9. Hukuk Dairesi 2015/20301 E. , 2018/13280 K.

Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

9. Hukuk Dairesi 2015/20301 E. , 2018/13280 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

YARGITAY KARARI

A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı Şirkete ait gemide 1.11.2007 - 20.5.2013 tarihleri arasında 24 saat çalışıp, 24 saat dinlenme usulüne göre çalıştığı, bu çalışmanın 01.11.2007-31.12.2009 tarihleri arasında ... İnşaat Mimarlık A.Ş. işçisi olarak çalıştığı, ardından 01.01.2010-31.12.2010 tarihleri arasında...Eğitim ve Organizasyon Ltd. Şti. işçisi olarak çalıştığı, daha sonra 01.01.2011 ile 15/09/2011 tarihleri arasında Kara Eğitim İletişim Organizasyonları Hizmetleri ve Gemi İşletmeciliği Ltd.Şti ve...Eğitim İletişim Hizmetleri Ltd. Şti. adi ortaklığı işçisi olarak gösterildiği, son olarak 16.9.2011 tarihinden itibaren ... Servis Yönetim A.Ş.’de işçi olarak gösterildiği, 20.5.2013 tarihinde emekli olduğu... bünyesinde davacıyla aynı işi yapan gemi adamlarının sendikal haklardan yararlandığı,...’nun usta gemicilerinin yılda en az 1.500,00 TL maaş aldığı, ayrıca dört yılda dört maaş ikramiye ve çeşitli yardımlar aldığı, genel tatil, halta sonu ve yıllık izin ücretlerinin düşük ücret üzerinden hesaplandığı, fazla mesai ücretlerinin de eksik ödendiği, davalı Şirket ile 'davacının işvereni görünen Şirketler arasında muvazaalı ilişki kurulduğunu bu nedenle nedenle İş Kanunu’nun 2/7.maddesi ve Alt İşverenlik Yönetmeliği gereğince davacının baştan beri...’nun işçisi sayılacağını iddia ederek fark maaş, fark fazla çalışma ücreti, fark ubgt, fark hafta tatili ücreti, ikramiye, izin ücreti ve sosyal yardım alacaklarının tahsilini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının çalışma şartlan hakkında ileri sürdüğü iddiaların hakkın kötüye kullanılmasını oluşturduğunu ,yüklenici şirketlerin işçisi olan davacının davalı Şirketin işçisi olmadığını, bu nedenle davanın husumet yönünden reddinin gerektiğini, davanın Deniz İş Kanunu hükümlerine göre çözülmesi gerektiğini, 854 Sayılı Deniz İş Kanunu hükümlerine tabi olduğunu, iddialarının mesnetsiz olduğunu, 4857 Sayılı İş Kanun hükümlerinin davaya uygulanamayacağını, taleplerine karşı zamanaşımı definin ileri sürüldüğünü, 5 yıllık zamanaşımına tabi olduğunu,... ile yüklenici şirket arasındaki ilişkinin işçi teminine yönelik bir ilişki olmadığını ve bir hizmet alımı İlişkisi olduğunu, huzurdaki davaya emsal olacak bir başka davada davanın kabulü hakkında verilen kararın Yargıtay 9.Hukuk Dairesi tarafından bozulduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla eşitlik ilkesine aykırılık iddiası yönünden de müvekkil...’nun taşeron şirketin işçilerine karşı bir sorumluluğundan söz edilemeyeceğini, davacının talep ettiği faiz oranının ve faiz başlangıç tarihinin de hukuki dayanaktan yoksun olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkeme, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanarak Deniz İş Kanununda ise 4857 sayılı Kanundaki gibi asıl alt işveren ilişkisini düzenleyen paralel bir hüküm yer almadığı, iş ilişkisinin muvazaalı olduğuna ilişkin tespitin Alt İşverenlik Yönetmeliği’nin 13/2. maddesi kapsamında iş müfettişliği tarafından tanzim edilen rapordaki muvazaanın tespitini mahkeme onamış ise alt işveren işçilerinin başlangıçtan itibaren asıl işveren işçileri sayılır hükmü yer aldığı, bu konuya ilişkin düzenlenmiş ve mahkeme onayına sunulmuş bir iş müfettişi raporunun da bulunmadığı, dava konusu somut uyuşmazlık açısından duruma bakıldığında davacının muvazaalı olarak alt işveren tarafından çalıştırıldığı konusunda kanıt bulunmadığından bu durumda muvazaaya dayanılarak sendikal haklardan doğan ücret farklarının talep edilmesi mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.
D) Temyiz:
Kararı davacı temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Uyuşmazlık gemiadamı olarak hizmet alınan yüklenici Şirket işçisi olarak diğer davalıya ait gemide Deniz İş Kanunu kapsamında çalışan davacının, davalı ... Deniz Otobüsleri San. ve Tic. A.Ş'nin taraf olduğu Toplu İş Sözleşmesinden yararlanıp yararlanmayacağı, davalı ile hizmet alımı yaptığı ve davacının çalıştığı Şirketler arasındaki sözleşmenin muvazaaya dayanıp dayanmadığı ve muvazaa tespitinin hangi normatif düzenlemelere göre yapılacağı noktalarında toplanmaktadır.
Deniz İş Kanununda alt işveren-asıl işveren kavramına ise hiç yer verilmemiştir. 4857 sayılı İş Kanunu, asıl-alt işveren ilişkisinde asıl işverenin de işçiler açısından alt işverenle birlikte sorumluluğunu düzenlemiş, bunun yanında bazı muvazaa kriterlerine yer vermiştir. 4857 sayılı İş Kanununda kurala bağlanan alt işveren uygulamasının Deniz İş Hukukunda bire bir ve kıyasen uygulanması olanağı yoktur. Ancak sosyal güvenlik boyutu dikkate alındığında 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Kanunu’nun genel kanun olması nedeni ile asıl-alt işveren tanımı ve sorumluluğuna ilişkin 12. maddesindeki düzenleme Deniz İş Kanunu uygulaması bakımından kabul edilmelidir. Anılan maddenin son fıkrasına göre “Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin bir işte veya bir işin bölüm veya eklentilerinde, iş alan ve bu iş için görevlendirdiği sigortalıları çalıştıran üçüncü kişiye alt işveren denir. Sigortalılar, üçüncü bir kişinin aracılığı ile işe girmiş ve bunlarla sözleşme yapmış olsalar dahi, asıl işveren, bu Kanunun işverene yüklediği yükümlülüklerden dolayı alt işveren ile birlikte sorumludur”.
Muvazaa Borçlar Kanununda düzenlenmiş olup, tarafların üçüncü kişileri aldatmak amacıyla ve kendi gerçek iradelerine uymayan ve aralarında hüküm ve sonuç meydana getirmesi arzu etmedikleri görünüşte bir anlaşma olarak tanımlanabilir. Üçüncü kişileri aldatmak kastı vardır ve sözleşmedeki gerçek amaç gizlenmektedir. Muvazaanın ispatı genel ispat kurallarına tabidir. Bu anlamda bir alt işveren, bir asıl işverenden sözleşme ile üstlendiği mal veya hizmet üretimi için belirli bir organizasyona, uzmanlığa ve hukuksal bağımsızlığa sahip değilse, kısaca üretim ya da hizmet sunumuna ilişkin ekonomik faaliyetin bağımsız yönetimini üstlenmemişse asıl işveren alt işveren ilişkisinden çok olayda, asıl işverene işçi temini söz konusu olacaktır.
Dosya içeriğine göre; davacının uyuşmazlık konusu dönemde davalı Şirketten muhtelif tarihlerde hizmet alımı yapan birden fazla Şirketin işçisi olarak çalıştığı anlaşılmaktadır. Bu dönemde davalının hizmet alımı yaptığı Şirketler ile ilişkisinin muvazaalı olup olmadığının yukarıda değinilen mevzuat ve açıklamalara göre değerlendirilmesi ve sonucuna göre, davacının başlangıçtan itibaren ... Deniz Otobüsleri San. ve Tic. A.Ş.'nin işçisi olup olmadığının belirlenmesi gereklidir.
Ayrıca, davacının sendika üyeliğinin asıl işveren ... Deniz Otobüsleri San. ve Tic. A.Ş.'ye bildirildiği tarih yararlanma tarihi olacağından, bu tarih araştırılmalı ve buna göre Toplu İş Sözleşmesi hükümlerinden faydalanıp faydalanmayacağı belirlenmelidir.
Yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 19.06.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön