9. Hukuk Dairesi 2015/9333 E. , 2018/8034 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı ile fazla mesai ücreti, asgari geçim indirimi ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı işverene ait ... Şubesi’nde 01.09.2003 tarihinde sosyal bilgiler öğretmeni olarak işe başladığını, davacının 15 yıllık eğitmen olduğunu, davacının çalıştığı şubede 45 civarında eğitmenin çalıştığını, daha sonra müvekkilinin 2005 yılının başında orta düzey yönetici olarak aynı şubede Sosyal Bilgiler Zümre Başkanlığı yaptığını, 05.04.2011 tarihinden sonra da ... Dershanesi Şubesinde Şube Müdürü olarak çalışmaya başladığım, bu dönemdeki maaşının net 2.800,00-TL olduğunu, davalı işyerinde amir konumunda bulunan ...’nun, müvekkilini tekrar zümre başkanlığına göndermek istediğini, müvekkilinin de bunu kabul etmediğini, zira bu konumun şube müdürlüğünden daha alt bir kademe olduğunu ve daha az ücret aldığını, müvekkilinin bu talebi kabul etmeyince davalı işyerindeki amirin, müvekkilinden istifa dilekçesini vermesini istediğini, bu durumda davalı işyeri ile organik bağı bulunan ... Kolejine gönderebileceklerini söylediğini, müvekkilinin de gerek işsiz kalmaktan çekindiği, gerekse de sektörde olumsuz bir referans almamak adına davalı işverenin bu talebini kabul ettiğini ve bir kısım işten ayrılma evrakını imzaladıktan sonra ... Koleji’ne geçiş yaptığını, müvekkilinin SGK primlerinin gerçek ücret üzerinden yatırılmadığını davalı işyerinde yemek verildiğini, müvekkilinin davalı işyerinde hafta içi 11:00-20:00 saatleri arasında, hafta sonu ise 07:30-18:20 saatleri arasında 6 gün çalıştığını, hafta içi bir gün izin kullandığını, müvekkilinin resmi bayramlarda son 3 yıl hariç çalıştığını, müvekkilinin davalı işyerinde sürekli psikolojik baskı gördüğünü, müvekkilinin bu baskı altında içeriğini bilmediği bir kısım evrak imzaladığını ileri sürerek, kıdem tazminatı ile fazla çalışma, asgari geçim indirimi, ulusal bayram ve genel tatil alacaklarının davalıdan tahsilini istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının davalı işyerinde 2003 yılından 31.02.2012 tarihine kadar ..., ..., ..., ... ve ... Şubelerinde Sosyal Bilgiler öğretmeni olarak çalıştığını, bunun dışında sadece zümre ekibine doküman hazırlama konusunda yardımcı olduğunu, davalı işyerinin Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı olarak faaliyet gösterdiğinden, her personelin görev tanımı ile aldığı ücretin bakanlığa bildirildiğini, bu hususun bakanlığın Mebbis sisteminden de anlaşıldığını, davacının en son aldığı ücretin brüt 1.350,00-TL olduğunu, davalı işyerinde personele elden ödenen bir ücretin bulunmadığını, kaldı ki davacının ücretinin Milli Eğitim Müdürlüklerine yazılacak emsal ücret yazıları ile belirlenebileceğini, ayrıca davalı işyerinde davacı gibi sosyal bilgiler öğretmeni olan ve davalı işyerinde 2003-2012 yıllan arasında çalışan bir işçinin başka bir mahkemede açmış olduğu davada brüt ücretinin 1.150,00 TL olarak kabul edildiğini, davacının sigorta primlerinin asgari ücret üzerinden değil, gerçek ücret üzerinden yatırıldığını, davacının özgür ve hür iradesiyle davalı işyerindeki işinden istifa ettiğini, davalı işverenin yardımlarıyla da davacının ... Koleji’ne geçişinin sağlandığını, davalı İşverenin ortaklarından ...’in aynı zamanda ... Kolejinin de hissedarı olduğunu, hatta davacının davalı işyerindeki sigorta çıkışı yapılmadan ... Koleji'ne geçişinin sağlandığını, bu nedenle davacının aynı zamanda iki maaş aldığını, davacının işten ayrılırken imzalamış olduğu yazının içeriğini bilmemesinin mümkün olmadığını zira davacının bu yazıyı kendi el yazısı ile imzaladığını, davacının 9 yıldır davalı işyerinde çalıştığını bu kadar uzun bir süre tehdit altında çalışmasının mümkün olmadığını, davacının kötü niyetli olduğunu, davacının özel Eğitim Kurumları Yönetmeliğinin 26.maddesine göre, 20 saat karşılığında öğretmen olarak derse girdiğini, yönetmeliğin 40.maddesinde de 20 ders saatini aşan çalışmaların fazla süreli çalışma olduğunun ve ek ders ücreti niteliğinde olduğunun belirtildiğini, davalı işyerindeki ders programının ilgili Milli Eğitim Müdürlükleri’nde olduğunu, davacının davalı işyerinde hafta içi l gün tatil yaptığını, diğer hafta içi günlerde 11:00-20:00; Cumartesi ve Pazar günleri ise 08:00-18:20 saatleri arasında çalıştığını, günde 2 saat ara dinlenme süresinin bulunduğunu, davalı işyerinde her yıl 16 Haziran 1 Eylül arası eğitime ara verildiğini, davacı tanıklarının davalı işyeri ile husumetleri bulunduğunu bu nedenle tanıkların beyanlarına itibar edilemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
Anayasa’nın 138 ve 141. maddeleri uyarınca Hakimler, Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanı kanaatlerine göre hüküm verirler ve bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır. Bu gerekçede hukuki esaslara ve kurallara dayanmalı, nedenleri açıklanmalıdır.
Diğer taraftan 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK.’un 27. maddesinde hukuki dinlenilme hakkı kurala bağlanmıştır. Hukukî dinlenilme hakkı, Anayasanın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsurudur. Hukuki Dinlenilme Hakkı” gereğince davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hakkın yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içermektedir. Mahkemeler, kararlarını somut ve açık bir şekilde gerekçelendirmek zorundadırlar. Eksik, şeklî ve görünüşte gerekçe yazılması adil yargılanma hakkının (hukukî dinlenilme hakkının), ihlâlidir.
HMK.’un 297. maddesinde de, verilecek hükümde tarafların iddia ve savunmalarının özetinin, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delillerin, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesinin, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin yer alması gerektiği açıkça vurgulanmıştır. Kararın gerekçesinde maddi olay saptanmalı, hukuki niteliği ve uygulanacak hukuki kurallar belirlenmeli, bu konuda gerekli inceleme ve delillerden söz edilmeli, hukuk kuralları somut olaya uygulanmalı ve sonunda hüküm kurulmalıdır. Maddi olgularla hüküm fıkrası arasındaki hukuki bağlantı da ancak bu şekilde kurulabilecek, ayrıca yasal unsurları taşıyan bu gerekçe sayesinde, kararların doğruluğunun denetlenebilmesi mümkün olacaktır.
Somut uyuşmazlıkta, davacı vekili dava dilekçesinde davacının işe başlama tarihinden söz ederek 13/02/2012 tarihinde ... Koleji isimli eğitim kurumuna geçiş yaptırıldığını belirterek kıdem tazminatı, fazla çalışma, asgari geçim indirimi, ulusal bayram ve genel tatil alacakları talep etmiştir.
Öncelikle dava dilekçesinde iş akdinin, ne zaman ve hangi işveren nezdinde sona erdiği ve ne sebeple sona erdiği açıklanmamış ve fesih sebebi olarak herhangi bir sebep belirtilmemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davacının iş akdinin 30/11/2012 tarihinde kıdem tazminatı ödemesini gerektirecek şekilde feshedildiği gerekçesiyle kıdem tazminatı ile fazla çalışma ve genel tatil alacakları hüküm altına alınmış ve davalı işveren ile dava dışı ... şirketi (... Koleji) arasında fiili ve organik bağ olduğu kabul edilmiş ise de, mahkemece bu hususlara ilişkin soyut birkaç açıklama dışında hiçbir gerekçe gösterilmemiştir.
Mahkemece davacının dava dilekçesinde açıklamadığı fesih tarihi, şekil ve sebebinin ne olduğu ve davalı şirket ile dava dışı ... şirketi arasındaki ilişkinin fiili ve organik bağ olduğuna ilişkin gerekçenin temelleri ve maddi dayanakları ortaya konulmadan, davacının ... şirketi nezdindeki çalışmasının kıdem tazminatını gerektirecek şekilde sona erdiğinin kabulü hatalıdır.
Ayrıca fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil alacakları yönünden de yine hiçbir gerekçe oluşturulmamıştır. Gerekçesiz karar yazılması, adil yargılanma hakkının ihlali olup, kararın salt bu nedenle bozulması gerekmiştir.
F) SONUÇ:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 09/04/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
9. Hukuk Dairesi 2015/9333 E. , 2018/8034 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 6 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 27 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 10 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 5 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 9 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 22 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat