9. Hukuk Dairesi 2015/21273 E. , 2018/16040 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (İŞ) MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin 07.12.2009-14.01.2013 tarihleri arasında aralıksız sorumlu yönetici olarak net 3.165,00 TL. ücret ile çalıştığını, iş sözleşmesi gereği maaşının net olarak tespit edilmesine rağmen işverenin bu düzenlemeyi brüt maaş olarak değerlendirdiğini, davalı işyerinde çalıştığı dönem içinde mesai saatlerinin belli olmaması, çok fazla mesai yapmaları, işten çıkması konusunda davalı şirketten temsilcileri tarafından sözleşmenin feshi ve bunlara bağlı olarak yasal hakkı olan tüm alacaklarını alamaması nedeniyle işyerinden işten ayrılmak zorunda bırakıldığını, 08.00-18.00 ve 12.00-22.00 saatleri arasında vardiyalı şekilde haftanın 5 günü çalışıldığını, günde 1 saat fazla mesai yaptığı ancak ücretinin ödenmediği, sözleşmeye aykırı davranan davalı işverenin sözleşme gereği 15 maaş tazminat ödemekle mükellef olduğunu iddia ederek, kıdem ve ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti, 15 maaş cezai şart tazminatı alacaklarının tahsilini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın açıldığı 31.01.2013 tarihinde iş ilişkisinin devam ettiğinden davanın konusuz kalacağını, 25.01.2013-03.02.2013 tarihleri arasında rapor, 05.02.2013- 15.02.2013 tarihleri arasında ücretli izin alan davacının iş sözleşmesini 15.02.2013 tarihinde verdiği istifa dilekçesi ile feshettiğini ve çıkış işlemlerinin bu tarihte yapıldığını, istifa dilekçesinde 'özel nedenlerden dolayı' ayrıldığını açıkça beyan eden davacının yeni iş bulması nedeni ile işten ayrıldığını da şifahen söylediği ve bu durumun ... kayıtlarından tespit edilebileceğini, kıdem ve ihbar tazminatı talep hakkı bulunmadığı, davacı ücretinin fazla mesai dahil kararlaştırıldığı, diğer yandan davacının kendi insiyatifi ile işveren isteği dışında yaptığı mesai ücretini istenemeyeceği, tazminat talebine dayanak yaptığı 'İstihdamı Zorunlu Personel Olarak Çalışacak Veteriner Hekim işveren Sözleşmesi”nin son olarak 2012 Mayıs ayında yenilendiği, sözleşmenin 8. maddesine göre ücretin sözleşmede belirtilen miktardan aşağıya çekilmesi halinde işçinin 7 gün içerisinde iş sözleşmesini fesih edip tazminat talep etmemesi halinde tazminata hak kazanamayacağı ve sözleşmeyi bu nedenle fesih etmediğini savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkeme, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanarak; tanık beyanları gözetilerek davacının fazla mesai yaptığı halde fazla mesai ücretlerinin ödenmediği gerekçesi ile iş akdini haklı nedenle feshettiği, davalının aksini ispatlanamadığından işverenin işçisine kıdem tazminatı ödemekle yükümlü olduğu, ancak iş akdini bizzat davacı kendisi feshetmiş olmakla ihbar tazminatı talep hakkı olmadığı, ayrıca işverenin işçiye ödeyeceği 15 aylık net ücreti tutarında tazminat sadece sözleşmede yazılı ücretten daha düşük tutarda ücret ödenmesi haline bağlanmış olup bu tazminat için sözleşmenin ayrıca ve mutlaka İş Kanunu'nun 24/II-e maddesi gereği fesih edilmesi gerekliliğinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalı temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Somut uyuşmazlıkta; evleviyetle dava açılma tarihi itibariyle taraflar arasındaki iş ilişkisinin sona erip ermediği ve buna bağlı olarak feshe bağlı hakların muaccel olup olmadığının açıklığa kavuşturulması gereklidir.
Dava dilekçesinde, davacı 14.01.2013 tarihinde işten ayrılmak zorunda kaldığını iddia ederek 31.01.2013 tarihinde işbu davasını açmıştır. Davalı ise davacının iş sözleşmesini 15.02.2013 tarihinde verdiği istifa dilekçesi ile feshettiği ve çıkış işlemlerinin bu tarihte yapıldığını savunmuştur. Davalının dosyaya sunduğu 25.01.2013 tarihli iş görmezlik raporunda davacının 25.01.2013-03.02.2013 tarihleri arasında istirahatli olduğu, 05.02.2013 tarihli ve imzalı 'Görev/İzin Talep Formu' başlıklı belgede 05.02.2013-15.02.2013 tarihleri arasında ücretsiz izinli gösterildiği, mevcut 2013 Şubat ayı bordro örneğinde imzasının bulunduğu, davacının eli ürünü olduğu anlaşılan istifa belgesinde et balık departman şefi olarak çalıştığı işyerinden özel nedenlerden dolayı görevinden ayrılarak iş sözleşmesini feshetmeye karar verdiğini beyan ettiği ve itiraz edilmeyen bu belge ve ibraname üzerinde 15.02.2013 tarihinin bulunduğu, yine davacı imzasını havi çalışma belgesinde ve vergi matrahını belirtir itiraz edilmeyen belgelerde tebliğ tarihinin 15.02.2013 tarihi olarak gösterildiği görülmüştür. Bu belgelerin hukuken geçerli olmadığı da iddia ve ispat edilememiştir. Bu durumda mevcut delil durumu itibariyle dava açma tarihi itibariyle taraflar arasındaki iş ilişkisi devam ettiğinden muacceliyet şartı gerçekleşmeyen kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin usul yönünden reddi gerekirken işin esasına girilerek kıdem tazminatının kabul edilip ihbar tazminatının reddine karar verilmesi hukuken isabetsizdir.
Öte yandan davacı kıdem ve ihbar tazminatını kısmî alacak davasına konu etmiş, bilahare ıslah ile bu taleplerini 18.02.2015 tarihinde artırmıştır. Taraflar arsındaki iş ilişkisinin 15.02.2013 tarihi itibariyle sona ermesi karşısında, ıslah tarihi itibariyle bu alacakların muaccel olduğu anlaşılmıştır.
Davalının davacının iş sözleşmesini 15.02.2013 tarihinde verdiği istifa dilekçesi ile feshettiğini savunduğu ve davalı tanığının da görgüye dayalı beyanıyla bu savunmayı doğruladığı anlaşılmıştır.
Davacı tanıklarının feshe ilişkin beyanları çelişkili olup dosyada el ile yazılı istifa dilekçesi inkâr edilmediği gibi baskı iddiasının da ispatlanamadığı anlaşılmıştır. Kaldı ki, davacının dava dilekçesindeki feshe ilişkin beyanları ile yargılama safhasındaki beyanları da çelişmiştir. Bu durumda davacının iş akdinin haklı bir neden olmadan istifa ile sona erdiğinin kabulü ile kıdem ve ihbar tazminatının reddi gerekirken yazılı gerekçeyle kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin kabulü hatalıdır.
Açıklanan nedenlerle; dava dilekçesinde talep edilen kıdem ve ihbar tazminatının usulden, ıslah dilekçesi ile talep edilen miktarların ise esastan reddi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usule ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
F) SONUÇ:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 18.09.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
9. Hukuk Dairesi 2015/21273 E. , 2018/16040 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 25 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 9 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 10 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 30 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 26 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 30 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 8 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat