9. Hukuk Dairesi 2018/8302 E. , 2018/18294 K.

Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

9. Hukuk Dairesi 2018/8302 E. , 2018/18294 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

YARGITAY KARARI

A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı işyerinde önceleri geçici/mevsimlik işçi olarak çalışmaya başladığını, sonrasında kadrolu işçi statüsüne geçtiğini ancak kadroya alınırken geçici/mevsimlik işçi statüsündeki dönemlerinin dikkate alınmadan derece ve kademe belirlemesi yapıldığını, hatalı yapılan derece-kademe belirlemesi itibariyle fark alacaklarının bulunduğunu ileri sürerek, ücret farkı, ilave tediye, ikramiye, fazla mesai, hafta tatili, yemek bedeli, sosyal yardım, yolluk ve seyyar görev tazminatı, sorumluluk primi, yıpranma ödeneği ve yıllık izin alacaklarının davalıdan tahsilini istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının kadroya ataması yapılmadan önceki çalışmalarının geçici/mevsimlik işçi statüsünde olduğunu, bağıtlanan Toplu İş Sözleşmesiyle kararlaştırıldığı üzere işyerinde derece ilerlemesi için 2 yıl, kademe ilerlemesi için 1 yıl çalışmış olmak koşulunun getirildiğini, davacının 1 ve 2 tam yıl çalışmaksızın bu taleplerde bulunamayacağını, kadroya yapılan atama tarihi itibariyle derece ve kademe tespitinde bir hata bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
C) Yargılama Süreci ve Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, mevsimlik işçilikte geçen süre eklenmek suretiyle davacnın kademe ve derecesi tespit edilerek, ücret farkı, ikramiye farkı, yıpranma prim farkı, ilave tediye ve yıllık izin ücreti taleplerinin kabulüne, diğer taleplerin ise reddine karar verilmiş, taraf vekillerinin temyizi üzerine, hüküm kapatılan Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 24/12/2015 tarih ve 2015/34972 E, 2015/26732 K, sayılı ilamıyla davalının tüm, davacının ise sair temyiz itirazları reddedilerek hüküm davacı lehine bozulmuştur.
Kapatılan Yargıtay 7. Hukuk Dairesi bozma ilamında özetle, hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının derece ve kademe tespitinde, davacı düz işçi pozisyonunda kabul edilerek hesaplama yapılmış ise de, davacının fiilen sürücü operatörü olarak çalıştığı halde kademe ve derece tespitinin düz işçi pozisyonunda olduğu kabul edilip, buna göre hesaplama yapılması ve ayrıca ikinci bozma nedeni olarak ise, ilave tediye alacağına yasal faiz ve akdi ikramiye alacağına ise TİS'de belirtilen ödeme tarihlerinden itibaren en yüksek işletme kredisi faizi yürütülmesi gerektiği halde bu alacakların birlikte hesaplanması ve her iki alacak için de yasal faiz yürütülmesinin, hatalı olduğu belirtilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, yıllık izin talebinin kabulüne, diğer taleplerin ise tümden reddine karar verilmek suretiyle, dava kısmen kabul edilmiş, davalı vekilinin temyizi üzerine, hüküm bu sefer Dairemizin 21/02/2018 tarih 2017/23557 E, 2018/3728 K, sayılı ilamıyla, işin esası incelenmeksizin ikinci kez bozulmuştur.
Dairemiz bozma ilamında özetle; mahkemece bir taraftan gerekçede yasal ilave tediye ve ikramiye farkı alacağına ilişkin hesaplamanın nasıl yapılacağı açıklandığı, diğer taraftan da hüküm fıkrasında bu iki alacak talebinin reddedildiği ve bu suretle gerekçe ile hüküm fıkrası arasında çelişki oluşturulmasının hatalı olduğu, belirtilmiştir.
Mahkemece ikinci bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda ise; yasal ilave tediye ücretinin yıllık 52 gün, akdi ikramiye alacağının ise yıllık 60 gün olduğu, bilirkişi raporundaki miktarın 112'ye bölünmesi sonucunda çıkan rakam 52 ile çarpıldığında ilave tediye ücretinin, 60 ile çarpıldığında ise akdi ikramiye alacağının bulunduğu, hesaplamanın bu şekilde yapılması gerektiği” gerekçesiyle, yıllık izin, ilave tediye ve ikramiye alacakları kabul, diğer talepler ise reddedilmek suretiyle, dava yine kısmen kabul edilmiştir.
D) Temyiz:
İkinci bozma sonrası kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununda “usulü kazanılmış hak” kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır. Bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usulü kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usulü kazanılmış hak gerçekleşebilir. (Yargıtay İBK 9.5.1960 tarih 21/9, RG. 28.6.1960-10537) Hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılmasının amacı bu kısımların doğru olduğunu belirlemek, bozmanın sınırlarını çizmek ve bu şekilde usulü kazanılmış hakları oluşturup, korumaktır. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usulü kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK).
Kazanılmış haklar hukuk devleti kavramının temelini oluşturan en önemli unsurlardandır. Kazanılmış hakları ortadan kaldırıcı nitelikte sonuçlara yol açan yorumlar Anayasanın 2. maddesinde açıklanan “Türkiye Cumhuriyeti sosyal bir hukuk devletidir” hükmüne aykırılık oluşturacağı gibi toplumsal kararlılığı, hukuksal güvenceyi ortadan kaldırır, belirsizlik ortamına neden olur ve kabul edilemez.


Usulü kazanılmış hakkın hukuki sonuç doğurabilmesi için; bir davada ya taraflar ya mahkeme ya da Yargıtay tarafından açık biçimde yapılmış olan ve istisnalar arasında sayılmayan bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan bir hakkın varlığından söz edilebilmesi gerekir.
Somut uyuşmazlıkta, her ne kadar mahkemece Dairemiz bozma ilamına uyularak ilave tediye ve ikramiye alacakları yönünden oluşturulan gerekçe ile hüküm fıkrası arasındaki çelişki giderilmiş ise de, Dairemiz bozmasına konu önceki karar davalının temyizi üzerine bozulmuş olup bozmaya konu kararda tamamen reddedilen ilave tediye ve akdi ikramiye alacak taleplerinin bu sefer kabul edilerek hüküm altına alınması, bir başka anlatımla gerekçe-hüküm çelişkisinin lehine bozma kararı verilen davalı aleyhine olacak şekilde giderilmesi usulü kazanılmış hakkın ihlali niteliğinde olup hatalıdır.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 15/10/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön