süredir. Gemiadamının gemide bulunduğu sürelerin tamamı çalışma süresi olarak kabul edilemez. Gemiadamının fiilen çalıştığı veya fiilen çalışmamakla birlikte gücünü işverenin emrinde bulundurduğu, iş verilmesi veya çıkması için beklediği süreler çalışma süresinden sayılmalıdır.
Deniz İş Hukukunda, sözleşmenin taraflarının fazla mesai ücretinin, asıl ücrete dahil olduğu şeklinde sözleşmeye hüküm koymaları mümkündür. Bu sözleşme hükmü geçerlidir. Ancak bununda bir sınırının bulunması gerekir. Deniz İş Kanunu’nda fazla çalışmalar için günlük veya yıllık bir sınır da öngörülmemiştir. Oysa 4857 sayılı Kanun kapsamındaki işçiler için fazla çalışmanın sınırı yılda 270 saat olarak belirlenmiştir. Bu sebeple 4857 sayılı Kanun’daki 270 saat sınırlamasının Deniz İş Kanunu kapsamında çalışanlar için uygulanması, ikisi de özel kanun olduğundan mümkün değildir.
Bu konuda sınır olarak uluslararası kaynak olan Uluslararası Çalışma Örgütünün 180 sayılı sözleşmesi ile 1999/63/EC sayılı Avrupa Birliği Direktifi dikkate alınabilir. Anılan sözleşme ve direktifin 5. maddelerinde işçinin sağlığının ve güvenliğinin korunması amacıyla çalışma sürelerinde sınırlamaya gidilmiş ve asgari dinlenme süreleri belirlenmiştir. Buna göre “azami çalışma süresi 24 saatlik sürede 14 saati, 7 günlük sürede 72 saati geçemez. Dinlenme süresi ise 24 saatte 10 saatten, 7 günlük sürede 77 saatten az olamaz. Dinlenme saatlerinin 6 saatten az olmamak koşuluyla ikiye bölünerek uygulanması mümkün olup iki dinlenme süresi arasında geçecek zamanın da 14 saatten fazla olmaması gerekir”. Buna paralel düzenleme Gemiadamları Yönetmeliğinin 84. maddesinde yer almaktadır. Dinlenme sürelerini belirleyen bu kuraldan da aynı sonuç çıkarılabilir. Fakat yönetmelik dinlenme süresini günlük 10 saat olarak belirlerken, haftalık ise 70 saaten az olamayacağını belirtmiştir. Bu sözleşme ve direktifteki düzenlemeye göre daha az bir süredir. Bu sebeple sınırlamada sözleşme ve direktifin dikkate alınması daha isabetli olacaktır.
4857 sayılı Kanun’daki 270 saat sınırlamasının Deniz İş Kanunu kapsamında çalışan davacı gemi adamına uygulanma imkanı bulunmamakla birlikte, bu durumda Uluslararası Çalışma Örgütü sözleşmesi ve Avrupa Birliği Direktifinin öngördüğü, azami çalışma süresi günde 14, haftada 72 saati geçemez esası kabul edilmeli, 7 günü dahil 48 saatten 72 saate kadar olan çalışmanın asıl ücrete dahil olduğu kabul edilmeli, 72 saati aşan kısım varsa fazla mesai olarak değerlendirilmelidir.
Somut uyuşmazlıkta, taraflar arasında yapılmış 'Kontrat' başlıklı tek sayfa bir sözleşme metni bulunmakta olup, bu metne göre fazla çalışmanın aylık maktu ücrete dahil olduğu yazılıdır. Mahkemece, davalıya süre verilip bu sözleşmenin tamamının dosyaya ibrazı istenip ibrazı halinde yukarıdaki açıklamalar ışığında imza tarihi de dikkate alınarak bir değerlendirme yapılmalıdır.
2- Davacı taraf 28/10/2014 harç tarihli dilekçesi ile davaya konu talepleri artırarak davasını ıslah etmiştir. Islah dilekçesi davalılar vekiline 17/11/2014 tarihinde tebliğ edilmiş ve davalılar vekili 02/12/2014 tarihli dilekçesi ile zamanaşımı def'inde bulunmuştur. Buna göre zamanaşımı def'i 2 haftalık süre geçtikten sonra yapılmış olup Mahkemece süresinde yapılmayan def'inin dikkate alınması hatalıdır.
3- Karar gerekçesinde 'Dosyadaki bilgi ve belgeler ile SSK şahsi sicil dosyasının incelenmesinde, davacının davalı işyerinde 14/09/2010-19/07/2012 tarihleri arasında çalıştığı ve iş akdinin davalı işveren tarafından 4857 sayılı Yasa'nın 25. madde hükmüne dayanılarak feshedildiği anlaşılmaktadır.' şeklinde eldeki dava ile ilgisi olmayan anlatıma yer verilmesi hatalıdır.
Yine davacının gemi adamı olup Deniz İş Kanunu'na tabi olduğu tartışmasız iken karar gerekçesinde yıllık izin ücreti alacağı ile ilgili 4857 sayılı Kanuna atıf yapılması da hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
F) SONUÇ:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 23/10/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön