9. Hukuk Dairesi 2018/6657 E. , 2018/15319 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

9. Hukuk Dairesi 2018/6657 E. , 2018/15319 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 30. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : İŞE İADE

DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine, işe iadesine ve yasal sonuçlarına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin kabul kararına karşı taraflar avukatları istinaf başvurusunda bulunmuştur.
... Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesi davacı avukatının istinaf başvurusunun kabulüne, ... 3. İş Mahkemesi'nin 20/06/2017 tarihli 2016/555 Esas - 2017/350 Karar sayılı kararının kaldırılmasına, davalı avukatının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesi'nin kararı süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

YARGITAY KARARI

A)Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalıya ait işyerinde çalışmaya başladığını, bu çalışmasının fesih tarihi olan 08.08.2016 tarihine kadar sürdüğünü, iş aktinin feshine gerekçe olarak işin bitmek üzere olduğu ve yeni sipariş alınmaması gösterilmiş ise de, asıl sebebin sendikal faaliyet olduğunu, işyerinde taşeron şirketlerle muvazaalı sözleşmeler yapılarak kadrolu işçi çalıştırmama yoluna gidildiğini, işin bitmemiş olduğunu, davacının sendikaya üye olduğunu, davacı ile birlikte sendika üyesi olan yaklaşık 40 işçinin iş aktinin sonlandırıldığını belirterek, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, sendikal tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
B)Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davalı şirketin faaliyet alanı olan yat imalatının özel ve teknik bir iş olduğunu, sipariş ile alınan iş olduğunu, taşeron şirketten hizmet alınmasının kaçınılmaz olduğunu, mobilya işinin bitmek üzere olduğunu, yeni bir sipariş alınmadığını, davacının ve diğer işçilerin başka bölümlerde çalıştırılmasına olanak bulunmadığını, yeni bir sipariş alınsa dahi mobilya işine geçilmesinin zaman aldığını, feshin işletmenin ve işin gereklerinden doğan işletmesel karar sebebiyle yapıldığını, sendikal faaliyetle bir ilgisinin olmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir.
C)İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk derece mahkemesince, davalı işverenin geçerli fesih olgusunu ispatlayamadığı ortadadır. Bu durumda dinlenen tanık beyanları ve dosyadaki bilgi ve belgeler, olayların seyri ve tüm somut deliller bir arada değerlendirildiğinde; davacıların iş akdi feshinin arkasındanki gerçek nedenin Türkiye ...Sendikasına üye olmaları ve davalı işverenin iş yerinde sendika istememesi ve iş yerinde sendika örgütlenmesine olumlu bakmaması neden ile sendikaya üye olan davacının da içinde bulunduğu 37 kişinin birbirlerine yakın tarihlerde iş akitlerinin sendikal nedenle feshedildiği ve iş yerinde tanık beyanlarından da anlaşıldığı üzere baskı nedeniyle diğer işçilerin istifa ettiği ve tüm bu nedenlerle iş akdi feshinin sendikal nedene dayandığı kanaatine varılarak 6356 sayılı yasa 25/5 maddesi gereğindeki düzenleme gereğince davacının başvurusu ve işverenin işe başlatması ve ya başlatmaması şartına bağlı olmaksızın ödenmesi gereken tazminat miktarının 1 yıllık brüt ücret tutarında belirlenmesine karar verilmiştir.
D)İstinaf başvurusu :
İlk derece mahkemesinin kararına karşı, taraflar istinaf başvurusunda bulunmuştur.
E)İstinaf Sebepleri:
Davacı vekili katılma yoluyla istinaf dilekçesinde özetle :'' Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunun 25/4 maddesinde “İşverenin yukarıdaki fıkralara aykırı hareket etmesi hâlinde işçinin bir yıllık ücret tutarından az olmamak üzere sendikal tazminata hükmedilir.” düzenlemesi bulunduğunu,bu kapsamda mahkeme tarafından anılan madde hükmü uyarınca davacıların lehine hükmedilen tazminatın 1 yıllık brüt ücretinden daha yüksek bir bedel üzerinden hükmedilmesi hususunun değerlendirilmemesi hatalı olup kararın bu yönüyle bozulması gerektiğini,katılma yoluyla istinaf taleplerimizin kabulüne karar verilmesini''talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle;'' 'Müvekkili şirketin sipariş üzerine iş yapan bir şirket olup almış olduğu son yat siparişi ... 80 ... isimli proje olduğunu,müvekkili şirketin elinde yeni bir yat siparişi de bulunmadığını,davacının müvekkil şirket bünyesinde tutulması halinde bugün yeni yat sipariş olsa ve işe başlansa bile en az 2-3 yıl boşta beklemesi kesin olduğu gibi ülkesel ve küresel bazdaki mevcut ekonomik konjonktür altında yeni sipariş alınamama durumunda ne kadar süre ile boşta çalışmadan bekleyeceği de belirsiz olduğunu,belirtilen nedenlerle müvekkil şirketin almış olduğu işletmesel kararla davacının da içinde bulunduğu 38 işçinin iş aktini kıdem –ihbar ve varsa hak kazanılan diğer tazminatlarının ödenmesi koşuluyla kaydıyla feshettiğini, alınan karar işletmenin ve işin gereklerinden doğmuş olup yapılan fesih geçerli fesih olduğunu, davacıların iş aktinin sendikal nedenle feshedildiği iddiasını doğrulayacak tarafsız bir tanık beyanı yada somut bir delil bulunmadığını,sendikal nedeni ispat yükü davacı olduğunu,davacı tarafça sendikal neden ispatlanamadığını,bu durumda sendikal tazminata hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu,davanın reddi gerektiğini, işyerinden çıkartılan ve iş bu davaya konu yaklaşık 70 dosya olup her ne kadar değişik mahkemelere dağılmış olsa da dosyalar seri dosya niteliğinde olduğunu,bu nedenle mahkemece kabul edilen her dava için davacı lehine tam vekalet ücretine hükmedilmesinin Türkiye Barolar Birliği Avukatlık asgari Ücret Tarifesinin 22. Maddesine aykırı olduğunu,yeniden inceleme yapılarak davanın reddine karar verilmesini''talep etmiştir.
F)Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti :
Bölge Adliye Mahkemesince, davalı işveren tarafından yapılan işin özü gereği dönemsel dalgalanmaların olması ve buna bağlı olarak her dönem aynı oranda iş yoğunluğunun olmaması hususlarının tek başına davacı işçinin yaptığı işe duyulan ihtiyacın ortadan kalktığını göstermeyeceği ,davalı işverenliğin davacının yaptığı işe taşeron firmalardan işçi temini suretiyle karşıladığı dikkate alındığında davalı işverenliğin istihdam fazlalığı iddiasını isbatlayamadığı,fesih öncesi ve sonrası aylarda işe alımların yoğun olarak devam ettiği, netice olarak feshin geçerli nedenlere dayandığının ispatlanamadığı,davalı işverenlikçe fesihte tutarlı davranılmadığı,ölçülü olunmadığı ve fesihte son çare ilkesine de uyulmadığı,davalı işverenlikte davacının 19/01/2015 tarihinde üyesi olduğu Türkiye ...Sendikasının 2015 yılı başından itibaren sendikalaşma sürecine girdiği ve 14/04/2016 tarihi itibariyle 73 sendikalı işçiye sahip olup 11/05/2016 tarihinde ... yetkisi aldığı anlaşılmakta olup bu tarihten sonra davalı işverenlikçe davacı dahil diğer
sendikalı işçilerin iş akitlerinin feshedilmesine başlandığı sendikalı işçi sayısının 34'e kadar düştüğü böylelikle davalı işverenlikçe yapılan fesihlerin gerçek nedeninin davacı ve diğer işçilerin sendika üyesi olmaları ve sendikanın yürüttüğü örgütlenmeye tavır alınması ve sendikal faaliyetin engellenmesi amaçı güdülmesi karşısında sendikal fesih yönden isbat yükü kendisinde olan davacının bu isbat yükünü yerine getirmesi sebebiyle ilk derece mahkemesinin 6356 sayılı yasanın 25. maddesi uyarınca sendika tazminata hükmedilmesine dair kabulü yerinde olup bu yöne ilişkin davalı istinaf sebepleri yerinde görülmediği, 02/01/2017 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 22.maddesinde duruşmalı işlerde seri davalarda avukatlık ücretine hükmedilmesi için dosyaya ilişkin tüm duruşmaların aynı gün aynı mahkemede yapılması gerektiği belirtildiğinden ve aynı maddede toplamda 20 dosyaya kadar açılan seri davalarda her bir dosya için ayrı ayrı tam avukatlık ücretine hükmedileceğinin belirtilmesi karşısında istinaf incelemesine konu seri dava dosyalarının sayısının 19'dan fazla olmadığı gibi duruşmalarının tamamının aynı gün yapılmadığı da dikkate alındığında ilk derece mahkemesince davacılar lehine ayrı ayrı tam maktu vekalet ücretine hükmolunmasında bir isabetsizlik bulunmadığından bu yöne ilişkin davalı istinaf sebebi yerinde görülmediği, davacının 5 yıldan fazla zamandır işyerinde çalıştığı, uzun süreli kıdem sebebi ile kıdemine göre alt sınırdan uzaklaşılarak aynen işe başlatmama tazminatında olduğu gibi 4857 sayılı İş Kanunu 53. Maddesindeki kıdem süreleri esas alınmak suretiyle 1 yıl 1 ay sendikal tazminata hükmedilmesi gerektiği halde ilk derece mahkemesince 1 yıl olarak belirlenmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan davacının bu yöne ilişkin istinaf sebebi yerinde görüldüğünden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1-b-2 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davacı tarafından davalı aleyhine açılan işe iade davasının 4857 sayılı İş Kanununun 21.maddesi gereğince kabulüne, davalı işverence yapılan feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine, davacının yasal süre içinde iş yerine başvurusu üzerine işverene işe başlatması yada başlatmaması şartına bağlı olmaksızın tazminat miktarının 6356 sayılı yasanın 25. maddesi uyarınca davacının 1 yıl 1 aylık brüt ücreti tutarında belirlenmesine, davacı işçinin işe iadesi için işverene süresi içinde müracaatı halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar en çok 4 aya kadar ücret ve diğer haklarının davalıdan tahsilinin gerektiğine,davacının yaptığı yargılama giderlerinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 22 maddesi dikkate alındığında seri dosya sayısının 20'den az oluşu dikkate alındığında davacı lehine tam maktu vekalet ücretine hükmolunmasına karar verilmiştir.
G)Temyiz başvurusu :
Bölge Adliye Mahkemesi’nin kararına karşı davalı vekili tarafından süresinde temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
H)Gerekçe:
Sendikal tazminat 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 25 inci maddesinde düzenlenmiş, işçilerin işe alınmalarının belli bir sendikaya girmeleri veya girmemeleri, sendika üyeliklerini sürdürmeleri veya üyelikten çekilmeleri gibi şartlara bağlanamayacağı hükme bağlanmıştır. Yine, işçiler arasında çalışma şartları veya çalıştırmaya son verilmesi bakımından ayrım yapılamayacağı da yasada öngörülmüştür. Sendikal faaliyetlere katılma da güvence altına alınmıştır. Sözü edilen hükümlerden “fesih dışında” olanlara aykırılık halinde işçinin bir yıllık ücretinden az olmamak üzere tazminata tabi olduğu Yasada açıklanmıştır. Anayasa Mahkemesi’nin 22.10.2014 tarihli oturumunda verilen 2013/ 1 E sayılı kararında, maddede yer alan “…fesih dışında…” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline, yürürlüğün durdurulması isteminin koşulları oluşmadığından talebinin reddine karar verilmiştir.
Sendikal bir nedenle iş sözleşmesinin feshi hâlinde işçi, feshin geçersizliğinin tespiti ile işe iadesine dair dava açma hakkına sahiptir. İş sözleşmesinin sendikal nedenle feshedildiğinin tespit edilmesi hâlinde, 4857 sayılı Kanunun 21 inci maddesine göre işçinin başvurusu, işverenin işe başlatması veya başlatmaması şartına bağlı olmaksızın sendikal tazminata karar verilir. İşçinin işe başlatılmaması hâlinde, ayrıca 4857 sayılı Kanunun 21 inci maddesinin birinci fıkrasında belirtilen tazminata hükmedilmez.
İş sözleşmesinin sendikal nedenle feshedildiği iddiası ile açılacak davada, feshin nedenini ispat yükümlülüğü işverene aittir. Feshin işverenin ileri sürdüğü nedene dayanmadığını iddia eden işçi, feshin sendikal nedene dayandığını ispatla yükümlüdür.
Fesih dışında işverenin sendikal ayrımcılık yaptığı iddiasını işçi ispat etmekle yükümlüdür. Ancak işçi sendikal ayrımcılık yapıldığını güçlü biçimde gösteren bir durumu ortaya koyduğunda, işveren davranışının nedenini ispat etmekle yükümlüdür.
Dairemizce, sendikal tazminat davalarında ispat yükünün işçide olduğu hallerde, işyerinde çalışan ve sendikaya üye olan işçilerin sayısı, hangi tarihlerde üye oldukları, üyelikten çekilen işçilerin olup olmadığı, işyerinde çalışmakta olan işçilerin bulunup bulunmadığı, aynı dönemde yetki prosedürünün işletilip işletilmediği, işyerinde önceki dönemlerde toplu iş sözleşmelerinin bağıtlanıp bağıtlanmadığı, yeni işçi alınıp alınmadığı ve alınmışsa yeni işçilerin sendikalı olup olmadığı gibi hususlarla, işverence ekonomik veya teknolojik nedenlere dayalı bir fesih yoluna gidilmesi durumunda teknik yönden bu durumun araştırılması gibi ölçütler belirlenmiştir.
Somut uyuşmazlıkta; davacı işçilerin Türkiye ...Sendikasına üye olmaları sonrası davalı işverenin iş yerinde sendikal örgütlenmenin önüne geçebilmek için, sendikaya üye olan davacının da içinde bulunduğu 40’a yakın işçinin aynı dönemde iş akitlerini sendikal nedenle feshetmesi ile neticelenen olayda, ilk derece mahkemesince ve İstinaf Dairesince sendikal tazminata karar verilmesi doğrudur. Ancak, sendikal tazminatın maddeye göre en az işçinin bir yıllık ücreti tutarında belirleneceği öngörülmüştür. Yasada öngörülen miktar alt sınır olup, üst sınır hakkında bir miktar belirtilmemiştir. Bu tür bir düzenlemede işçinin kıdeminin 5 yılın üzerinde olması dışında alt sınırdan uzaklaşmayı gerektiren başka bir neden olmadığı halde, alt sınırdan tazminatın hüküm altına alınması dairemizin istikrar kazanan uygulamasıdır. Toplu işçi çıkarılması dikkate alındığında alt sınırdan uzaklaşılmasını gerektiren bir neden somut uyuşmazlıkta bulunmamaktadır. İstinaf Dairesince, dairemiz uygulamasına aykırı olarak ve salt kıdeminin 5 yılın üzerinde olması gerekçe gösterilerek bir yıllık ücret tutarında sendikal tazminat yerine, alt sınırın üzerinde ücret tutarında belirlenen tazminata karar verilmesi hatalıdır.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Bölge Adliye Mahkemesi’nin temyiz edilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın kabulü ile feshin geçersizliğine ve davacının İŞE İADESİNE,
3- 4857 sayılı İş Kanunu'nun 21. maddesine göre, davacının yasal süre içerisinde işverene başvurusu üzerine işverence işe başlatılması veya başlatılmaması şartına bağlı olmaksızın tazminat miktarının 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu 25. maddesi uyarınca davacının 1 yıllık brüt ücreti tutarında BELİRLENMESİNE,
4- Davacı işçinin işe iadesi için işverene süresi içerisinde müracaatı halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar en çok 4 aylık ücret ve diğer haklarının davacıya ödenmesine,
5- Davacı vekille temsil edildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan ... uyarınca belirlenen 2.180,00 TL. maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6- Alınması gereken 35,90 TL. karar-ilam harcından, 29,20 TL. peşin harcın mahsubu ile 6,70 TL. bakiye karar-ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7- Davacının yaptığı harçlar dahil toplam 171,40 TL. yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
8- Taraflarca yatırılan gider avansının varsa kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve isteği halinde ilgilisine iadesine,
9- Yatırdığı temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
Kesin olarak 10.09.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön